Yüzü güzel olanın huyuda güzeldir
* Çoğunlukla kabul edilir ki, yüzü güzel olanın içi de güzeldir. Bu bakımdan insanın yüzü, içinin aynası olarak görülür. Eğer bir insanın yüzü hiç gülmez, asık suratlı olmaya devam ederse, o insanın katı yürekli, hoşgörüsüz, içinin de kötülükle dolu olduğuna hükmedilir. Eğer kişi güler yüzlüyse bu takdirde hoşgörülü, samimî, iyi yürekli, içten, duygulu, yumuşak huylu ve temiz olduğuna karar verilir. O hâlde denebilir ki, yüzü güzel görünen kişinin huyu da güzeldir.
* Yüz, için aynasıdır. Temiz çehre ve yüz güzelliği; hoşgörülü, iyi niyetli, uyuşma taraftarı, temiz yaratılışlı insanlarda bulunur. Bundan dolayı peygamberimiz Hz. Muhammed “sizin hayırlınız güzel çehreli olanınızdır” buyurmuştur. Bunun gibi, içinde kötülük yatan kimsenin bu duygularıda yüzüne vurur, kendisini çirkinleştirir. Bundan dolayı yüzünü güzel bulduğumuz kimsenin huyununda güzel olduğu hemen anlaşılır.
* İnsanın aklından geçenler genellikle yüzlerine vurur. Yüz bir ayna gibi beyindekileri gösterir. İyi ve güzel şeyler düşünenlerin yüzü de güzel ve aydınlık olur. Kötü ve çirkin düşünceler taşıyanların yüzü de çirkin ve karanlık olur.
* İnsanın yüzü, içinin aynasıdır. Güler yüz her zaman güzeldir: Hoşgörülü, iyi niyetli, uyuşma eğilimli, temiz yürekli kişilerde bulunur. İçinde kötülük yatan kişinin duyguları da yüzüne vurur, kendisini çirkinleştirir. Bundan dolayı yüzünü güzel bulduğumuz kimsenin, anlarız ki huyu da güzeldir.
Zorla güzellik olmaz
* Gönülden ve isteyerek yapılmayan işlerde başarı sağlanamaz.
* İnsanın incelikli dokusu zorbalıkla değişmez: Kişiye, beğenmediği şey zorla beğendirilemez.
* Bir insana istemediği bir şeyi zorla yaptırmak olmaz. Eğer bu şekilde yaptırılırsa, o eylem çoğu kez olumlu sonuç vermez. İstenilmeden yapılan şeylerden hayır gelmez.
* Zorla kişinin duyguları değiştirilemez. Zora dağlar dayanmaz ama insanın duygu ve düşünceleri dayanır. Zor kullanarak insanın duygu ve düşünceleri değiştirilemez. Yapılan her zorlama, olan duygu ve düşünceleri daha da pekiştirir. Çünkü bunlar insanın iç özellikleridir. Olumsuz görülen duygu ve düşünceleri değiştirme zorunluluğu duyuluyorsa, yapılacak şey zor kullanmak olmamalıdır. Daha başka yöntemler vardır. En sağlıklısı da kişiyi tatlılıkla ikna etmedir. Zorun yapamadığını, bir tatlı dil yapma gücüne sahiptir. Bu yola başvurmadan kişilerin duygu ve düşüncelerini değiştirmek asla mümkün değildir.
Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş
İkili ilişkilerde zenginlik ve güzellik değil kişilik önemlidir. Zenginlik ve güzellik her an yok olabilir.
Rağbet güzel ile zenginedir
* Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler. El üstünde tutulurlar.
* İnsanlar, elle tutulan, gözle görülen şeylere daha çok değer verirler. İnsanları cezbeden, onları hemen etkilene güzellik ve zenginlik dünya hayatının da süsüdür. Hayatı asıl anlamlı kılan iç zenginliği, ahlak güzelliği çoğu insanın görmediği yada bilmediği erdemlerdir. Bundan dolayı insanların çoğu güzeller ile parası bol olanları her zaman el üstünde tutarlar.
Güzel gözünden yiğit sözünden belli olur
İnsanlar konuştuklarına her zaman dikkat etmeliler. Çünkü onu dinleyen insanlar konuşmasına göre ona değer verip, ilgi gösterirler. Gözler de insanların yüz güzelliğinin en önemli parçalarından biridir.
Davulun sesi uzaktan güzel gelir
* İçindekilere hiç tat vermeyen, onları rahatsız eden kimi işler vardır ki uzakta olanlara kolay, hoş ve sevimli gelir. Ne zaman ki işin içine girerler, işte o zaman gerçeği görüp yanıldıklarını anlarlar..
* Zor ve güç bir işin içinde olmayanların işin çekiciliğinden etkilenerek kolay ve kazançlı bir şey olduğunu düşünmeleri.
* Olayları dışarıdan seyredenler için herşey hoş ve kolay görünür. Birşeyin mahiyeti seyrederek değil, bizzat yaşanarak anlaşılır. Öyle durumlar vardır ki, içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder; uzaktan bakan ise ona imrenir.
Anan güzel idi, hani yeri, baban zengin idi, hani evi
* Hayatta hiçbir duruma güvenilmez, kalıcı gözüyle bakılmaz. Bizim olan hiçbir şey, sürekli olarak elimizde kalmaz. Gençliğinde güzel olanlar, yaşlandıkça güzelliklerini yitirirler. Zenginlik içinde olanlar, gün gelir, evlerinden bile olabilirler.
