Yarım elma gönül alma
* Sunulan armağan küçük de olsa, gönül almaya yeter. Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır.
* İnsan gönlü en ufak bir iyilikle bile kazanılabilir. Yeter ki gönül almasını bilelim. İnce yaratılışlı ve akıllı kimseler bilir ki, gönül almak, hatır sormak için küçük bir armağan bile yeterlidir. Önemli olan, değerli armağan götürmek değil, arayıp sormuş olmaktır. Armağan küçük de olsa, gönül almaya yarar. Hatırlanıp aranmış olmak o kimse için daha değerlidir.
* Gönül almak, hatır sormak için yarım elma gibi küçük bir armağan yeter. Önemli olan,değerli armağan götürmek değil, hatırlayıp aramış olmaktır.
Vücut kocar, gönül kocamaz
* Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
* Kişi yaşlanır, vücudu güçten düşer. Ama gönlü taze kalır; sevgisi taşkınlığını yitirmez.
Göz görür gönül çeker
* Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.
* Kişi, görmediği şeyi istemez; görüp beğendiği şeye karşı istek duyar.
Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş
* İstenmeden, zorla yenen yemek insana nasıl dokunup zarar verirse (sindirim sistemini bozma, bulantı ve kusma yapma), zorla ve istenmeden yapılan iş de benzer bir şekilde kötü ve hayırsız bir sonuç verir.
* İsteksiz yenilen yemek, nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan iş de öylece kötü sonuç verir.
* İnsan bir işe gönlünü vermez, onu severek yapmaz ise bu işten hayır gelmez. İsteksiz yenilen yemek nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan işte öylece kötü sonuç verir.
* İstenmeden yapılan iş, kötü sonuçlar doğurur. Yapacağımız işleri yapmadan önce iyi ve kötü yönleriyle değerlendirmeli, düşüncemize uygun görüyorsak, yapmalıyız. Yapılması için karar verdiğimiz işler, gönüllü, istekli yapılan işlerdir. Öyle işlerin yaratacağı iyi veya kötü sonuçlarını önceden kabullenmiş oluruz. Olumsuz sonuç verse bile sineye çekmek zorundayız. Fakat, iyice düşündükten sonra, yapılmamasına karar verdiğimiz bir işi başkalarının etkisinde kalarak yaparsak, kendimizi kötü sonuçların acılarından kurtaramayız. Bu acılar da istemeden yapılan işin acıları olduğu için, onlara katlanmak çok zorumuza gider.
Gönülsüz namaz göğe ağmaz
* İçten gelen bir istekle kılınmayan namazın kabul olunacağı her zaman şüphe götürür. Benzer şekilde içten gelen bir heves ve şevkle yapılmayan işten de hayır gelmez. İnsanlara zor kullanarak yaptırılan işlerden verim alınamaz. Verim ancak sevilerek, zevk alınarak yapılan, işlerden umulabilinir.
* İçten gelen bir duygu ile kılınmayan namaz kabul olunmaz. Bunun gibi, isteksiz yapılan iştenhayır gelmez.
* Kulluk bilinci ve coşkusu ile yapılmayan ibadetin Allah katında hiçbir değeri yoktur. İçten gelen bir duygu ile kılınmayan namaz kabul olmaz. Bunun gibi, isteksiz yapılan işten hayır gelmez.
Gönül ferman dinlemez
* Ne denli engel, ne denli yasak konursa konsun gönül sevdiğinden asla vazgeçmez. Çünkü insanın gönlüne söz geçirmesi oldukça zordur.
* İnsanlar emirle sevip, emirle nefret etmezler. Sevgi bir coşku selidir, yatağında istediği gibi akar. En yüksek yerden yasak emride gelse gönül sevdiğinden vazgeçmez.
