Zararın neresinden dönersen kardır
* Sürüp giden zararlı bir işten ne denli erken vazgeçersek, daha sonra uğrayacağımız zararı o denli azaltmış, sonuç olarak o kadar kâr etmiş oluruz.
* İnsanın zekası, olup bitenlere karşı yerinde ve zamanında aldığı kararda ortaya çıkar. Kişi, sürüp giden zararlı bir işten ne kadar erken vazgeçerse, daha sonra uğrayacağı zararı o kadar azaltmış, sonuç olarak bu kadar kar etmiş olur. Bazı girişimler zararla sonuçlanabilir. İş, düzeltilmeyecek durumdaysa, bunda inat etmemek, boş yere emek, para harcamamak gerekir. Aksi takdirde uğrayacağımız zarar daha büyük olur.
* Zararlı bir işten erken vazgeçmek, doğacak zararı azaltır.
* Kişi bir işe girişmeden, ne kadar üzerinde düşünmüş, olumsuzluklarını gidermiş olsa da, elde olmayan nedenlerden beklemediği durumlar ortaya çıkabilir. Her iş mutlaka bir emek, maddî bir güç harcamayı gerektirir. Giriştiğimiz işin beklediğimiz sonucu vermeyeceğini anlayınca hemen geri dönmesini, işimizi olduğu yerde bırakmasını bilmeliyiz. Böyle yaparsak daha fazla zarar etmekten kendimizi alıkoymuş oluruz. Ancak kimilerinin giriştikleri işler, gittikleri yollar zararı bilinmesine rağmen kişiler için bir onur meselesi yapılır, başkalarına karşı utanmamak için, bile bile sürdürülür. Böyle bir yaklaşım hiç doğru değildir. Çünkü gelecek zararı çekecek kişinin kendisidir, başkaları değil.
Öfkeyle kalkan zararla oturur
* Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Kişi, öfkeli zamanında duygularını kontrol edemez, stres altındadır. İyi düşünemez; yaptığı davranışların nasıl bir sonuç doğuracağını hesap edemez. Sonunda bu ölçüsüz, yanlış davranışının zararını görür.
* Öfkeyle yapacağımız işler zararımıza yol açar. Olaylar karşısında öfkeye kapılan kişi ne yaptığını bilmez. Tamamen duygularının esiri olur. Yaptıkları düşünceli davranışlar olmaz. Oysa insan bütün hareketlerini bilinçli olarak yaptığı sürece olumlu sonuç alır öfkelenen insan, duygularıyla hareket edeceği için kendisine zararı dokunabilecek davranışları bile yapar. Akıllı insan öfkesine hakim olan insandır. Öfkeli anında aklına eseni yapmayan insandır, öfkeyle hareket etmeyen, öfkesi geçtikten sonra, kendisini büyük zararlardan koruduğunu anlar.
* İnsan, öfkeli zamanında duygularının etkisi altındadır. Bundan dolayı iyi düşünemez; yaptığı taşkınlığın nasıl bir sonuç doğuracağını hesap edemez. Sonunda bu ölçüsüz, yanlış davranışının zararını görür.
Köpeklerin uluması bulutlara zarar vermez
Bazı kendini bilmez ve karaktersiz kişiler saygın ve itibarlı kişilere karşı ne kadar bağırıp çağırsalar da kendilerini rezil ederler, sözlerine itibar edilmez.
Keskin sirke, küpüne zarar verir
* Öfkeli, sert, sinirli kimsenin zararı kendisinedir. Kendini yıprattığı, sağlığına zarar verdiği, toplum içinde saygınlığını yitirdiği gibi işlerini de bozup alt üst eder.
* Öfke, insana olmadık işler yaptırır. Kişi öfkeliyken mantıklı düşünemez ve mutlaka hata yapar. Özellikle çok öfkeli kimse, kendi sağlığını bozar, vücudunu yıpratır ve işlerini alt üst eder.
* Öfkelenen kişi kendi sağlığını bozar. Ruhsal sarsıntılar, insan sağlığının en büyük düşmanıdır. Dış etkilerden hasta olan vücudu sağlığına kavuşturmak daha kolaydır. İnsanın sinirliliği de ruhsal bir durumdur. Sinirlenmek, öfkelenmek, insanların yapısında olan bir davranış biçimidir. Ancak insanın kendi iradesiyle bu duygularını kontrol altında bulundurması gerekir. Çünkü öfkelenen kişinin duyguları düşüncesini yener. Davranışlarında mantık değil, duygular hakim olur ki yapılacak davranışlar hiç olumlu sonuçlar vermez. Kişinin haklı olduğu, hakkının bile bile çiğnendiği durumlar olabilir. Böyle durumlarda sinirlerimizle değil düşünce gücümüzle tepki göstermeliyiz. Yoksa hem zararlı çıkar, hem de sağlığımızın bozulmasına yol açarız.
