Faruk Nafiz Çamlıbel kimdir? Faruk Nafiz Çamlıbel hayatı, biyografisi, eserleri, kısa özetleri, hakkında bilgi.
Faruk Nafiz Çamlıbel; şairdir (İstanbul 1898 – Fethiye/Samsun gemisi 1973).
Tıp öğrenimini bırakarak edebiyata bağlandı (ilk şiiri 1915), aruz ve hece ölçülerini aynı yatkınlıkla kullanan aşk duygularını etkiyle dile getiren bir yetenek olarak Hece Şairleri içinde öne geçti. Sürekli savaşlarla dolu bunalım yıllarında yurt gerçeklerine uzak bir “pây-ı taht” aydını olarak ustalığını kabul ettirdi: Şarkın Sultanları (aruzla, 1919), Gönülden Gönüle (aruzla, 1919), Dinle Neyden (heceyle, 1919). Yaşamını ve sanatını etkileyen olay, edebiyat öğretmenliğiyle İstanbul dışına çıkması oldu. Kayseri (1922-1924), Ankara (1924-1932) görevleri sırasında “Han Duvarlarından başlayan değişim; diline, duygularına, işlediği sorunlara yayıldı”, “Mektepten Memlekete” diye ilkeleşen yeni bir yurtseverlik bilinciyle toplumsal şiirler ve oyunlar yazdı: Canavar (heceyle manzum oyun, 1925), Çoban Çeşmesi (heceyle şiirler, 1926), Suda Halkalar (aruzla, 1928), Akın (heceyle oyun, 1932), Özyurt (heceyle oyun, 1932) Kahraman (heceyle oyun, 1933), 1932″den sonra öğretmenliğini sürekli İstanbul” da yürüttü (1946″ya kadar), DP listesinden milletvekili oldu (1946-1960), Yassıada”da tutuklu kalıp aklandığı dönemi de şiirleştirdi: Zindan Duvarları (aruzla dörtlükler, 1967). Arada hakkı olan ilgiyi görmediği için tek kalan başarılı romanı Yıldız Yağmuru (1936) ve düzyazıyla tek oyunu olan Yayla Kartalı vardır (1945).
Anadolu”dan İstanbul”a dönüş, sanatını Cumhuriyet buyruğuna sunduğu halde öğretmenlikle yetiniş, gizli bir kırgınlıkla şairi kişisel rahatlıklara, mizah dergilerinin kolay ürünlerine itti, şiirine suskunluk getirdi: Bir Ömür Böyle Geçti (şiirlerinden kendi seçmeleri, 1933), Elimle Seçtiklerim (1934), Akarsu (1937), Tatlı Sert (dergilerde Çamdeviren ve Deli Ozan takma adlarıyla yayımlanan mizah şiirleri) 1938; Akıncı Türküleri (epik-didaktik ürünler, 1938) Heyecan ve Sükûn (seçme şiirler, 1959); bütün bu eserler sanatçının Çoban Çeşmesi” ne kadarki emeğiyle ulaştığı düzeye hiçbir yeni yükseklik getirmedi. Çamlıbel”in asıl hizmeti, iki ölçünün yatkınlığına erişen çabasıyla konuşma dilini şiirleştirmedeki ustalığı, bir dönemde de yurt gerçekçiliğine adanan-vakitli gözlemleri oldu. Böylece Türkçe, Cumhuriyet sonrasında tartışmasız edebiyat dili haline geldi.
Başlıca eserlerinin özetleri:
Akın, 2. manzum oyunu (1932). Orta Asya”daki iç denizin kuruması yüzünden Türklerin özellikle batıya doğru göç ettikleri savını konu edinen “üç perdelik destan”, yazarının hece ölçüsünü çok ustaca kullanmasından doğan sahne rahatlığına dayanır. İstemi Han, kendisine ihanet eden üç başbuğu halkın öldürmesinden sonra aynı inançta birleşen onların oğullarına akın ülküsünü aşılar. Gün Başbuğ”un oğlu Demir ile İstemi Han”ın kızı Suna, birbirlerine duydukları aşk kadar inançlarındaki coşkuda da birleşerek yeni kuşağın zaferini müjdelemektedir. Cumhuriyet sonrasındaki tarih tezini destekleyen eser, yazıldığı yıl Atatürk”ün önünde oynandığı gibi uzun yıllar Halkevleri sahneleri için hep gündemde kaldı. Konunun tarihsel, tezin tartışmalı oluşu, eserdeki şiirsel değeri, Türkçenin Cumhuriyet sonrasında kavuştuğu olgun konuşma dili havasını eksiltmez.
Canavar, hece ölçüsüyle nazım halinde ilk oyunu (1925). Cumhuriyet öncesindeki köy yaşamından konu ve sorun alan yazar, 11 li hece ölçüsünün 6/5 duraklı geleneksel uyumu ve yalın diliyle başarı sağlar. Savaştan dönen köy öğretmeni Ahmet savaşa katılmamış olan eşrafoğlu Ömer ile bazı alanlarda, özellikle Ali Baba”nın kızı Zeynep”in aşkını kazanma yolunda çekişmekte, nişanlısı Zeynep”i onunla süt kardeşi olan zengin Ömer”in tutkusundan koruyup kurtarmak istemektedir. Ahmet Zeynep”i kaçıran Ömer”den alırsa da jandarmanın da yardımıyla kendisini izleyenlere teslim olmamak için kendi eliyle öldürmek zorunda kalır; toplum dışı bir “canavar” gibi dağlara sığınır, bireysel tutkularla düzeyin bozukluğu, bir köy öğretmeninden azılı bir eşkiya yaratmış olur.
Çoban Çeşmesi, 4. şiir kitabı (1926). Yazarının Kayseri Lisesi Edebiyat Öğretmenliği”ne atanmasıyla (1922) başlayan yurt gözlemlerinin, yakın yaşam etkisiyle Anadolu kültüründen esinlenen “memleket edebiyatı” yaratma hevesinin; hece ölçüsüyle, halk edebiyatı nazım biçimleriyle dile getirilen ürünleri içindeki en ünlü şiir Han Duvarları”dır. Bu kitabın en iyi örnekleri Faruk Nafiz Çamlıbel”in kendi derlediği Bir Ömür Böyle Geçti (1933), Elimle Seçtiklerim (1934) adlı kitaplara girdiği gibi Han Duvarları başlığını taşıyan seçmede de yer alır (1969).
Han Duvarları, en ünlü şiiri (1924″te yazılıp biten şiir, ilkin Çoban Çeşmesi adlı kitabında yer aldı, 1926;Bir Ömür Böyle Geçti adlı seçmeler kitabına da alındı; 1969″daki seçme şiirlerine ad oldu). 7/7 duraklı 14″lü hece ölçüsünün en doğal ve usta kullanımına örnek olan şiir (140 dize), Ulukışla-Kayseri arasında üç günlük bir araba yolculuğunu konu edinir. Kurtuluş Savaşı sonunda Kayseri”ye öğretmen giden sanatçı, yol ve doğa betimlemeleri arasında ruhsal durumu dile getirir (konakladığı üç hanın duvarlarında rastlamışcasına), sılasına dönerken yolda ölen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış”ın koşmasından üç dörtlük aktarır. Yurt gözlemleri karşısında duyulan hüzün ve tedirginlik en bireysel serüven kaygısıyla iç içedir: Yalın dili, içten özgünlüğü, nazım gücüyle edebiyatımızın en seçkin şiir-öykülerinden biri olan eser, yazarının adıyla özdeşleşmiş gibidir.