* Hiçbir güç, gönlü sevdiğinden vazgeçiremez. Sevgi büyük bir güçtür. Seveni sevdiğinden ayırmak için kimsenin gücü yetmez. Baskı ile kişiyi sevdiğinden ayırmaya çalışmak boşunadır. Böylesine güçlü bir duyguyu olduğu gibi kabullenmek, sevenleri saygı ile karşılamak gerekir. Çünkü en güzel şeyler sevgi tohumuyla boy vermişlerdir. Sevgi yaşamın ana kaynağıdır. Kişileri sevgiden yoksun bırakmak demek, onları insanlıklarından uzaklaştırmak demektir.
Gönül bir sırça saraydır kırılırsa yapılmaz
* Gönül; sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağıdır. Bu kaynak insanı yeterince nazik ve içli kılar. Dolayısıyla kaba ve sert hareketler karşısında fazla dayanamaz, çabucak incinip kırılır ve gücenir. Kırılan bir gönlü kolay kolay onarmak ve eski hâline getirmek de oldukça güçtür. Öyleyse etrafımızdaki insanlarla olan ilişkilerimizde dikkatli olmalı, gönül kırmaktan kaçınmalıyız.
* Bir kimsenin, hele dostlarımızın gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz. Kırılan gönül kolay kolay onarılamaz. Bu yüzden, eski dostluk bir daha, o içtenlikle yenilenemez.
* İnsanın gönlü çabuk kırılır. Bundan dolayı bir kimsenin, hele dostlarımızın gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz. Kırılan gönül kolay kolay onarılmaz. Bu yüzden, eski dostluk bir daha, o içtenlikle yenilenemez.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur
* Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır. Çünkü insan, sevdiği kimseyle sıkça görüşüp sevgisini ve muhabbetini tazeleme imkânı bulamaz. Dolayısıyla ilgi bağı kopar, yavaş yavaş da o kimseyi unutur.
* Sevgi ve dostlukların devam edebilmesi, insanların birbirleriyle sürekli karşılaşmalarına ve ilişki içinde olmalarına bağlıdır. İnsan, çevresindeki arkadaşlarını sık sık arar. Ama uzaktaki arkadaşını o kadar sık arayamadığından yavaş yavaş unutur.
* Uzun süren ayrılıklar, sevgileri azaltır. Sevgilerin sürekliliğini sağlamak için arada bir beslenmeleri gerekir. En etkili besin de kısa süren ayrılıklardır. Ayrılıklarda unutulmaya yüz tutan sevgi bağları yeniden güçlenir. Yapılan fedakârlıklar, iyilikler hatırlanır. Ancak uzun süren ayrılıklarda, özlemler, büyür, giderilmeleri büyüyen özlemler de zamanla körelmeye, aradaki sevgileri azaltmaya başlar. Sevgileri azaltmamak için, ayrılıkları uzun tutmamalıyız.
Göz görmeyince gönül katlanır
* Yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz. Çünkü bizden uzakta yaşayan sevdiğimiz bir kimseyle istesek de ilgilenemeyiz. Dolayısıyla görüşmekten umudumuzu keser ve ayrılığa katlanırız. Ama yakınımızda bulunan ve her gün gördüğümüz kimseyle ilgilenmeden edemeyiz. Onun her zaman gördüğümüz acısına da tahammül edip katlanmamız oldukça güçtür.
* Yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz.” anlamında bir söz.
* İnsan, yakınında bulunan sevdiği kimse ile sık sık görüşmeden edemez. Ama bu kişi uzak bir yere giderse görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır. / Yiyip içtiğimiz şeylerin hangi koşullarda üretilip doldurulduğunu görmediğimiz için onları temizmiş gibi kabul ederek tüketiriz.
Gönülden gönüle yol vardır
* İnsanları bir araya getiren huy, zevk, alışkanlık, fikir ve inanç birliğidir. Dolayısıyla bu insanların gönüllerinde de bir duygu birliği vardır. Biri öteki için ne düşünüyor ve ne hissediyorsa, ötekide beriki için benzer şeyi düşünür ve hisseder.
