Hayır dile komşuna hayır gele başına
* Kim başkaları için iyi niyet besler, iyilik diler, hayır isterse, başkaları da onun için aynı şeyleri düşünür. Kural o ki, iyilik ve kötülük karşılıklıdır. İyilik isteyen iyilik bulur, kötülük isteyen de kötülük.
* Kişinin kardeşi için yaptığı dua, kendisi içinde geçerlidir. Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki, başkalarıda senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
Eğilen baş kesilmez
* Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişi bağışlanmalıdır. Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır.
* Kusurunu anlayıp özür dileyen ve büyüklüğünüze sığınan kişi affedilmelidir.
* Hatasız kul olmaz. İnsan, hata yapmaya yatkın bir varlıktır. Bundan kimse kurtulamaz. Kusurunu anlayıp özür dileyen ve büyüklüğümüze sığınan kişi affedilmelidir.
* Kusurunu anlayıp özür dileyen bağışlanmalıdır.
* İnsanlar arada sırada değişik duygu ve düşüncelere kapılarak kendilerinden beklenmeyen tutum ve davranışlara girerler. Başkalarının gözünde suç işlemiş duruma düşerler. Bile bile suç işleyen kişilerin cezalarını çekmeleri kaçınılmazdır. Ancak kimileri de işledikleri suçtan sonra çok pişman olur, üzdükleri veya kırdıkları kişilerden özür dilerler. Özür dilemek demek, kişinin kusurlu olduğunu kabul etmesi demektir. Böyle durumlarda, özür dileyeni affetmek bir büyüklüktür. Özür diledikten sonra affedilmesi gerekir.
Kesilen baş yerine konmaz
* Bir iş yapıldıktan sonra eski durumuna getirilemez. Bu bakımdan bir işe girişmeden, bir davranışta bulunmadan önce, işin nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağını iyi hesapla; pişman olup olmayacağını iyi düşün taşın ve ondan sonra harekete geçip geçmeme konusunda karar ver.
* Kesin olarak yapılıp sonuçlandırılan iş, eski durumuna getirilemez. Onun için her davranıştanönce, bunun nasıl bir sonuç doğuracağını iyi hesap etmek, ondan sonra işe girişmeye, ya dagirişmemeye karar vermek gerektir.
* İnsan, bir iş sonuçlanınca onu başa döndüremez. Bütün tedbirimizi işin başında almalı, daha iş tam olarak kesinleşmeden gerekli değişiklikleri yapmalıyız. Kesin olarak yapılıp sonuçlandırılan iş, eski durumuna getirilemez. Onun için her davranıştan önce, bunun bir nasıl sonuç doğuracağını iyi hesap etmek, ondan sonra işe girişmeye yada girişmemeye karar vermek gerektir.
Akla gelmeyen başa gelir
İnsan her şeyi eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Hiç ummadığı, beklemediği bir anda başına öyle şey gelir ki, bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir bile. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmaya çalışmaktır.
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker
* İyice düşünülmeden, plan ve program yapılmadan verilen kararlar, girişilen eylemler kişiyi beklemediği kötü sonuçlarla karşı karşıya bırakır, çıkmaza sokar. Ortaya çıkan aksaklıkları gidermek için bazen her şey en baştan yapılır. Akıllıca atılmayan bir adım daha çok emek, zaman, para kaybına sebep olur.
* Yönetici konumundaki kişilerin düşüncesizce verdikleri yanlış kararlar ve ortaya koydukları tutumların doğurduğu kötü sonuçların sıkıntılarını, zahmetini buyruk altında çalışanlar çeker.
Akıl yaşta değil baştadır
Akıllı olma ile yaşlı olma arasında ilgi yoktur. İnsanın yaşlanması, aklının artması anlamına gelmez. İnsan büyüyebilir fakat aklı (kıt) kalabilir. Biliriz ki, pek çok genç yaşça büyük olanlardan daha akıllıdırlar. İnsanlar yaşlandıkça tecrübe sahibi olabilirler ama tecrübe akıllı olanların işine yarar, akılsızların değil.
