II. Ahmet, 25 Şubat 1643 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş yirmi birinci Osmanlı padişahıdır. 47 yıl hapiste yattıktan sonra, 1691 – 1695 yılları arasında Padişahlık yapmıştır. Babası Sultan İbrahim, annesi Muazzez Sultan’dır.
2. Ahmet, kardeşleri IV. Mehmet ve II. Süleyman’ın padişahlıkları sırasında Topkapı Sarayı’nda kapalı bir yaşam sürdü. Ağabeyi II. Süleyman’ın ölümü üzerine 48 yaşındayken Osmanlı tahtına çıktı. Sadrazam Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşayı görevinde bıraktı. Sadrazam sefer hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Avusturya cephesine hareket etti. Orduyu Zemun Irmağı’nın karşı yakasına geçirmek istedi. Askerin karşı kıyıya geçen bir bölümü, 100.000 kişilik düşman ordusu üzerine saldırıya geçti. Ancak hezimete uğradı. Salankamen Savaşı olarak tarihe geçen bu savaşta sadrazam da şehit olunca, Osmanlı Ordusu dağıldı (20 Ağustos 1691). Halep Valisi Koca Halil Paşa ile Küçük Câfer Paşa, orduyu Belgrat’a getirmeyi başardılar. Tuna kaptanı Mustafa Kaptan ise, bu ırmaktaki 800 kadar cephane yüklü ve yiyecek taşıyan kayıkları düşmandan aldı.
Salankamen’de şehit düşen Fazıl Mustafa Paşa’nın yerine, II. Ahmet, Arabacı Ali Paşa’yı sadrazam atadı. Ancak zalim bir adam olan ve cepheye gitmeyen bu paşa, idam edilerek, yerine Hacı Ali Paşa sadrazam oldu. Bu sırada, Lehistan Ordusu Kameniçe Kalesi’ni kuşatmıştı, ancak Kırım hanının, ülkelerine yaptığı büyük bir akın dolayısıyla, kaleyi ele geçirmediler. Öte yandan Isakça’ya kadar sarkan bir kısım Leh kuvvetleri de, Kahraman Paşa tarafından püskürtüldü. Avusturya cephesinde bütün gücüyle savunmada bulunan Osmanlı Ordusu, Varadin’in Avusturyalılar tarafından alınmasına engel olamadı. Yeni sadrazam Hacı Ali Paşa (1692), hazırladığı Osmanlı Ordusu ile Avusturya cephesinde sefere çıktıysa da, düşmanla bir savaş yapılamadı. Belgrat’ı onaran ve tahkim eden Hacı Ali Paşa, İstanbul’a döndü. Öte yandan Mora ve Yunanistan’daki başarılarından sonra, Girit Adası’nı da ele geçirmek isteyen Venedikliler, adaya asker çıkardılar ve Hanya Kalesi’ni kuşattılar. Yapılan şiddetli saldırıları başarıyla püskürterek, kaleyi kurtaran Kandiye Muhafızı Mehmet Paşa, Venediklileri adadan eli boş çevirdi. Venedik Donanmasının komutanı Françesko Mocenigo, Hanya’yı 41 gün kuşattıktan sonra çekildi.
Osmanlı Devleti, birçok cephede kıyasıya bir savaşı savunma yöntemiyle sürdürürken, Avusturya, bazen doğrudan, bazen de İngiltere ve Felemenk devletlerinin aracılığıyla barış önerilerinde bulunuyordu. Fakat, ileri sürülen koşullar o kadar ağırdı ki, Osmanlı Devleti böyle bir barış imzalamaya yanaşmadı. Bu arada başkentte Hacı Ali Paşa sadrazamlıktan ayrıldı, yerine Bozoklu Mustafa Paşa sadrazam oldu. Yeni sadrazamı, II. Ahmet hemen Avusturya cephesine gönderdi. Kırım Hanı Hacı Giray’ın, Osmanlı Ordusu’nun Belgrat yerine, Avusturya’nın işgalinde bulunan Erdel’e gitmesini yazması, padişah tarafından uygun bulunduğundan, Bozoklu Mustafa Paşa o yöne hareket etti. Osmanlı Ordusu Eflak’a geçtiği sırada, Avusturyalıların Belgrat’ı kuşattıktan haberi geldi. Sadrazam Bozoklu Mustafa Paşa, bu durumda, Belgrat üzerine gitmeye karar verdi. 8 Eylül 1693’de Morava Irmağı geçilip düşman üzerine hareket edildi. Yagodina’dan başlayarak da savaş düzeni alındı, bu arada Semendire’de bulunan Kıtım hanı ile Rumeli beyler beyinin kuvvetleri, düşmanın öncübirliklerini bozguna uğrattılar. Oldukça planlı ve güçlü bir orduyla Belgrat’ı kuşatmış bulunan Avusturya Ordusu, Osmanlıların geldiklerini ve kalenin ele geçirilmesinin güçlüğünü gördüklerinden hemen kuşatmayı kaldırdılar. Sadrazam ordusuyla girdiği Belgrat’ta onarımlar yapıp, tahkimatta bulunduktan sonra, Varadin’e çekilmiş bulunan Avusturya Ordusu’na karşı bir gösteri harekâtı yaptı. Tamışvar ve Göle kalelerine de yiyecek ikmali sağlandıktan sonra geri dönüldü.
Seferden dönen Bozoklu Mustafa Paşa II. Ahmet tarafından görevinden alınarak, yerine Sürmeli Ali Paşa sadrazam atandı. Trablusşam beylerbeyiliğinden İstanbul’a gelir gelmez, serdarlıkla cepheye gönderildi. Sürmeli Ali Paşa, Osmanlı Ordusu ile Varadin’de bekleyen Avusturyalıların üzerine hareket etti. Bu arada Venedikliler, Dalmaçya’da Gabella Kalesi’ni almışlardı. 12 Eylül 1694’de Varadin Kalesi’ni kuşatan Osmanlı Ordusu, beş yıldan beri güçlendirilen ve 14.000 asker bulunan kaleyi, şiddetli yağmurlar ve sefer mevsiminin geçmiş olması dolayısıyla ele geçiremedi. Sonunda 2 Ekim 1694’de kuşatma kaldırıldı ve Sürmeli Ali Paşa, bazı kaleleri takviye ettikten sonra Belgrat’a döndü.
Osmanlı Ordusu Avusturya cephesinde uğraşırken, Girit’te bir başarı elde edemeyen Venedikliler, Sakız Adası’na asker çıkardılar. Papalık ve Malta devletlerinden de yardım gören Venedikliler, 7 Eylül’de 12.800 askerle çıktıkları adada, 1.370 Türk’ü teslim aldılar (21 Eylül 1694). II. Ahmet, adanın geri alınması için hemen hazırlıkları başlattıysa da buna ömrü yetmedi. Çok kısa süren bir saltanattan sonra Edirne’de idrara çıkamama hastalığından 6 Şubat 1695 öldü. İstanbul’a getirilen cenazesi, Kanuni Sultan Süleyman türbesine gömüldü.