* İnsanların kalpleri bileşik kaplar kanununu andırır. Birbirine açık bir kanalcıkla bağlı olan kaplardan birine hangi sıvı konulursa, diğer kaplara aynı sıvı geçer. Kalplerde bu özelliği taşır. Birbirine bir takım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa oda beriki için aynı şeyi düşünür.
* Birbirlerine birtakım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa o da beriki için aynı şeyi düşünür. Kalpleri birbirlerine bağlı insanların duyguları karşılıklıdır. Çoğunlukla aynı zamanda, aynı şekilde birbirlerini düşünürler. İyi şeyler hissederler.
Göz görür, gönül ister
İnsan hiç görmediği şeyi değil, gördüğü, beğendiği ve ilgi duyduğu şeyleri ister.
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
Her denizde az çok dalga olur. Bunun gibi, her gönülde de bir sevda vardır. (İnsan gönlü de, deniz gibi bazen dalgalanıp sevdaya kapılır.)
Gönül kimi severse güzel odur
Güzellik ölçüsü kişiden kişiye değişir. Bir kimsenin güzel bulduğunu bir başkası güzel bulmayabilir. Buna göre, kişinin kendi sevdiği şey ya da kimse güzeldir.
İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur
Birbirini seven ve evlenmek isteyen çift için ev bark o kadar önemli değildir. Samanlık onlara saray gibi gelir. Tüm güçlerini sevgilerinden alan bu iki insan, her türlü zorluğu aşabilirler.
Er kocar, gönül kocamaz
İnsan yaşlandıkça vücudu eski gücünü yitirir. Ama gönlündeki yaşama hırsını ve coşkusunu kaybetmez, gönlü genç kalır.
Er gönülü ibrişim, dolaşırsa açılmaz
Erkeğin gönlü ipek iplik gibidir. Kırılırsa, karışan iplikler gibi kolay kolay düzelmez. Bu nedenle hiç kimseyi incitmeyin. İncinmiş olan gönül kolay kolay bağışlamaz.
El vergisi, gönülün sevgisi
Bize bir armağan veren kişiye karşı gönlümüzde bir sevgi oluşur.
Gönül düştü bir boka, o da misk gibi koka
Kişi bir şeye gönül verince, gönül verdiği kişi veya şey ne kadar kötü, iğrenç, çirkin de olsa gönül verene çok güzel, çok hoş gelir.
Gönül var otluğa konar, gönül var çöplüğe konar
Güzel ve hoş şeyleri seven insanlar olduğu gibi kötü ve çirkin şeyleri de seven insanlar da bulunur.
Gönül verme evliye, eve gider unutur
Özellikle bir bayan, evli olan bir erkeğe gönül vermesin. Onun süslü laflarına, ilgisine, sevgisine aldanmasın. İstisnalar dışında, evli kişiler kurulu düzenlerini bozup başka kişilere bağlanamazlar.
Lokma karın doyurmaz, gönül hoşluğudur
Bir kimseye küçük de olsa ikramda bulunmak veya hediye vermek onun ihtiyacını karşılamak için değil, aradaki ilgi, sevgi, saygı ve muhabbeti artırmak içindir.
Gönül kocamaz
İnsanlar yaşlanabilir, ama gönülleri genç kalır. Sevgileri, istekleri gücünü korur; eskisi gibi sürer gider.
Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez
İçten gelen bir heves ve şevkle yapılmayan işten de hayır gelmez. İnsanlara zor kullanarak yaptırılan işlerden verim alınamaz. Verim ancak sevilerek, zevk alınarak yapılan, işlerden umulur.
Her gönülde bir aslan yatar
Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu hayali gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar.
Aslan postunda, gönül dostunda
Canlı, cansız her şeyin yakıştığı bir durum vardır. İnsan onları bu durumda görmek ister.
Elin vergisi, gönülün sevgisi
Bize hediye veren kişiye karşı gönlümüzde bir sevgi oluşur.
