Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş
* İstenmeden, zorla yenen yemek insana nasıl dokunup zarar verirse (sindirim sistemini bozma, bulantı ve kusma yapma), zorla ve istenmeden yapılan iş de benzer bir şekilde kötü ve hayırsız bir sonuç verir.
* İsteksiz yenilen yemek, nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan iş de öylece kötü sonuç verir.
* İnsan bir işe gönlünü vermez, onu severek yapmaz ise bu işten hayır gelmez. İsteksiz yenilen yemek nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan işte öylece kötü sonuç verir.
* İstenmeden yapılan iş, kötü sonuçlar doğurur. Yapacağımız işleri yapmadan önce iyi ve kötü yönleriyle değerlendirmeli, düşüncemize uygun görüyorsak, yapmalıyız. Yapılması için karar verdiğimiz işler, gönüllü, istekli yapılan işlerdir. Öyle işlerin yaratacağı iyi veya kötü sonuçlarını önceden kabullenmiş oluruz. Olumsuz sonuç verse bile sineye çekmek zorundayız. Fakat, iyice düşündükten sonra, yapılmamasına karar verdiğimiz bir işi başkalarının etkisinde kalarak yaparsak, kendimizi kötü sonuçların acılarından kurtaramayız. Bu acılar da istemeden yapılan işin acıları olduğu için, onlara katlanmak çok zorumuza gider.
Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş
* Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir.
* İnsan, önüne konan yemeğe hemen kaşık salmamalı, bunun kime ait ve nasıl birşey olduğunu öğrenmelidir. Kişi, mahiyeti hakkında bilgi sahibi olmadığı meselelere burnunu sokmamalı ve tanımadığı kimselerle hemen dostluk kurmamalıdır.
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane
* Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür. Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır. İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir. Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür. Ancak ölüm nedeni olarak gösterilen hastalık, kaza gibi bir şeyler aslında bir bahanedir. Asıl neden kişinin kendisine takdir edilen yaşam süresinin dolmasıdır.
* Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır.Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir.Bu ölüme bir neden bulunur.Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır” anlamında bir söz.
* İnsan nasıl olsa ölecektir. Ama her ölüm bir sebebe dayanır. Bazı ölümlerin nedeni olarak gösterilen şeyler ölümün sonucunu doğuracak şeylerden olmaktan uzaktır. Çünkü bunlar çok basit şeylerdir. Fakat bunlar bahanedir; asıl neden, kişinin yaşama süresinin sona ermiş olması, bu dünyada rızkının bitmesidir.
Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş
* Anlamadığımız, daha önce denemediğimiz, iç yüzünü bilmediğimiz bir iş yapmaya kalkışmak akıl kârı değildir. Çünkü tanışık olmadığımız bu işin başımıza iş açması, bize zarar vermesi kuvvetle muhtemeldir. Bunun için bir işe girişirken dikkatli olmak zorundayız.
* İnsan, önüne konan yemeğe hemen kaşık salmamalı, bunun kime ait ve nasıl birşey olduğunu öğrenmelidir. Kişi, mahiyeti hakkında bilgi sahibi olmadığı meselelere burnunu sokmamalı ve tanımadığı kimselerle hemen dostluk kurmamalıdır.
Ağrısız baş mezarda gerek
* Yaşayan her insan dertten, çileden yakasını kurtarabilmiş değildir. Yaşadıkça da kurtaramayacaktır. Dolayısıyla dertsiz insan ancak mezarda bulunur. Bu demektir ki, insan dertten ancak ölünce kurtulacaktır.
* Yaşayan her kişinin derdi vardır. Dertsiz kimse ararsanız ancak mezarda bulursunuz. Yani kişinin derdi ancak ölmesiyle biter.
* Üzüntü, keder ve benzeri sıkıntılı durumlar biz insanlar içindir. Yaşayan her kişinin derdi vardır. Dertsiz kimse ararsanız ancak mezarda bulursunuz. Kişinin derdi ancak ölünce biter.
