Kaptan-ı Derya, Denizlerin Piri Barbaros Hayrettin Paşa 1467 yılında Paleokipos, Yunanistan’da dünyaya gelmiş büyük Türk denizcisidir. Barbaros Hayrettin Paşa’nın asıl ismi Hızır‘dır. Kanuni Sultan Süleyman’ın verdiği Hayreddin ve sakalının kızıla çalması nedeniyle de Avrupalıların taktığı Barbarossa ya da Barbaros (kızıl sakal) adlarıyla tanınır. Eceovalı (Gelibolu) sipahi Yakup Ağa’nın oğludur. Yakup Ağa fethine katıldığı Midilli Adası’na yerleşip evlenmişti. Hızır ve kardeşleri burada dünyaya geldiler. İshak, Oruç ve İlyas isimli üç kardeşi vardır.
Hızır Reis diğer adıyla Barbaros Hayrettin Paşa, Akdeniz’in Osmanlı egemenliğine girmesini sağlayan Türk denizcidir. Kazandığı birçok zaferden başka bazı Avrupa ülkelerinin oluşturduğu ortak bir donanmaya karşı Preveze Deniz Savaşı’nı kazanmakla da ünlüdür.
Hızır ve kardeşlerinin gençlik dönemleriyle ilgili kesin bilgiler yoktur. Bilindiği kadarıyla Hızır, deniz ticaretiyle uğraşırken Adalar Denizi’nde (Ege) Rodos Şövalyelerine tutsak düştü. Tutsaklıktan kurtulduktan sonra korsanlarca soyulan bir tüccar olmak yerine, korsanlık yapmaya karar verdi. Korsanlığa başlayan Hızır, Rodos Şövalyelerince öldürülen kardeşi İlyas’ın öcünü almak için onlarla savaştı. İtalya kıyılarını vurdu, ganimet ve gemiler ele geçirdi. Kış aylarını, Cerhe Ada sı’nı üs olarak kullanan ve Akdenizin ünlü korsanlarından sayılan ağabeyi Oruç’un yanında geçirdi. Daha sonra güçlerini birleştiren iki kardeşin korsanlık ünleri Akdeniz kıyılarına yayıldı.
Tunus Sultanı Muhammed, Oruç ve Hızır reislere Halkü’l Vad (La Gaulette) limanından ve kalesinden yararlanma izni verdi. Buna karşılık iki kardeş korsanlıktan kazandıklarının beşte birini sultana verecekler ve mallarını da Tunus pazarlarında satacaklardı. Korunaklı ve kolay savunulabilir bir limana sahip olan Oruç ve Hızır reislerin 1512’den sonra ünleri iyice yayıldı. Bu yıl içinde ele geçirdikleri gemilerden birini yükü ve değerli armağanlarla birlikte Piri Reis’le İstanbul’a Yavuz Sultan Selim’e gönderdiler. İslam dünyasına ve Akdeniz’e Osmanlı egemenliğini yayma amacındaki Yavuz da onlara iki kadırga ile iki sorguç, değerli taşlarla bezenmiş iki kılıç armağan etti. Oruç ve Hızır bundan sonra ağabeyleri İshak’ın da kendilerine katılmasıyla korsanlığın yanı sıra Kuzey Afrika’da toprak edinmeye yöneldiler. Artık 30 gemiden oluşan bir donanmaya sahiptiler. 1516-17’de Cezayir’in fethi için İspanyollar’a karşı deniz ve kara savaşları yaptılar. İspanyolların birçok gemisini ele geçirdiler. Tenes, Telemsen ve Oran kentlerini alarak Cezayir e egemen oldular. Oruç Reis Cezayir hükümdarı oldu. .
İshak, Oruç ve Hızır kardeşleri Cezayir den atmak için İspanyollar ve Araplar birleştier. 1518’de İspanyol-Arap ordularıyla yaptıkları savaşlarda önce İshak sonra da Oruç öldürüldü. Cezayir hükümdarlığı Hızır’a kaldı. Barbaros, İspanyol-Arap ittifakına karşı durumunu güçlendirmek için Yavuz Sultan Selim’e başvurdu. Osmanlı padişahı Barbaros’u Cezayir beylerbeyliğine atayarak sancakla birlikte, savaş araç ve gereçleri yolladı. Ayrıca Anadolu kıyılarından levent toplama yetkisi de verdi. Barbaros’un Osmanlı buyruğuna girmesi üzerine İspanyollar ile Cezayir ve Tunus’un Arap, Berberi emirleri halkı ayaklandırdılar. Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken’in desteklediği vye çeşitli Avrupa devletlerinin katkılarıyla oluşan donanmayı ve Tunus sultanını yenmesine karşın karada yeterince güçlü olmadığından Cezayir’deki kaleler elden çıktı. Şerşel’e çekilen Barbaros denizdeki gücünü koruduğundan yeniden korsanlığa başladı.
Barbaros 1520-25 arasında Akdeniz’deki Avrupa kıyılarını vurarak büyük ganimetler elde etti. Kendisine katılan Türk korsanlarıyla 40 gemilik bir filo oluşturdu. Cezayir’e yeniden egemen oldu ve 1530’da Cezayir’deki son İspanyol üssü olan Penon’u alarak Cezayir limanını yaptırdı. Korsanlıktan elde ettiği ganimetlerden bir bölümünü Aydın Reis’le İstanbul’a Osmanlı Paclişahı Kanuni Sultan Süleyman’a gönderdi. 1531’de Şerşel’e baskın yapan Cenevizli Amiral Andrea Doria’ ya büyük kayıplar verdirdi. 1532’de İspanya’ da başkaldıran ve yenilen Müslümanlar’ın Kuzey Afrika’ya geçmelerini sağlamak için gemiler gönderdi.