Gönül alma bir elma
Hediyenin büyüğü, küçüğü olmaz. Önemli olan değerli bir hediye vermek değil, sevdiklerimizi unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır. Bu yüzden, gönül almak için küçük de olsa bir hediye yeterlidir.
Gönül ummadığı yere küsmez
Kişi kendisini sevmeyenlerin yaptığı kötü davranışları normal karşılar, çünkü o kişilerden iyi bir davranış beklemez. Ancak kendini seven, sayan, değer veren kişilerden gelen kırıcı davranışlardan dolayı üzülür, kırgınlık yaşar.
Gönül bu ota da konar, boka da
Güzel ve hoş şeyleri seven insanlar olduğu gibi kötü ve çirkin şeyleri de seven insanlar da bulunur.
Her gönülde bir arslan yatar
Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu hayali gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar.
Gönüller bir olunca, samanlık seyran olur
Birbirlerini yürekten sevenler için maddi şeylerin önemi yoktur. Tüm güçlerini sevgilerinden alan bu insanlar, türlü zorluğu aşabilirler. Samanlık bile onlara güzel bir mekan gibi gelir.
Çobanın gönlü olunca, tekeden süt çıkarır
Kendisinden iş bitirmesi beklenen kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bir çözüm yolu bulur.
Evladı ben doğurdum, ama gönlü benim değil ki!
İnsanın çocuğu kendisinin bir parçasıdır. Birçok özellikleri onuna benzer. Yalnız gönlü ve huyu benzemeyebilir. Bir kimse evladına emredip birçok şeyler yaptırabilir; ancak gönlüne söz geçiremez.
İnsan gönlünün artığını söyler
İnsanlar şaka yaparken içlerinden geçeni yansıtırlar. Yani her şakanın altında bir gerçeklik payı vardır.
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
Sağlıklı olmak, türlü hastalıklardan korunmak, vücudumuzu yıpratmamak için ayağı sıcak, başı da serin tutmak oldukça faydalıdır. Beden sağlığımızı düşündüğümüz gibi ruh sağlığımızı da düşünmek zorundayız. Bunun için de her sorunu dert etmemeli, olur olmaz şeylere üzülmemeliyiz; sabırlı ve geniş gönüllü olmalı, rahat hareket etmeliyiz.
Evladımı ben doğurdum, ama gönlünü ben doğurmadım
İnsanın çocuğu kendisinin bir parçasıdır. Birçok özellikleri onuna benzer. Yalnız gönlü ve huyu benzemeyebilir. Bir kimse evladına emredip birçok şeyler yaptırabilir; ancak gönlüne söz geçiremez, seveceği, gönül vereceği kişiyi seçemez.
Çobanın gönlü olursa, tekeden süt sağar
Kendisinden iş bitirmesi beklenen kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bir çözüm yolu bulur.
Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
Yaşantısında bir şeyden mahrum kalan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol almak geçer.
İtin gönlüne kalsa günde bir leş yer
Açgözlü insanlar çok şeye sahip de olsalar doymak bilmezler. Aklı hep daha fazla kazanç elde etmekte olur.
Herkesin gönlünde bir aslan yatar
Herkesin kendine göre yüksek bir hedefi vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu hayali gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar.
Gönlün sevdiği, ya kürklü olur ya kepenekli
Herkesin kendine göre yüksek bir hayali vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu hayali gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar.
Kolu kırık işlemiş, gönlü kırık işlememiş
Kolu kırılan zamanla iyileşip iş yapmaya başlayabilir. Ancak gönlü kırılan, gururu incinen kişiyi ikna etmek kolay olmayabilir. Gönlü kırılan kişi iş yapamaz hale gelebilir.
Allah herkesin gönlüne göre verir
Kişi gönlünden başkaları için iyilikler isterse Allah da ona iyilikler verir. Eğer kişi kıskanç ise, başkalarının kötü olmasını istiyorsa Allah da ona zorluklar, problemler hatta kötülükler verir. Kişinin gönlünde diğer insanlar için hangi duygular varsa, Allah kişiye aynısını verir.
