GOYA olarak bilinen ünlü İspanyol ressam Francisco Goya”nın hayatı ve sanatı ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı yazımız.
Francisco GOYA (30 Mart 1746 – 16 Nisan 1828) ünlü bir İspanyol ressamıdır. XVIII. yüzyıl sonu ile XIX. yüzyıl başının en ilgi çekici sanatçısıdır. Bütün hayatı hareketli ve maceralı geçmiştir.
Goya İspanya”nın dağlık kasabalarından birinde doğdu. Küçük yaşta çalışarak hayatını kazanmak zorunda Goya kaldı. Eline geçirdiği kömürlerle duvarlara, resim yapıyordu. Bir papaz, çocuğun yaptığı resimleri beğendi, onu bir ressamın yanına çırak verdi. On dokuz yaşında Madrid”e gelen Goya, tam bir serseri hayatı sürdü. Gündüz çalışıyor, resim yapıyor, bütün gecelerini ise meyhanelerde kavga, dövüş etmekle geçiriyordu. Bir defa, onu karanlık bir sokakta sırtına saplanmış bir bıçakla yatar buldular, zor kurtardılar.
Goya boğa güreşçiliğinden başlayarak her işe girdi. Sanatta ilerledikçe, resimlerinden para kazanmaya başladı. Portre ressamı olarak eşsiz bir ustalık gösteriyordu. Son derece çapkındı. Yalnız, Alba Düşesi”ni ömrünün sonuna kadar sevdi, birçok tablosunda onu model olarak kullandı. Meşhur «Maja”lar» serisine de aynı kadını model aldığı söylenir. Devrinin ressamlarından birinin kız kardeşi olan Josefa ile evlenmişti. Yirmi çocuğundan yalnız birisi yaşadı.
Goya IV. Carlos zamanında Saray ressamlığına girdi. Asillerden dilencilere, cücelerden kişizade çocuklarına kadar yüzlerce portre yaptı. Bugün bu eserler, çoğu Madrid”teki Prado Müzesi”nde olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerine dağılmıştır. Goya, romantik resmin ve «ekspresyonizm» in en büyük ustalarındandır. İnsanları çirkinleştirmek, gülünçleştirmek yolu ile serseri hayatının acısını çıkarmak, toplumdan öç almak istemiştir. «Maja Desnuda» (Çıplak Maja), «Maja Vestida» (Giyinik Maja), «Alba Düşesinin Portresi», «Kral Dördüncü Carlos ve Ailesi», «Josefa”nın Portresi» gibi pek çok tanınmış eseri vardır.
Goya, içinde yaşadığı çeşitli şartlar dolayısı ile, hayatın türlü şekilde değişik insanlarını, çevrelerini tanımış, bunları eserlerinde de çeşitli değişik şekillerde vermiştir. Bu bakımdan, eserlerinde konu zenginliği göze çarptığı gibi, tiplerinin değişik oluşu ile de çağının birçok ressamlarından ayrılır.
Goya”nın eserlerinde çizgiler, renkler çok kuvvetlidir. Konularında uyandırmak istediği duyguları kompozisyonla birlikte renk şiddetiyle vermeye çalışır. Tipleri bakımından Hogarth, Rembrandt ve Callot”yu hatırlatır.
Goya yağlı boya tablolardan başka karikatürler, gravürler de yapmıştır.
Goya için resim yapmak, düşüncesini, duygusunu boya vasıtası ile dışarı vurmak demekti. «Doğada çizgi yoktur. Ben, insanları insan olarak değil, renkli birtakım çukurluklar, çıkıntılar, hacimler, yüzeyler olarak görürüm» derdi.