Kar, zararın kardeşidir
* Ticarette sadece kâr etmek düşünülemez, zarar da edilebilir. Ticarete atılan kimse bunu göze almalı, alış verişe öyle girmelidir.
* Ticaretle uğraşan kimse; sadece kar edeceğini düşünmemeli, zarar etmeyi de göze almalıdır.Alışverişte kar ve zarar birlikte gider.
* Ticarette aslolan cesaret ve piyasa kurallarına uymaktır. Fakat bu, her zaman kazanmak anlamına gelmez. Ticaretle uğraşan kimse, sadece kar edeceğini düşünmemeli, zarar edeceğinide göze almalıdır. Alışverişte kar ve zarar birlikte gider.
Çoğu zarar, azı karar
* Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır. Bunları ihlâl eden, aşan, aşırıya kaçan insan zararla karşılaşır. Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için en uygun ölçü olan “karar” sınırında kalınmalı, öteye gidilmemelidir.
* Hangi işte olursa olsun aşırıya gidilmemeli, herkesin uygun gördüğü ölçüde kalınmalıdır. Helalinden bile kazanılsa, bunun hesabı olduğu unutulmamalıdır.
* Her ne iş yaparsak yapalım fazlasına göz dikmemeli, hakkımız kadar olanına sahip olmalıyız. Fazlası için yaratılacak hırs, bizi azmettirir, kötü suçlara teşvik eder, haram yememize neden olur.
Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır
* Yalancı, düzenbaz, iffetsiz bir kimse sadece kendi çevresine zarar vermekle kalmaz; kötülüklerini daha geniş çevrelere de taşır. Kendinin, yakınlarının, çevresinin ve daha geniş muhitlerin adını lekeler; bu leke gittikçe yayılır.Bu durum, başka konularda, başka ortamlarda da görülür.
* Toplumda birisinin yaptığı bir kötülük, yalnız kendi çevresi için değil, daha geniş çevreler için de lekedir.
* Kötü huylu bir insan yalnız kendine değil ; geniş bir çevreye de zarar verir, etrafta huzursuzluk yaratır.
* Kötü kişiler çevrelerindekilerin de kötü olarak tanınmasına yol açar.
* Temelde kişiler kendi davranışlarından sorumludurlar. Ancak Toplumun yapısı gereği, kişiler arasında etkileşim bu düşüncenin her zaman geçerli olmadığını ortaya koymuştur. Kişilerin bizzat kendilerinin sorumluluğunu taşıdıkları davranışlar ile, toplumun birlikte sorumlu olduğu davranışları ayrı ayrıdır. Toplumun kötü olarak tanınmasına yol açan kişilerin davranışı, hoş karşılanmaz. Onun yaratacağı etki bütün fertleri etkileyecek, hatta çevredekilerin de böyle tanınmasına yol açacaktır. Birlikte yaşamanın bir sonucudur bu. Durum böyle olunca, fertler, kendilerinin de kötü tanınmasına yol açacak davranışta bulunanları tanımalı, gerekirse aralarından ayıklamalıdırlar.
Az tamah, çok zarar getirir
Elindekiyle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvuran insan, bu tutumundan dolayı zarara uğrar. Çünkü açgözlülüğü sebebiyle dikkatsiz davranıp tehlikeye düşer. Bu gibi kişiler bazı zaman ellerindekini de kaybederler.
Cana gelecek zarar, mala gelsin
Eğer bir kaza gelecek ve zarar görecekse insan, canına değil malına gelsin. Çünkü kazaya uğrayan, zarar gören malın tekrar kazanılması veya elde edilmesi mümkündür. Ama can için durum böyle değildir. Cana gelen felaketler silinmeyecek izler bırakır. Bir kazadan ötürü insan ölebilir, sakat kalabilir, dolayısıyla böylesi zararları gidermek mümkün değildir. Bu atasözü genellikle mal kaybına yol açan kazalardan sonra kullanılır.
Ak köpeğin, pamukçuya zararı vardır
Kötü olan bir şey, görünüşte iyi olan bir şeye benziyorsa iyi şeyin değerini etkiler, iyinin değeri azalır.
Kırlangıcın zararını biberciden sor
Kırlangıç kuşu zararsız gibi görünür. Ancak biberlere düşkünlüğünden dolayı, ne kadar zararlı kuş olduğunu en iyi biberci bilir. Hali buna benzeyen çok kimseler de vardır. Bunun gibi bir derde düşenin, bir felâkete uğrayanın, sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir, olayı yaşamayan değil.
Una dökülen yağın zararı yok
Bir iş gerçekleştirilirken harcanan ve tüketilen mal, para bazen gereğinden fazla olabilir. Bu durum birilerine fayda sağlamışsa, giden fazlalık sorun olmaz.
Cimrinin zararı, cömerdin hurcunu geçer elbet
Cimri, varlığını ne kendisi için ve ne de başkaları için harcamaz. Dolayısıyla kimseye yararı yoktur, daima zarardadır. Cömert de yararlı yerlere harcadığı için çok kârlıdır.
