Türk mizahının en önemli figürü olan Nasrettin Hoca kimdir ve Nasrettin Hoca nereli? İşte Fıkraları ile bizlere hayat dersi veren Nasrettin Hoca fıkraları ve Nasrettin Hoca hayatı hakkında tüm detaylar.
Nasrettin Hoca, milletimizin dünyada en çok tanınan büyüklerindendir. Fıkraları 700 seneden beri söylenilmekte, duyanlara bilgi, görgü ve hikmet dersleri vermektedir. O’nun fıkraları sadece güldürmek için değil daha çok düşündürmek, ibret vermek için anlatılır. Başı sıkışan, birilerine bir ders vermek isteyen, yahut sevincini, üzüntüsünü ifade etmek isteyen herkes Nasreddin Hoca’nın arkasına sığınır. “Birgün Nasreddin Hoca…” diye başlayan her fıkranın sonunda rahatladığımızı, içimizi dolduran sıkıntıların dağılıverdiğini hissederiz. Gerçekten bütün bir milletin dili ve gönlü halinde yaşayan Hoca, bize tebessüm eden nurlu yüzüyle bakar. İyiliğin, dürüstlüğün, samimi bir imanın ne demek olduğunu göstermek ister.
O’na yolda, çarşıda, evde, okulda hülasa hemen her yerde rastlarız. O konuşmaya başladığında herkes susup dinler. O, sanki bizi saadetin yollarına eriştirecek kılavuzlardan biri gibidir. Örnek bir ahlâkı, keskin bir zekası, derin bir görüşü vardır. Sonradan belki de sırf onun temiz çehresini karalamak için uydurulan; onu bir hırsız, bir dalandırıcı, bir yalancı gibi gösteren fıkraların Nasreddin Hoca ile alakası yoktur. O bir cami imamı, devletine bağlı, insanları seven orta halli bir halk adamıdır. Bütün kötülüklere düşman, bütün iyiliklere dosttur O. Çünkü samimi, dindar, gerçek bir müslümandır.
Nasrettin Hoca Fıkraları sayfası için tıklayın!
Anadolu Selçukluları döneminde yaşayan efsanevi kişi Nasrettin Hoca 1208 yılında Abdullah Efendi ve Sıdıka Hatun’un çocuğu olarak Eskişehir’in ilçesi Sivrihisar’a bağlı Hortu yöresinde dünyaya gelmiştir. Çocukları; Dürr-i Melek Hatun, Fatma Hatun ve Şeyh Ömer’dir.
Nasrettin Hoca, önce Sivrihisar’da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu’ya dönerek köy imamı oldu. Köyünde bir müddet babasının yerine imamlık vazifesini yerine getirmiştir. 1237 senesine kadar bu görevi yerine getirdikten sonra imamlığı bir başka kişiye devir ettikten sonra Akşehir’de bulunan Mutasavvıf Mahmud-i Hayrani’ye mürit olabilmek için Akşehir’e gelmiştir.
Nasrettin Hoca, 1284 yılında Akşehir’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Genellikle eşeğin üzerine ters binmiş şekilde karikatürize edilir. Aynı şekilde inşa edilmiş bir heykeli ve Nasreddin Hoca adına yapılmış Nasreddin Hoca Türbesi, Akşehir’de ziyaretçi akınına uğramaktadır.