Romantik eserleri ve titizliği ile tanınmış ünlü piyanist ve besteci müziğin dahi çocuğu Chopin hayatı ve eserleri ile ilgili bilgiler
Müzik dünyasının en ünlü piyanist ve bestecilerindendir. Polonya”da, Varşova civarında 1 Mart 1810 tarihinde Żelazowa Wola kasabasında Nicolas Chopin adlı bir Fransız göçmenin oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi Polonyalıydı. Frederic müziğe pek küçük yaşlarda derin bir sevgiyle bağlandı.
Dokuz yaşında çok başarılı bir konser veren küçük sanatçı öğrenim için Varşova”ya gönderildi. Bir «harika çocuk» olarak tanındı. 19 yaşında Viyana”ya gitti, orada verdiği konserlerle çok büyük başarılar sağladı.
Chopin 1830″da Paris”e giderek yerleşti, üstün yetenekleri ile derhal büyük ilgi topladı. Hayatını piyanist ve öğretmen olarak kazanıyordu. 1836″da Fransız kadın romancısı George Sand”la tanıştı, aralarındaki aşk on yıl sürdü. Chopin”e büyük ıstıraplara mal olmuştur. Hayatının son yılları tutulduğu verem hastalığının acıları ile geçmiş, genç yaşta ölmüştür.
Chopin daha çok piyano için parçalar bestelemiştir. Bunların başında pek tanınmış iki konçertosu gelir. Orkestra eşliğinde piyano için yazdığı eserlerinden başlıcaları şunlardır: «Don Juan Fantezisi», «Polonya Şarkıları Üzerine Fantezi», «Krakoviyak», «Mi bemol, majör Polonez». Piyano eserleri arasında 3 sonat, 56 mazurka, 27 etüt, 19 noktürn, 15 vals, 13 polonez, 4 ballad, 4 skerzo, 4 emprontü, 3 varyasyon, 3 rondo vardır.
Chopin piyano müziğinde yepyeni bir üslubun yaratıcısı olmuştur. Bu parçalardaki melodi zenginliği, ritmik zarafet gerçek bir dehanın belirtisidir. Derin bir ihtirası özlü bir şiiriyetle birleştiren Chopin romantik müziğin en büyük temsilcilerindendir.
Chopin Titiz Bir Besteciydi
Polonyalı büyük besteci Chopin, piyanosunun başına geçip eser bestelemeye başladığı zamanlar pek titizleşirdi. Vücudunu günden güne kemirmekte olan hastalığının da herhalde bu titizlikte rolü büyüktü.
Yıllarca, besteciyle aşk hayatı yaşayan tanınmış Fransız kadın romancısı George Sand, Chopin”den bahsederken şöyle diyor:
— «Melodileri hemen hiç aramaya, düşünmeye lüzum kalmadan çabucak bulurdu. Fakat asıl sıkıntılı devre bundan sonra başlardı. Bir nota üzerinde uzun uzun düşünür, kararsızlık, endişe içinde kıvranır, tasarladıklarını yazamadığını sanarak kendini yer, bitirirdi.
Bazen ağlayarak gezinir, kalemlerini kırar, çılgınlık alametleri gösterirdi. Bazen günlerce odasından çıkmaz, hiç durmadan çalışırdı. Bir tek sayfa üzerinde altı hafta çalıştığı halde, eseri ilk yazdığı şekilde, bıraktığını çok gördüm.»
Chopin”in titizliği bu kadarla da kalmamıştı. Yeter derecede emek verdiğine inanmadığı eserlerine imza atmak istememişti. Bundan başka, basılmamış eserlerinin ölümünden sonra ortadan kaldırılmasını vasiyet etmişti.
Chopin”in gösterdiği bu titizlik, eserlerinin günümüze kadar parlaklıklarını muhafaza etmesini sağladı. Belki sağlığında bu titiz sinirli halleriyle etrafındakilere sıkıntı veriyordu ama, şimdi Chopin”in şiir dolu melodilerini dinlerken duyduğumuz zevk sonsuzdur.