* Hiçbir duruma güvenilmez. Bizim olan hiçbir şey, sürekli olarak elimizde kalmaz. Genç iken güzel olanlar, yaşlandıkça güzelliklerini yitirirler. Önce zengin olanlar, gün gelir, evlerinden olurlar.
Ağaç, yaprağıyla güzeldir
Bir ağacı güzel gösteren, verimli kılan, canlı tutan yaprakları, çiçekleri ve meyveleridir. Varlığını ancak bunlarla kanıtlar. İnsanlar da böyledir. İnsan ailesi, çocukları, yakınları ve dostları ile bir bütün oluşturup varlık gösterebilir. Eğer bunlardan mahrum olursa yapraksız, çiçeksiz ve meyvesiz bir ağaç gibi kalır ortada; cansız, kurumuş gibi, güçsüz ve verimsizdir.
Yüzü güzele kırk günde doyulur, huyu güzele kırk yılda doyulmaz
Kişinin fiziki güzelliğinin olması, insani ilişkilerinin de güzel olacağı anlamına gelmez. İnsan ilişkilerinde önemli olan huy güzelliğidir. Huyu güzel olan bir kimseyle kurulacak ilişkiler kolay kolay bozulmaz, yıllar boyu sürer gider.
Gönül kimi severse güzel odur
Güzellik ölçüsü kişiden kişiye değişir. Bir kimsenin güzel bulduğunu bir başkası güzel bulmayabilir. Buna göre, kişinin kendi sevdiği şey ya da kimse güzeldir.
Güzele kırk günde doyulur, güzel huyluya kırk yılda doyulmaz
Yüz güzelliği önemli değildir, fiziksel güzellikten kısa zaman sonra bıkılır. Önemli olan huy güzelliğidir. Huyu güzel olandan kimse bıkmaz, usanmaz. Huyu güzel olan insanlarla sağlam ve sürekli dostluk kurulabilir.
Güzeli herkes sever
Herkes güzel şeylere ya da güzel insanlara sevgi duyar.
Kusursuz güzel olmaz
İyi bir şeyin ya da güzel bir insanın beğenilmeyen bir yanı, ufak da olsa bir kusuru mutlaka vardır. Kusuru olmayan iyi ya da güzel bir şey düşünülemez.
Güzel bürünür, çirkin görünür
Güzellik bir Allah vergisidir, güzeller kendilerini ağırdan satarlar; kendilerini beğendirmek gibi bir sorunları olmadığı için ortalık yerde pek gezmezler, fazla görünmek istemezler. Çirkinler ise kendilerini herkese göstermeye, beğendirmeye çalışırlar.
Güzele göz ağrısı da yakışır
Güzel kimseye giyim ya da süs gerekmez. Ona ne giyse yakışır.
Güzeli kızken görme, beşik ardında gör
Bekarlığında güzel olan kız, doğum yaptıktan sonra da güzel kalır mı, belli olmaz.
Güzellerin talihi çirkin olur
Güzele bir şeyi beğendirmek kolay değildir. Türlü nazlar eder, bir şeyi veya bir kişiyi kendine yakıştıramaz. Kendi güzel olduğundan hayallerinde pek sıradan değildir. Hayalleri gerçekleştirmek veya istediği kişiyi bulmak kolay olmadığından, bulduklarını da kendilerine layık görmediklerinden dolayı güzeller mutlu olmaz derler.
Yüz güzelliği evden hamama, huy güzelliği Erzurum’dan Şam’a
İnsanlarda önemli olan fiziksel güzellik değil huy, karakter güzelliğidir. Fiziksel güzellik gelip geçici, huy ise bir ömür kalıcıdır.
Güzele bakmak sevaptır
İnsan, güzel şeylere hayranlık duyarak bakar. Allah’ın ne kadar güzel şeyler yarattığına tanık olur ve onun büyüklüğünü düşünür.
Güzele ne yaraşmaz
Kendi güzel olan ne giyerse giysin yakışır. Güzel kimse, giydikleri ya da süsü var diye güzel görünmez.
Her güzelin bir kusuru vardır
İyi bir şeyin ya da güzel bir insanın beğenilmeyen bir yanı, ufak da olsa bir kusuru mutlaka vardır. Kusuru olmayan iyi ya da güzel bir şey düşünülemez.
Güzellik ondur, dokuzu dondur
İnsan ne denli güzel veya yakışıklı olursa olsun, giyim ve kuşamı iyi değilse, çevresindekiler tarafından güzel/yakışıklı bulunmaz. Giyilen kıyafetler ve eşyalar güzel görünmede önemli bir etkendir.
Güzele bakmanın göze faydası var
İnsan duyu organları ile çevreyi tanır, farklı zevkler, tatlar alır. Güzel şeylere bakmakla da göz zevkimizi yaşarız.
Güzele köken yakışır, çirkine allar neylesin
Güzelin üzerinde en sıradan şeyler bile süslü, etkili görünür. Çirkinde ise en güzel süsler bile hoş görünmez.
Güzel nerede kavga anda
Güzel olan bir şeye herkes sahip olmak ister, güzel paylaşılamayacağı için de kavga çıkar.