Paran varsa cümle alem kulun, paran yoksa tımarhane yolun
* Varlıklı ve zengin olana, herkes kul köle olur, hizmet ve hürmet eder, isteklerini en kısa sürede yerine getirir. Yoksula, kimse yüz vermez, yanına bile yaklaştırmazlar. Dahası, bunların adı deliye çıkar.
* Kişilere verilen değer paralarına göre ölçülür. Zenginlik, yoksulluk kişilerin insan olarak değerlerini ortaya koymaz. İnsana değeri verdiren, düşünce ve davranışlarıdır. Para, pul, zenginlik, yoksulluk gelip geçici değerlerdir. Ancak günümüzde çoğu kişiler paralıların etrafında pervane olurlarken, parasızları değersiz görmektedirler. Değerin böyle verilmesi tamamen yanlış bir yaklaşımdır. Her şeyi parayla ölçenler, paralarından dolayı kendilerini değerli kabul edenler, varlıklarını yitirdikleri zaman gerçekle yüzyüze gelirler.
Aşık alemi kör, dört yanını duvar sanır
* Aşk duygusuyla dolup taşan kişi, bu derin sevginin etkisiyle ne yaptığını bilemez; hoşa gitmeyecek davranışlarda bulunur, sanki bilincini kaybetmiş gibidir; yapıp ettiklerini kimse bilmez, görmez ve söylediklerini kimse işitmez sanır.
* Aşktan gözü kararmış kişi, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlarda bulunur. Kendini öyle yitirmiştir ki bu davranışlarını hiç kimse görmez, işitmez sanır.
Âleme cellât lâzım; senin olman ne lâzım?
İstenmeyen, sevilmeyen kötü, ağır bir iş yapılması söz konusu ise bu işi sen yapma; yapılması gerektiğine inananlar ve yapılmasını isteyenler yapsınlar. Sen maşa olma.
Elâlemle düğüne, bayrama gidilir
Bazı işlerin ifşa edilmesi iyi sonuçlar değil, kötü sonuçlar doğurur. Bu bakımdan her sorun ehli olmayan kişiyle tartışılmaz. Kişi kendi özel işlerini de, ulu orta her önüne gelene danışmamalı, aile sırrı olarak saklamalı ve zamanı gelince yapmalı. Toplumla çözülecek işler, ancak düğünde ve bayramlarda görüşüp hal-hatır sormaktan ileri gitmez.
Alemin ağzı torba değil ki büzesin
Önemli bir olay olup dedikoduya elverişli bir durum ortaya çıktığında, halk bunu çeşitli yorumlarla, ilave yalanlarla genişletir. Alabildiğine dedikodu yapar ve bu yayılır. Kimsenin ağzını bağlayamazsınız. İşin içinde gıybet varsa İslam dinine göre çok büyük günahtır. Doğru olan tanık olduğumuz bir olayı saptırmadan aktarmak, yani dedikodu yapmamaktır.
Alemi nasıl bilirsin, kendin gibi
Kişi başkaları hakkında karar verirken kendi duygu ve düşüncelerini ölçü olarak kullanmamalıdır. Kişinin duyguları her zaman çok iyi ve üstün olmayabilir. Hatta gelişmemiş bile olabilir. Bu da kişinin yanılmasına sebep olur.
Âleme verir telkini, kendi yutar salkımı
Bazı kimseler kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir. Bir şeyi söylemek çok kolaydır. Ancak uygulamaya geldiğinde işi gerçekleştirmek çok da kolay değildir.
Kişinin kendine ettiğini, cümle âlem bir yere gelse edemez
Kişi, an gelir, yanlış bir iş yapar. Bu yaptığı ile başını çok büyük bir derde sokar. Öyle ki, böylesi bir kötülüğü hiç kimsenin ona yapması mümkün değildir.
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
Bazı kimseler kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir. Bir şeyi söylemek çok kolaydır. Ancak uygulamaya geldiğinde işi gerçekleştirmek çok da kolay değildir.
Alemin ağzı torba değil ki büzülsün
Önemli bir olay olup dedikoduya elverişli bir durum ortaya çıktığında, halk bunu çeşitli yorumlarla, ilave yalanlarla genişletir. Alabildiğine dedikodu yapar ve bu yayılır. Kimsenin ağzını bağlayamazsınız. İşin içinde gıybet varsa İslam dinine göre çok büyük günahtır. Doğru olan tanık olduğumuz bir olayı saptırmadan aktarmak, yani dedikodu yapmamaktır.