Alman seferi sırasında Osmanlılar’ı Akdeniz’de de güç duruma düşürmek için Şarlken’in desteklediği Cenevizli Amiral Andrea Doria, Mora kıyılarına saldırdı, Patras ve İnebahtı’yı aldı. Kanuni Sultan Süleyman, Akdeniz’de Osmanlı egemenliğini sağlamak amacındaydı. Barbaros’u İstanbul’a çağırdı. Kanuni, 1533 sonlarında İstanbul’a gelen Barbaros’a “Hayreddin” adını verdi ve onu vezir rütbesiyle Osmanlı donanmasına kaptan-ı derya (deniz kuvvetleri komutanı) yaptı.
Barbaros Hayreddin Paşa 1534’te İtalya’nın Cenova, Elba, Sicilya kıyılarını yağmaladı ve Tunus’u ele geçirdi. Tunus sultanı bu durum karşısında, İspanya Kralı ve Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken’den yardım istedi. Şarlken Papalık, İspanya, Venedik, Ceneviz ve Malta savaş gemilerinden oluşan Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasını Tunus’a gönderdi. Tunus’u bırakmak zorunda kalan Hayreddin Paşa Cezayir’e çekildi. Daha sonra İspanya kıyılarını, Minorka ve Mayorka adalarını yağmaladı. Cezayir’in yönetimini evlatlığı Hasan’a bırakarak ailesini aldı ve 1535’te İstanbul’a döndü
1536’da yeni ve güçlü bir donanmayla Akdeniz’e açılan Barbaros İtalya kıyılarını vurdu. Otranto’dan karaya çıkarak Caströ Kalesi’ni aldı. Kanuni’nin buyruğuyla Korfu Adası’nın kuşatmasını bırakarak Ege Denizi’ndeki Venedik adalarını 1536-37’deki seferlerle Osmanlı Devleti’ne kattı.
Osmanlı donanmasının Ege Denizi’ndeki adaları birer birer ele geçirmesi ve Akdeniz’deki etkinliğinin artması üzerine bir Haçlı donanması kuruldu. Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan Haçlı donanmasının başına Andrea Doria getirildi. Osmanlı donanmasıyla Haçlı donanması Preveze Körfezi önlerinde karşılaştı. Barbaros Hayreddin Paşa, 120 gemiden oluşan donanmasıyla Andrea Doria’nın 600 gemiden oluşan donanmasını yenerek Preveze Deniz Savaşını 28 Eylül 1538’de zaferle sonuçlandırdı. Haçlı donanması büyük kayıplar vererek ve geride pek çok yanan gemi bırakarak Korfu’ ya çekildi. Preveze zaferi Osmanlı Devleti’ nin Akdeniz’deki egemenliğini pekiştirdi.
Preveze Savaşı’ndan umduğunu bulamayan Şarlken 1541’de Cezayir’e saldırdı ama karşılaştığı güçlü direniş karşısında geri çekildi. Fransa Kralı I. François, Şarlken’e karşı Kanuni’den yardım istedi. Kanuni Sultan Süleyman’ın buyruğu üzerine güçlü bir donanmayla Akdeniz’e açılan Barbaros, Fransa kıyılarındaki Marsilya ve Toulon’a ulaştı. Toulon’da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543’te Nice’i (Nis) aldı. Kışı Toulon’da geçiren Barbaros Hayreddin Paşa 1544’te İtalya kıyıları ve bazı adalara da saldırılar düzenleyerek İstanbul’a döndü. Beşiktaş’taki yalısına çekilen bu büyük denizci iki yıl sonra seksen yaşlarında 1546 yılında öldü.
Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi İstanbul’un Beşiktaş semtinde kıyıya yakın bir yerdedir. Türbenin hemen yanına, ünlü heykelcilerimizden Ali Hadi Bara ile Zühtü Mûridoğlu’nun 1941-43 yılları arasında yaptıkları Barbaros Anıtı yer alır. Anıtın kaidesi üstünde Barbaros ile leventlerinin heykelleri, kaidenin çevresinde Barbaros’un çeşitli savaşlarını ve savaş gemilerini simgeleyen kabartmalar vardır.
Barbaros Hayreddin Paşa ünlü denizciler yetiştirdi. Piri Reis, Salih Reis, Aydın Reis, Turgut Reis, Şeydi Ali Reis gibi döneminin en ünlü Türk denizcileri buyruğunda çalıştılar. Dünya tarihinin en büyük denizcilerinden biri olan Barbaros Hayreddin Paşa ihtiyatlı ve uzak görüşlü bir kişiydi. Amerika’nın keşfinin önemini kavramış ve Osmanlı devlet adamlarına Yenidünya’ya seferler yapmanın yararlarını anlatmıştır. Tunus sultanı ile 1534’te yaptığı kara savaşında ilginç bir buluşu vardır: Savaş alanına topları taşıyan at arabalarının hızını artırmak için arabalara direk dikip yelken açtırmıştı. Ayrıca Seyyid Muradi’ye yazdırdığı anıları da değerli bir kaynaktır.
Barbaros, cami, türbe, medrese, hamam, fırın, değirmen gibi birçok yapı yaptırmıştır. Vasiyetinde, kendi parasıyla yaptırıp donattığı 30 büyük savaş gemisini devlete bırakmıştır.