Ak göt kara göt, geçit başında belli olur
Aynı sınava girecek olanlardan kimin iyi, kimin daha kötü durumda olduğu sınav sonunda belli olur.
Ağrısız baş mezarda gerek
Herkesin kendine göre bir derdi, sıkıntısı vardır. Yaşayan her insan dertten, çileden yakasını kurtarabilmiş değildir. Yaşadıkça da kurtaramayacaktır. Dolayısıyla dertsiz insan ancak mezarda bulunur. Bu demektir ki, insan dertten ancak ölünce kurtulacaktır.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez
İnsanın ruhsal, bedensel durumu fiziksel özelliklerine yansır, kırlaşan saçlar ortadayken yaşlılık, kızaran gözler ortadayken de üzüntü ne yapılsa gizlenemez.
Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar
Faydalı eser veren, erdem ve bilgi ile donanmış olan insan, kimseye yüksekten bakmaz, kibirli ve gururlu olmaz, alçak gönüllü olur ve herkese eşit ve adaletli davranmaya çalışır.
Acıklı başta akıl olmaz
Büyük bir acı, üzüntü ve sıkıntı içinde bulunan kimsenin yaptığı işlerde ve sözlerinde mantık aranmak doğru olmaz. Çünkü böyle kişiler davranışlarının bilincinde değildir. Bu durumdaki kimselere, anlayışlı davranmalı, hatalı davranışlarını hoşgörüyle karşılamalıyız.
Ayağı yürüten baştır
Bedensel hareketlerimizin tümü beynin bulunduğu kafaya bağlıdır, kafaya göre bir yön tutar ve gelişir. Bunun gibi bir işçinin verimli iş yapmasını, bir toplumun dirlik düzenlik içinde yol tutmasını da başta bulunan yöneticiler sağlar.
Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz
Hayat öyle çilesiz, dertsiz, sıkıntısız değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur. Bu olaylardan tamamen uzak yaşamak insanın elinde değildir.
Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
Uçsuz bucaksız gökyüzünde uçan, istediği yere ulaşabilen kuşlar bile avlanmak tehlikesinden kurtulamazlar. Hele usta avcılar da varsa tehlike daha da artar. İnsanlar da benzer biçimde tehlikelerden uzak değillerdir. Hiç ummadıkları çeşitli felâketlerle karşılaşabilir, dert ve sıkıntılara düşebilirler. İnsan kendini ne kadar güvenlik alanına çekmeye çalışırsa çalışsın dert, sıkıntı, tehlike, kaza ve türlü işlerden yakasını kurtaramaz.
Arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser
Haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.
Alna yazılan başa gelir
İnsan, yazgısı ne ise, onu görüp yaşar.
Aklı başa yaş getirir
İnsanın yaşı ilerledikçe türlü durumlarla karşılaşıp deneyim kazanır. Zamanla davranışlarında ve hareketlerinde daha tutarlı ve akıllıca hareket eder.
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
Çoklukla düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan, bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felâkete düştükten sonra aklını başına toplar; kendine gelip uyanır. Ama dövünmesi, çırpınması bir fayda vermez; çünkü iş işten geçmiş olur.
Akıl olmayınca başta, ne kuruda biter, ne yaşta
* Kişi talihsiz olursa veya aklı zayıfsa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz.
* Kişinin kaderinde çekeceği sıkıntılar varsa; kişi ne yapsa da sıkıntılardan kolay kolay kurtulamaz.
Azıcık aşım, ağrısız başım
Aralıksız çalışarak, çeşitli sıkıntılara katlanarak, amansız zorluklara göğüs gererek zenginlere özgü bir hayat yaşamaktansa, didişmelerden ve çekişmelerden uzak, gösterişsiz ve sakin bir hayat sürmek daha iyidir.
Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
Hayat öyle çilesiz, dertsiz, sıkıntısız değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur. Bu olaylardan tamamen uzak yaşamak insanın elinde değildir.
