Ağlamayan çocuğa meme vermezler
Hakkımızın yendiği yerde susup sonuca katlanmak doğru değildir. Susar, sesimizi çıkarmaz, hakkımızı aramazsak kimse bize yardım elini uzatmaz; hakkımızı vermez. Onun için hakkımızı arama yoluna gitmeli ve bu yolda sesimizi duyurmalıyız.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar
Kişinin derdini ve acısını yürekten paylaşan tek varlık annedir. Hiç kimse ona annesi kadar içten ve samimi duygularla üzülmez. Başkalarının üzülmesi göstermelik, geçici ve yüzündedir. (Annelerimizin değerini bilmeliyiz.)
Ağlayak da gözden mi olak?
İnsan yaşadığı üzücü olaylar karşısında ister istemez gözyaşlarını tutamaz, bir olay için sürekli üzülüp ağlamak kişinin acısını hafifletmez aksine göz sağlığına zarar verir, üzülmek bile ölçülü olmalıdır.
Açılan solar, ağlayan güler
Hayatta hemen her şey bir değişimin içindedir, olduğu gibi kalmayıp tersine dönebilir, güzel çirkinleşebilir; mutsuz mutlu, yoksul da zengin olabilir.
Bir göz ağlarken öbür göz gülmez
Aile fertleri birbirine kan ve akrabalık bağlarıyla bağlıdırlar. Onlar bir vücudun azaları gibidirler. Dolayısıyla ailenin bir ferdine gelen zarar, bütün aile fertlerine gelmiş gibidir. Hemen hepsi de aynı ölçüde üzüntü çekerler.
Kaçanın anası ağlamamış
Sıradan olaylarda tehlikelerden kaçmak en iyisidir. Karşı koyamayacağı bir tehlikeden ve saldırıdan kaçan kişi kazançlı çıkar. Ayrıca yakınlarının üzülmesine yol açacak bir olaya da fırsat vermemiş olur.
Yağmur yağsın da, varsın kerpiççi ağlasın
Yağmur yağmasından yararlanacak, hoşnut olacak kişiler çok fazladır. Üstelik toprağın ve bitkilerin yağmura yani suya ihtiyacı vardır. Yağmur yağması kimilerine zarar verebilir, faydalarını düşününce zarar görecekleri pek düşünmemek gerekir.
El için ağlayan iki gözden olur, yâr için dövünen dizden olu
İnsanoğlu öncelikle kendini ve sevdiklerini düşünmek zorundadır. Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır. Her şeyde ölçülü olunmalıdır.
Ağlamakla yâr ele geçmez
Kişi, çok sevdiği bir şeyi yalnızca özlem duyarak elde edemez. Onu elde etmek için çalışıp çabalamalı, emek vermeli, onu ele geçirmenin yollarını bulmalıdır.
Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır
Toplumu yönetenler, uygulama olanağı var mıdır, yok mudur diye düşünmeden bazen öyle ters kararlar alırlar, o kadar çok vergi toplarlar ki halk bu kararlar altında ezilir, sıkıntılı durumlara düşerler.
Kendi düşen ağlamaz
Girdiği bir işte kendi zararına kendi sebep olan bir kimsenin yakınmaya hakkı yoktur. Çünkü bildiğini okumuş, istediği gibi davranmış, kimseyi dinlememiştir. O hâlde kötü sonuca da katlanmalıdır.
Ağlayanın malı, gülene hayır etmez
Birinin malını haksızlık ve zulüm ile elinden alan kişi, o malın hayrını görmek şöyle dursun bir belaya uğrayarak davranışının cezasını çeker. Ayrıca zulüm veya haksızlıkla elde edilen bir malı satın alan da o malın hayrını görmez.
Ağlama ölü için, ağla deli için
Sevdiklerinizden veya yakınlarınızdan biri ölse, birkaç gün ağlarsınız, zamanla acınız küllenir, unutulur. Ama yakınlarınızdan veya sevdiklerinizden biri deli olsa, acıklı durumu hep gözünüzün önünde, dert her gün tazedir. Bu sebeple asıl ağlanacak durum budur.
Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir
Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişir. Ödünç eşyasını tertemiz ve sapasağlam veren kişi, onu yıpranmış, bazen de arızalanmış olarak geri alır. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.
Ağlatan gülmez
Başkalarına zulmeden, sıkıntı veren, çile çektiren kimselerin kötülükleri karşılıksız kalmaz; İlâhî adaletin sonucu günün birinde bu dünyada ya da öteki dünyada kendisine döner, yaptıklarının cezasını mutlaka çeker, o da ağlar.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez
İnsanın ruhsal, bedensel durumu fiziksel özelliklerine yansır, kırlaşan saçlar ortadayken yaşlılık, kızaran gözler ortadayken de üzüntü ne yapılsa gizlenemez.
El el için ağlamaz, başına kara bağlamaz
Kişi, sorununun çözümünü kendisi bulmalıdır. Bir başkasından çözüm beklememelidir. Çünkü başkası, sizin sorununuzu dert edinmez.