Akıllıya benlik yakışmaz
Gurur, insanın (özellikle akıllı insanın) gelişimine engeldir. Bu sebeple de insana yakışmaz.
Güzele ne yakışmaz
Kendi güzel olan ne giyerse giysin yakışır. Güzel kimse, giydikleri ya da süsü var diye güzel görünmez.
Güzele köken yakışır, çirkine allar neylesin
Güzelin üzerinde en sıradan şeyler bile süslü, etkili görünür. Çirkinde ise en güzel süsler bile hoş görünmez.
Al yakışırken, el bakışırken
Al(kırmızı) renkli giysiler dikkat çeker ve giyeni güzel gösterir, çevredekiler ona bakmaktan kendilerini alamazlar. Bu söz “gençken, güzelken?” anlamında kullanılan bir atasözüdür.
Erkek koyun kasap dükkânına yakışır
Tembel erkek, erkek koyun gibi yaşamasa da olur.
Köşe taşı köşede yakışır
Üstün nitelikli, bilgili, yetenekli kişi, layık olduğu önemli bir işin başında bulunmalıdır.
Ulu ağacın gürültüsü dal ile, mutlu evin yakışığı döl ile
Ağacın dal budak salarak gürleşmesi gibi bir ailenin mutluluğu da yetiştirdiği çocuklarla pekişir, gürleşir, çoğalır.
Hastaya naz etmek hekime yakışmaz
İnsan sağlığı her şeyin üstündedir. İnsan sağlığı söz konusu olduğunda duygusal davranmak, hasta kişiyi mağdur etmek yanlış olur.
Dağ kuşu dağda, bağ kuşu bağda yakışır
Her canlının hayatını sürdürebileceği, ihtiyaçlarını giderebileceği, neslini devam ettirebileceği uygun yerler vardır. Bu nedenle her canlının kendine uygun ortamlarda bulunması en doğru ve güzel olandır.
Sağır işitmez, yakıştırır
* İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir.
* Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır.
İki çıplak bir hamama yakışır
Fakir iki kişinin evlenip yuva kurmaları çok zordur. Evlenecek çiftten en az birinin az çok bir varlığı olmalıdır. Yoksa evlilikleri sıkıntı içinde geçer.
Güzele göz ağrısı da yakışır
Güzel kimseye giyim ya da süs gerekmez. Ona ne giyse yakışır.
Ocağın yakışığı odun; evin yakışığı kadın
Türk-İslam geleneğinde evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, nesli devam ettirmek vardır. Kişinin bekâr kalması ve yalnız yaşaması hoş karşılanmaz. Evde kadın olması, mutlu bir yuvayı oluşturduğu gibi o evi de şenlendirir. Bu bakımdan her evin yakışığı, dürüst ve uyumlu bir kadındır.