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
Sağlıklı olmak, türlü hastalıklardan korunmak, vücudumuzu yıpratmamak için ayağı sıcak, başı da serin tutmak oldukça faydalıdır. Beden sağlığımızı düşündüğümüz gibi ruh sağlığımızı da düşünmek zorundayız. Bunun için de her sorunu dert etmemeli, olur olmaz şeylere üzülmemeliyiz; sabırlı ve geniş gönüllü olmalı, rahat hareket etmeliyiz.
Ayağında donu yok, fesleğen ister başına
Bazı kimseler maddi imkanları olmamasına rağmen, süs ve gösteriş yapmak ister. İnsan öncelikle temel ihtiyaçlarını gidermeli, daha sonra ise zevkine göre harcama yapmalıdır.
Baş dille tartılır
Kişilerin ne kadar akıllı, ne kadar düşünceli oldukları söyledikleri sözlerle ölçülür. Çünkü konuşmaların tutarlı ve yerinde olup olmaması böyle bir ölçüm için en elverişli yolların başında gelir.
Baş başa bağlı, baş da şeriata
Bulunduğumuz yerdeki yöneticiler, bir üst yöneticiye; üst yönetici ise en üst yöneticiye; o da şeriata, yani Cenab-ı Hakk’ın koymuş olduğu kanunlara bağlıdır. İnsanların başına buyruk hareket etmeleri böylelikle önlenir, bir sorumluluk zinciri oluşturulur. Alttakiler üsttekilere, üsttekiler de şeriate karşı sorumlu olurlar. Bu durum toplumların genel düzenini sağlamış olur. Ancak günümüzde bu sorumluluk bağı şeriatla değil, lâik kanunlarla sağlanmaya çalışılmaktadır.
Baş ağır gerek, kulak sağır
Toplumda saygın bir kişi olmak için ağırbaşlı olunmalı, her türlü dedikodu, kışkırtma vb. ye kulak verilmemelidir.
Balık baştan avlanır
Bir yeri yöneten oraya hâkim demektir. Bir şeyi elde edebilmek için o şeyde söz sahibi olanlar ele geçirilmelidir. Bunun yanı sıra, bir işi yaptırabilmek için de o işi yönetenleri ele geçirmek gerekir.
Kel ilaç bilse kendi başına sürer
Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Kelin medarı olsa kendi başına olur
Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Kelin merhemi olsa başına sürer
Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Kesilen baş yerine konmaz
Kesin olarak yapılıp sonuçlandırılan iş, eski durumuna getirilemez.
Kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını
Davranışlarını içinde bulunduğun koşullara uydur.
Kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır (tilkicik var) baş keser
Öylesine sinsi ve kurnaz kimseler vardır ki adı zalime, haine ve kötüye çıkmış kimselerden daha tehlikelidirler.
Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan
Birbiriyle ilişkileri bulunan iki kişinin iyi geçinebilmeleri için yalnızca birinin iyi olması yetmez.
Ne dilersen eşine o gelir başına
Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
Sabreyle işine, hayır gelsin başına
Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.
Sağ (sağlam) baş yastık istemez
Sağlam insan durup dururken yatmak istemez eğer istiyorsa hasta olduğu düşünülmelidir.
Eşek kocamakla tavla başı olmaz
Anlayışsız kişi ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak bir olgunluğa ulaşamaz.
Faydasız baş mezara yaraşır
Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.
Gailesiz baş, yerin altında
Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş
İstenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
Gülme komşuna, gelir başına
Birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.
Gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker)
Kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz.
Hangi taş pekse (katıysa), başını ona vur
Kendi kusurun yüzünden zor bir duruma düştüğünde kendini suçla ve başkalarından yardım isteme.
Hayır dile komşuna, hayır gele başına
Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
Her işin (şeyin) başı sağlık
İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır.
Her taş baş yarmaz
Korkulan her şey tehlikeli değildir.
Isıramadığın (bükemediğin) eli öp başına koy
Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.
İki baş bir kazanda kaynamaz
Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
İki el bir baş içindir
Ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir.
İstenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş
İstenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
İş anlatılıncaya kadar baş elden gider
Kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur.
İyilik iki baştan olur
Birbiriyle ilişkileri bulunan iki kişinin iyi geçinebilmeleri için yalnızca birinin iyi olması yetmez.
