Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış
Bazen insan, kendi öz kardeşine bile büyük bir kötülük yapabilir. Ama o kötülüğün kardeşini büyük bir zarara sürükleyeceğini görünce pişmanlık duyar ve yaptığını düzeltme gayreti içine girer. Kardeşi tam mahfolmak ve uçurumdan yuvarlanmak üzereyken içi sızlar ve imdadına yetişir. / Sevgi bağı, bazen kan bağından daha güçlü olarak ortaya çıkar. Kardeş kardeşten vazgeçebilir; ama sevgilisi onu el üstünde tutar.
Kucağı dolu olanın, ocağı yanar
Kişi geleceği düşünüp gerekli önlemleri alırsa, geçim sıkıntısı çekmez.
At bacağı, avrat kucağı doldurmalı
Binilecek atın ve evlenilecek hanımın zayıf değil, etine dolgun olması gerekir.
Kız kucakta, çeyiz bucakta
Kız çocukları olan aileler, kızlarına az çok bir çeyiz hazırlarlar. Bazı ailelere göre kız daha beşikte iken çeyiz hazırlıklarına başlamak gerekir.
Çok kucaklayan az düşürür
Gerçek anlam olarak kucağınızı dolduracak kadar çok şey alırsanız kavramanız sıkı ve sağlam olur, kucakladığınız şeyler kolay kolay düşmez ya da az bir kısmı düşer. Mecazi anlam olarak ise her işin bir büyüklüğü, yapılabilirlik kapasitesi vardır. Bu nedenle, o iş yapılırken kapasitenin altına düşülmesi doğru değildir. Çünkü düşük kapasiteyle çalışılırsa zarar edilir. Uygun kapasitede yapılırsa zarar edilmez ya da az zarar edilir.