Zenginin gönlü olasıya, fakirin canı çıkar
Bazı zengin kişiler çevresindeki yoksul kişilerin halinden anlamazlar. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılama konusunda duyarlı olmazlar, bir şey istenildiğinde vermezler veya yerine getirmezler. Zenginin vermeye veya bir işi yapmaya gönlü olduğunda da yoksul açısından iş işten geçmiş olur, bu iyiliğin pek bir anlamı olmaz.
Er kocar, gönlü kocamaz
Hayatın gereği yıllar geçtikçe kişi yaşlanır, vücudu zayıflar ve güçten düşer. Ama gönlü taze kalır; sevgisi ve yaşama heyecanı, aşkı eksilmez.
Gönlün yazı var, kışı var
Hayat inişli çıkışlıdır. Hayatın bu durumu insanı etkiler. Dolayısıyla insanın bir günü diğerine uymaz. İnsan bazen iyimser, neşeli, umutlu ve mutluluk doludur; bazen de kötümser, üzgün, neşesiz, mutsuz ve bezgindir.
Kızı gönlüne bırakırsan; ya davulcuya varır, ya zurnacıya
Evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir. Çünkü yaşı gereği hem tecrübesiz, hem de eğlenceye düşkün olur ve ileriyi göremez. Bu bakımdan anne baba tarafından denetlenmeli, uyarılmalıdır. Bilgisiz ve deneyimsiz insanlar kendi haline bırakılmamalıdır. Bu tür insanlar doğru karar veremezler. Sonuç kötü olabilir. Büyükler, belirli bir seçme olgunluğuna gelinceye kadar küçüklere yol göstermelidirler.
Zenginin gönlü oluncaya kadar, fakirin canı çıkar
Bazı zengin kişiler çevresindeki yoksul kişilerin halinden anlamazlar. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılama konusunda duyarlı olmazlar, bir şey istenildiğinde vermezler veya yerine getirmezler. Zenginin vermeye veya bir işi yapmaya gönlü olduğunda da yoksul açısından iş işten geçmiş olur, bu iyiliğin pek bir anlamı olmaz.
Eşeğin gönlüne kalsa bir bağ maydanozu götürmez
Bir işin yapılması sürekli kaytaran, tembel kişinin keyfine bırakılırsa o iş kalır. Onun için işveren bu gibi kişileri çalışırken sürekli denetlemelidir.
Oğlumu ben doğurdum, amma gönlünü ben doğurmadım
İnsanın çocuğu kendisinin bir parçasıdır. Birçok özellikleri onuna benzer. Yalnız gönlü ve huyu benzemeyebilir. Bir kimse evladına emredip birçok şeyler yaptırabilir; ancak gönlüne söz geçiremez, seveceği, gönül vereceği kişiyi seçemez.
Zenginin gönlü oluncaya dek züğürdün canı çıkar
Bazı zengin kişilerin başkalarına karşı eli çok sıkıdır. Zenginin vermeye veya bir işi yapmaya gönlü olduğunda da yoksul açısından iş işten geçmiş olur, bu iyiliğin pek bir anlamı olmaz.
Vücut kocar, gönlü kocamaz
Hayatın gereği yıllar geçtikçe kişi yaşlanır, vücudu zayıflar ve güçten düşer. Ama gönlü taze kalır; sevgisi ve yaşama heyecanı, aşkı eksilmez.
Oğlumu ben doğurdum, ama gönlünü ben doğurmadım
İnsanın çocuğu kendisinin bir parçasıdır. Birçok özellikleri onuna benzer. Yalnız gönlü ve huyu benzemeyebilir. Bir kimse evladına emredip birçok şeyler yaptırabilir; ancak gönlüne söz geçiremez, seveceği, gönül vereceği kişiyi seçemez.
Çobanın gönlü olursa, tekeden süt çıkarır
Kendisinden iş bitirmesi beklenen kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bir çözüm yolu bulur.