Kavga bizim yorganın başına imiş
Başkaları yüzünden zarar gören kimsenin söylediği söz.
Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar
Kaynana ne kadar yumuşak huylu, ne kadar iyi davranışlı olursa olsun, her hâli gelini rahatsız eder.
Kel başa şimşir tarak
Birçok gereksinimi varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş görecek kimseler arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır.
Deli ile çıkma yola, başına getirir bela
Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dert açar.
Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
Densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
Deliye taş atma, başını yarar
Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.
Dertsiz baş (kul) olmaz
Derdi olmayan kimse yoktur, az çok herkesin derdi vardır.
Dertsiz baş terkide gerek
Bir kişi ancak öldükten sonra dertten kurtulabilir.
Dil ebsem (olsa) baş esen (esendir)
Kişi dilini tutar, her şeyi söylemezse başını belaya sokmamış olur, rahat eder.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
Dost başa, düşman ayağa bakar
İyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.
Dostun attığı taş baş yarmaz
Dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur
Bu dünyada tasasız olan insan yoktur.
Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
Herkesin ölümü için bir sebep vardır.
Eğilen baş kesilmez
Kusurunu anlayıp özür dileyen kişi bağışlanmalıdır.
Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat (pişir) aşını
Davranışlarını içinde bulunduğun koşullara uydur.
Bir sürçen atın başı kesilmez
Şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir.
Bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
Bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rahatça, içtenlikle yardım eder.
Böyle başa böyle tıraş
Kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır.
Bükemediğin eli öp başına koy
Büşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.
Büyük başın derdi büyük olur
Büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur.
Çerçi başındakini satar
Satıcı elinde neyi varsa satar.
Dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
Yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir
Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.
Dağ başından duman eksik olmaz
Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.
Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer
Evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez istemediği, beğenmediği bir kişiye düşer.
Sen dost kazan; düşman ocağın başından çıkar
Yaşadığın çevrede sen dost kazanmaya çalış, düşman bulmak kolaydır. Anan bile sana düşmanlık edecek bir kardeş doğurabilir.
Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir
Sözün insan üzerindeki etkisi tartışılmaz. İyi, güzel, akıllıca ve yerinde söylenmiş sözler çoklukla insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakır; inandırıcı, kabullendirici, yumuşatıcı bir rol oynayarak rayından çıkmak üzere olan işleri bir düzene sokar. Bunun yanında, kimi kırıcı, kaba, sert, düşünülmeden söylenmiş, ölçüsüz sözler de kimi tepkilere yol açar; anlaşmazlıklara, kavgalara sebep olur; işler çıkmaza girer, giderek büyür ve kimilerinin ölümüne bile sebep olur.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar
Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar, işi tersinden yürütmeye kalkabilirler. Bu durumda başarısızlık kaçınılmaz olur.
Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün (ineğin) başlısı
Taşlı yerdeki tarla, daha verimli ve değerlidir. Uzun saçlı kadın da daha gösterişli, çekici ve sevimlidir. Hayvanın da büyük başlısı tercih edilir.
Tatlı söz can azığı, acı söz baş kazığı
Gönül alıcı söz, en sert, en azgın insanı bile yumuşatır. Kötü söz karşısında ise, insan çileden çıkar; ölümü bile göze alır.
Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin
İşe yaramayan bir şeyi, küçük çabalar göstererek işe yarar bir duruma getirmek mümkün değildir. Bunun gibi, akılsız bir kişiye de ne denli öğüt verirseniz verin, olumlu bir sonuç alamazsınız. Akılsız kişiyi sözle etkileyemezsiniz.
Terziye ”göç” demişler, ”iğnem başımda (yanımda)” demiş
İşi için kullandığı malzemeler ve araçlar kolay taşınabilir olan kişilerin, başka bir yere gitmeleri çok kolay bir durumdur.
Tırnağın varsa başını kaşı
Kendi bilgi, beceri ve imkânın varsa, bunlara da güveniyorsan bir işe giriş; yoksa vaz geç. Bil ki, kimseden kimseye hayır yoktur; başkalarından kolay kolay yardım da gelmez, gelse de pek bir işe yaramaz.
