Eyyub el Ensari (Eyüp Sultan), ilk müslüman olan Medinelilerdendir. Annesi cihetiyle Peygamberimiz akrabalarındandır. Ebu Eyyub Halid b. Zeyd b. Küleyb el-Ensari, Hicret sırasında Hz. Peygamber (asv)’ı Medine’de evine misafir eden ve Türkiye’de ‘Eyüp Sultan’ unvanıyla anılan sahabidir.
Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. Hicretten iki yıl kadar önce hanımı Ümmü Eyyûb ile birlikte Müslüman oldu ve ensardan İslâmiyet’i ilk kabul edenler arasında yer aldı.
Resulullah Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret edince Medinelilerin hepsi O’nu kendi evlerinde misafer etmek istemişler, Peygamberimiz hiç kimseyi kırmamak için devesi hangi evin önünde durursa orada misafir olacağını bildirmişti. Deve, Ebû Eyyûb el Ensarî’nin evi önünde durdu. Peygamberimiz bir ay kadar bu büyük sahabinin evinde misafir oldu.
Ebû Eyyûb el Ensarî, Bedir harbi dahil bütün savaşlara iştirak etmiş, fedakârlık ve kahramanlık göstermiştir.
Daha sonra Hz. Muaviye zamanında Konstantiniyye (İstanbulinin fethi için ordu hazırlanmış, Hz. Muaviye’nin oğlu Yezid komutasında, hicri 50 veya 52 tarihinde Bizans üzerine giden ordu içinde bulunmuştur. Ebû Eyyûb el Ensarî İstanbul önlerinde hastalanmış ve vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine surların önüne bugünkü Eyüp Türbesi’nin bulunduğu yere defnedilmiştir. Vefat ederken komutan kendisine bir isteği olup, olmadığını sorunca Ebû Eyyub el Ensarî:
… Sizin dünyanızın bana hiç lüzumu yok. Lâkin beni elinden geldiği kadar düşman diyarı içinde ileriye doğru götürüp defnet. Zira Resulallah (s.a.v)’den işittim. Konstantiniyye surunun dibinde salih bir kimse defnolunacaktır. buyurdu. Umarım ki, o salih kimse ben olayım. demiştir.
Nihat Hatipoglu Ebu Eyyub El Ensari (Eyyüp Sultan) vaazı dinle
Ebu Eyyub El Ensari’nin kabri nasıl bulundu
Muhasaranın en şiddetli günleriydi. Askerler vurulup ölüyor, nice genç savaş erleri şehid oluyor fakat Konstantiniyye’nin surları aşılamıyordu.
Başta vezir Çandarlı Kara Halil Paşa olmak üzere bazı adamlar Fatih’i bu muhasaradan vazgeçmeye davet ediyorlardı. Fatih kızıyor, hırçınlaşıyordu. O buraya İstanbul’u mutlaka fethetmek için gelmişti. Geri dönmek ölümü olacaktı… Bir tek şey gönlünü aydınlatıyordu. Bu, hocası Akşemseddin’in mübarek sesi idi ki devamlı olarak: “Feth-i mübin inşallah size müyesser olacak padişahım” diyordu.
Fatih hocasından Peygamberimizin sevgili arkadaşlarından Ebû Eyyub el-Ensari’nin kabrinin nerede olabileceğini soruyor, onu bulmasmı istiyordu.
Akşemseddin düşünceye, murakabeye dalıyor, gazaskerlar: “Efendi, Eyyüb’un kabrini bulamayacağım diye kendini helak ediyor” diye konuşuyorlardı.
Akşemseddin yere bir seccade serilmesini istiyor. Sonra secdeye gidiyor. Uzun dakikalar geçiyor. Fatih üzülüyor. Nihayet başım kaldırıyor Akşemseddin. Aliha bir sim fısıldar gibi: ,
— “Hikmet’i Hüdâ, seccademizi Kabr-i Eyyub üzre döşemişler, burayı kazsınlar” diyor.
Akşemseddin’in seccadesinin altını kazıyorlar. Epeyce derinden bir sanduka çıkıyor. Üzerinde Haza Kabrü Ebu Eyyub (Bu Ebu Eyyub’un kabridir)” yazısını görüyorlar. Haber bütün orduya yayılıyor. Askerin maneviyatı yükseliyor. Fatih sevincinden kabına sığmıyor.
Daha sonra Hz. Eyyub’un kabri yanına mescid yapılıyor ve o semte Eyüp ismi veriliyor.
Fetih gecesi sabaha karşı, Akşemseddin bir tepe üzerinden, kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi kollarını açarak: “Yâ müfettiha’l-Ebvâb” nidasıyla bağırırken, genç Fatih, sağ kolunun yumruğuna toplanmış yıldırımlar gibi sıra ile, büyük toplan, Anadolu, Rumeli ocaklarının askerlerini, azepleri, Seymenleri, Sipahileri Ve son darbe olan Yeniçeri’yi surların üzerine boşaltıyordu. Kurun-ı Vusta’nın (orta çağın) o son gecesi geçip şafak sökerken, asırlardan beri yüzlerce barbar orduları karşısında çözülmeyen surlar birden bire çözüldükçe genç ve dinç Yeniçeri’ler. Top-.apı ve Edirne Kapısı arasındaki Likos Vadisi’nin ortasından Konstantiniyye’nin içine girdiler.
Yahya KEMAL
Harita Üzerinde Eyüp Sultan Camisi ve Türbesi
Eyüp Sultan türbesi nerede
İstanbul’un en önemli manevi misafiri Halid bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari (Eyüp Sultan) türbesi, İstanbul Eyüp ilçesinde bulunan cami ve türbeye ulaşım oldukça kolaydır. Metrobüs hattıyla, Edirne Kapıya gelinmesi ve daha sonra Eyüp yönüne giden otobüse binilmelidir. Eyüp durağında indiğinizde, Haliç kıyısı tarafında Cami ve türbeyi görebilirsiniz. Anadolu yakasından gelecek kişiler, Eminönü son duraktan kalkan Eyüp seferli otobüslere binebilirler.