Tıraş etmek deyiminin anlamı
* (Saç, sakal) benzeri tıraş işini yapmak.
* Bıkkınlık verecek kadar uzun ve gereksiz konuşmak.
Örnek: Yeni berber iyi tıraş yapamıyor.
Örnek 2: Çok tıraş ettin birader.
Tıraşı gelmek deyiminin anlamı
Saçı, sakalı tıraş edilecek duruma gelmek.
Örnek: Tıraşım gelmiş, ben berbere gidiyorum.
Örnek 2: Burası berber dükkanı, tıraşı gelen müşterilere hizmet verir.
Tıraşa tutmak deyiminin anlamı
Birini bıkkınlık verici uzun konuşmalarla oyalamak.
Tıraşı uzamak deyiminin anlamı
Saçı, sakalı tıraş edilecek duruma gelmek.
Örnek: Tıraşım uzamış, ben berbere gidiyorum.
Örnek 2: Burası berber dükkanı, tıraşı uzayan müşterilere hizmet verir.
Öyle başa böyle traş deyiminin anlamı
Alakasız durumları belirtir.
Örnek: Takımı bu kadroyla sahaya çıkarırsan, golleri yersin. Öyle başa böyle traş hesabı.
ATASÖZLERİ
Böyle başa, böyle tıraş
Kişilere de durumlara da hangi işlem uygunsa, hangi işlem yaraşıyorsa, o uygulanır.
Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne?
Her olayın, her nesnenin yoğunlaştığı, çoğaldığı bir dönem vardır. Böyle zamanlarda o olay ve nesnelere eskisi gibi önem verilmez.
Sakal ile ilgili atasözleri ve anlamları
Sakal ile ilgili deyimler ve anlamları