Ummadığın taş, baş yarar
Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar, bazen büyük hatalara yol açabilirler. Kimseyi küçümseyip hor görmemeli, herkese gerekli önemi ve değeri vermeliyiz. Aynı şekilde en ufak nesnelerin de zamanı geldiğinde çok önemli işlere yaradığını unutmamalıyız.
Erken öten horozun başını keserler
Yapılacak her işin, söylenecek her sözün uygun bir zamanı ve yeri vardır. Vaktinden önce veya geç yapılan işler, uygunsuz zamanda söylenen sözler, olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına neden olur. Böyle dikkatsizlikler çevredekilerden tepki çekebilir, onları rahatsız edebilir, hatta tepkili olanlar bazen eylemi yapan kişiyi cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler.
Yabancı kuşun başı, kanadı altında olur
Topluluğa yeni katılan bir kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılık çeker, onlardan uzak durur.
Yaş kesen, baş keser
Ormanı meydana getiren ağaçlar bir memleketin can damarıdır. Yeşil tabiat, berrak su, temiz hava, yağmur, cıvıl cıvıl kuşlar, ağaçla birlikte vardır. Ağaçsız kalan yer kısa zamanda çöle döner, hayat orada son bulur. Öte yandan, ağaç memleket ekonomisine de sayısız katkılarda bulunur. Hem ekolojik denge, hem de iktisadi hayat açısından ağacı koruma görevi bir zorunluluktur. Bu bakımdan bir ağacı boş yere kesen, insan hayatına kıymış gibi suç işlemiş olur.
Baş kes yaş kesme
Ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur.
Baş kırılır (yarılır) fes (börk) içinde, kol kırılır yen (kürk) içinde
Aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır.
Baş nereye giderse ayak da oraya gider
Küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar.
Baş ol da eşek başı (soğan başı) ol
En önemsiz işlerde bile baş olmak, buyruk altında bulunmaktan iyidir.
Baş ol da istersen soğan başı ol
Küçük bir işte de olsa başta olmak önemlidir.
Baş olan boş olmaz
* Bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir.
* işbaşındaki kişinin işi daima çoktur.
Baş sağlığı, dünya varlığı
En büyük zenginlik, beden sağlığıdır.
Baş sallamakla kavuk eskimez
Bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine “evet, peki” demekten zarar gelmez.
Baş yastığı baş derdini bilmez
İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
Başa gelen çekilir
Çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.
Başa gelmeyince bilinmez
Başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz.
Başa yazılan gelir
Kişi, kaderi ne ise onu görür.
Başın başı var, başın da başı var
Toplum içinde hiç kimse başına buyruk değildir, başta bulunan her kişinin üstünde daha büyük bir baş vardır.
Başın sağlığı, dünyanın varlığı
Dünyanın en büyük zenginliği, beden sağlığından başka bir şey değildir.
Başına gelen başmakçıdır
Başından bir iş geçmiş olan kimse o işte deneyimli olur, uğradığı zarara bir daha uğramamak için önlem alır.
Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez (etmesin)
İşbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.
Berber berbere benzer ama başın Allah’a emanet
Kendisini uzman olarak gösteren her kişiye güvenilmemelidir, malınızı canınızı tehlikeye sokabilir.
Bin işçi, bir başçı
Her işe, baş olacak bir kimse gerekir.
Bir baş soğan bir kazanı kokutur
Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.
Bir başa bir göz yeter
Azla yetinmek gerekir.
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
* Yazın sıcak günlerinde boş durmayıp çalışan, kışa hazırlık yapan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez.
* Gençliğinde çok çalışıp kazanan, birikim yapan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında ya da hastalığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer.
Yılanın başı küçükken ezilir
Daha küçükken, önemsizken daha sonra tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır.
Yiğit başından, devlet ırak değildir
Genç bir insanın zengin olması her zaman mümkündür. Bu olasılık her zaman vardır.