Az menfaat çok zarara mal olur
Elindekiyle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvuran insan, bu tutumundan dolayı zarara uğrar. Çünkü aç gözlülüğün sebebiyle ihtiyatsız davranmış ve tehlikenin içine düşmüştür. Bu gibi kişiler kimi zaman ellerindekileri de kaybederler. İnsani ilişkilerde menfaat peşinde koşmamak, Allah’ın razı olacağı ile vicdanımızın kabul edeceği bir davranışı yapmak en iyisi olacaktır.
Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır
İnsan hayatında en az sorunla yaşamak için, davranışlarında her zaman ölçülü olmalıdır. Yumuşak davranması gereken kişiye yumuşak olmalı, sert davranılması gereken durumlarda sertliğini göstermelidir. Sert davranması gerektiği halde, etkili setlik göstermeyen kişi bunun zararını görür. Örneğin bir öğretmen yerine göre güler yüzlü, yerine göre sert davranmalı ki disiplini sağlayabilsin.
Öfkeyle hareket eden zararlı çıkar
Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Kişi, öfkeli zamanında duygularını kontrol edemez, stres altındadır. İyi düşünemez; yaptığı davranışların nasıl bir sonuç doğuracağını hesap edemez. Sonunda bu ölçüsüz, yanlış davranışının zararını görür.
Az açgözlülük, çok zarar getirir
Elindekiyle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvuran insan, bu tutumundan dolayı zarara uğrar. Çünkü açgözlülüğü sebebiyle dikkatsiz davranıp tehlikeye düşer. Bu gibi kişiler bazı zaman ellerindekini de kaybederler.
Zararını düşünen kâr edemez
Bir işe girişirken karşılaşılabilecek problemleri, riskleri göze almak gerekir. Çünkü her işin bir riski vardır. Zarar ederim diye bir işe başlamayan biri hiç iş yapmadığı için kazanç sağlayamaz.
Ak köpeğin, pamuk pazarına zararı vardır
Kötü olan bir şey, görünüşte iyi olan bir şeye benziyorsa iyi şeyin değerini etkiler, iyinin değeri azalır.
Korkak bezirgân; ne kâr eder, ne zarar
İş yapmaya korkan tüccar, kendisini zarardan korumuş olur, ama kazanç da sağlayamaz. Başarılı olmak için cesur olmak gerekir.
İhmalin devlete zararı var
Bir işi savsaklayıp, boşlamaya ihmalcilik denir. İhmalkar kişi kazanç getirecek fırsatlar ortaya çıktığında onları değerlendiremez, fırsatları kaçırır, haliyle de zengin olması pek kolay değildir.
Kırlangıç bir zararsız kuş; git Yemen iline danış
Bazı kişiler özellikle bazı bölgelerde zarar verici olabilirler. O bölgede hırsızlık, soygun, kapkaç vb. gerçekleştirebilirler. O kişilerin zararlı olup olmadığını öğrenmen için, o bölgedekilere sorman gerekir.
Yavaş tükürüğün sakala zararı var
İnsan hayatında en az sorunla yaşamak için, davranışlarında her zaman ölçülü olmalıdır. Yumuşak davranması gereken kişiye yumuşak olmalı, sert davranılması gereken durumlarda sertliğini göstermelidir. Sert davranması gerektiği halde, etkili setlik göstermeyen kişi bunun zararını görür. Örneğin bir öğretmen yerine göre güleryüzlü, yerine göre sert davranmalı ki disiplini sağlayabilsin.
Ortak çok oldukça, zarar azalır
Ortada bir zarar varsa ve o zararı telafi edecekler çoğaldıkça dağıtılan zararın da azalacağında şüphe yoktur. Bunun benzeri, iş teşebbüslerinde ortakların çoğalması teşebbüs edilen işlerdeki riskleri de azaltacaktır. Böyle teşebbüslerin, kâr marjları azalsa da zarar riskleri de düşmüş olacağından başarı seviyeleri de artacaktır.
Azı karar, çoğu zarar
Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır. Bunları ihlâl eden, aşan, aşırıya kaçan insan zararla karşılaşır. Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için en uygun ölçü olan “karar” sınırında kalınmalı, öteye gidilmemelidir.
Zenginlikle sıcaktan zarar gelmez
Parası olan klima taktırır, yaz günü serin, kış günü sıcak bir ortam elde eder, sıcaktan ve soğuktan parası sayesinde etkilenmez. Zengin ve varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla halleder. Fakir ise parası olmadığı için en kolay, sıradan işini bile bitiremez.
Az açgözlülük, çok zarar verir
Elindekiyle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvuran insan, bu tutumundan dolayı zarara uğrar. Çünkü açgözlülüğü sebebiyle dikkatsiz davranıp tehlikeye düşer. Bu gibi kişiler bazı zaman ellerindekini de kaybederler.