Azıcık ağrıyı aş bastırır
Düzenli ve iyi beslenen kişi sağlıklı olur. Çoğu küçük rahatsızlıklar bir şeyler yemekle geçer.
İç güveyisi, iç ağrısı
Bir evdeki bayan ile evlenip, o evde kalmaya başlayan kişiye iç güveyisi denir. İç güveyisi ile evdekiler arasında kan bağı olmadığı için, iç güveyisi misafir gibidir. Evdekiler sürekli olarak onu ağırlamaya, memnun etmeye, gücendirip kırmamaya çalışırlar. Bu durum onları rahatsız eder.
Neren ağrırsa canın orda
Can, vücudumuzun herhangi bir noktasında konumlandırılmaz. Can tüm bedendedir. Ancak bir yerimiz ağrıdığında, sızladığında sanırız ki canımız orada.
Ağrısız baş ararsan, mezara git
Yaşayan her insan dertten, çileden yakasını kurtarabilmiş değildir. Yaşadıkça da kurtaramayacaktır. Dolayısıyla dertsiz insan ancak mezarda bulunur. Bu demektir ki, insan dertten ancak ölünce kurtulacaktır.
Ağrımayan başın, sargıya ihtiyacı yoktur
Sağlığı iyi olan kimse durduk yerde sargıya ihtiyaç duymaz. Eğer sargı istiyorsa muhtemelen bir hastalığı vardır. Benzer şekilde hayatta yanlışı olmayan, dürüst yaşayan kişi de kendini saklayacak, ardına saklanacak sebepler aramaz.
Başkasına bel bağlayan, bel ağrısından kurtulamaz
Başkasına bağımlı yaşayanlar, hep bunun acısını ve sıkıntısını sürekli çekerler.
Ağrımayan baş, yastık istemez
Sağlığı iyi olan kimse durduk yerde yatmak istemez. Eğer yatıyorsa büyük bir olasılıkla hasta olmuştur.
Ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı
Ağrılar içinde insanın gözünün ağrıması dayanılması zor, sıkıntılı, acı veren bir durumdur. Ancak her kişinin başka türlü bir ağrısı vardır ki kendisi için göz ağrısı gibi acıdır.
Güzele göz ağrısı da yakışır
Güzel kimseye giyim ya da süs gerekmez. Ona ne giyse yakışır.
İstenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş
İstenmeden, zorla yenen yemek insana nasıl dokunup zarar verirse (sindirim sistemini bozma, bulantı ve kusma yapma), zorla ve istenmeden yapılan iş de benzer bir şekilde kötü ve hayırsız bir sonuç verir.
Ölüm gelmiş bu cane, baş ağrısı bahane
Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür. Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır. İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir. Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür. Ancak ölüm nedeni olarak gösterilen hastalık, kaza gibi bir şeyler aslında bir bahanedir. Asıl neden kişinin kendisine takdir edilen yaşam süresinin dolmasıdır.
Yemin etsem başım ağrımaz
Her şeyi tüm gerçekliğiyle söyledim, söylerim. Çekinecek yanım yok, gerçek olduğuna da korkmadan yemin ederim.
Bilmedik aş ya karın ağrıtır, ya da baş
Anlamadığımız, daha önce denemediğimiz, iç yüzünü bilmediğimiz bir iş yapmaya kalkışmak akıl kârı değildir. Çünkü tanışık olmadığımız bu işin başımıza iş açması, bize zarar vermesi kuvvetle muhtemeldir. Bunun için bir işe girişirken dikkatli olmak zorundayız.
Çok lakırdı baş ağrıtır
Herhangi bir konu hakkında gerektiği kadar konuşulmalı, gereksiz yere boş laflarla konuşma uzatılmamalıdır. Çünkü çok konuşmak ve lafı uzatmak dinleyeni bir süre sonra sıkar, bıktırır.