Yol üstüne bostan ekme el için kocalıkta avrat alma el için
* Yol üstüne ekilen, korunaksız bahçeden gelen geçen bir şeyler alır, koparır. Yaşlı adam, genç bir kadının isteklerini yerine getiremez, ona ayak uyduramaz, yaşam tarzları ve görüşleri çok farklı olur. Bu durumda, kadın kendi yaşıtları ile birlikte vakit geçirmeye başlar. Bu nedenle hayatta insanlar, kendine fayda sağlamayacak işlerden uzak durmalılar.
* İnsanlar kendine faydası olmayacak işlerle uğraşmamalıdır. Yoksa hem zamanını boşa geçirir hem de üzülen taraf olur.
* Kendine yararı olmayan bir işe girişme sonunda üzülen sen olursun anlamına da gelir..
Yoldan kal, yoldaştan kalma
* Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir. Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur. Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar. Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir.
* Yolculukta arkadaş çok önemlidir. İnsan, iyi bir arkadaşla yolculuk yapmak için, gerekirse yolculuğunu geri bırakmalıdır. Hayat yolu içinde durum böyledir.
Yol sormakla bulunur
* Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
* Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek, sormamak ayıptır. Bir işte izlenecek doğru yol bilenlerden sorulmakla öğrenilir.
* Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
Yol bilen kervana katılmaz
* Bir işte bilgisi olan, onun nasıl yapılacağını bilen, işinin ehli kimse, çoğunlukla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaz; işini kendisi görmeye çalışır.
* Bir işi kendi başına yapabilecek, bir engeli tek başına aşabilecek olan, başkalarının yardımına gerek duymaz.
* Bir işi kendi başına yapabilecek olan, yardıma gerek duymaz. Yardım, kişinin gücü yetmediğinde başkasından istediğidir. Eskiden bir yere gitmek isteyen kişiler, gidecekleri yerin yolunu bilmediklerinde, aynı yola giden kervanlara katılarak yolculuk yaparlardı. Yolu kendi başına gidebilen kişinin kervana katılması gereksizdi. Çünkü kervana katılan, belirli bir ücret ödemek, kervan sahibinin istediği şekilde davranmak zorunda kalırdı. Zamanımızda buna benzer ilişkiyi, bilmediğimiz iş ve konularda düşünebiliriz. Konusu ne olursa olsun, ihtiyaç duyulan bir yardım, mutlaka bir bedel ödemeyi gerektirir. Bu bedel kimi zaman paradır, kimi zaman başka bir özveridir. Başkasına gerek duymayan kişinin böyle bir bedeli ödemesine gerek kalmaz.
Yolcu yolunda gerek
* Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır.
* Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır.
Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter
* Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz. Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz.
* Yolu bitirmek için yürümek gerekir; borç da ödemekle tükenir. Bu atasözünün başka bir görüşü ise; iş ancak iyi bir çalışmayla sonuçlandırılır olarak yorumlanabilir.
* Nasıl yol yürümekle, borç ödemekle bitirilirse, yapılacak herhangi bir iş de üzerinde sürekli olarak çalışmakla başarılır.
* Bir işi başarmak ve amaca yönelmek için, bunlara yönelik olarak çalışmak, çaba harcamak gerekir, ancak bu şekilde iş biter ve sona erer. İnsan başladığı bir işi sabırla yürütmeli ve tamamlamalı. Elbette iş yürürken bazı sıkıntılar söz konusu olacaktır, önemli olan onları yavaş yavaş aşmaktır.
Yolu yordamıyla, ormanı baltayla geçersin
Doğru yoldan ilerlemek için rehber, ormandan yol alabilmek için balta gerektir. Her işi yapmanın bir kuralı ve yöntemi vardır. Doğru yöntemi uygulayanlar başarıya ulaşır.
Yolundan giden yorulmaz
* Yapacağı işin tekniğini iyi bilen, uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder, sonra uygular. Sonuca sıkıntısız ulaşır. Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para, hem çok zaman kaybederler. Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
* Her işin bir yolu, yöntemi vardır. Birşeyi yeniden keşfediyormuş gibi davranmadan, bilinen ve herkesin uyguladığı yol ve yönteme göre davranılmalıdır. Bir işi yoluyla, yötemiyle yapan kimse güçlük çekmez.
Yoldan giden yorulmaz
* Bir işi doğru şekilde, yoluyla, yöntemiyle yapan güçlük çekmez.
* Her işin bir yolu, yöntemi vardır. Birşeyi yeniden keşfediyormuş gibi davranmadan, bilinen ve herkesin uyguladığı yol ve yönteme göre davranılmalıdır. Bir işi yoluyla, yötemiyle yapan kimse güçlük çekmez.
* Belirli yöntemiyle işi yapan, daha çabuk sonuç alır. Yapılacak herhangi bir işin kendine göre kuralları, bilinmesi gereken noktaları vardır. Böyle bir bilgiye sahip olmayan kişi, yapacağı işte çok güçlüklerle karşılaşır. Bu güçlükleri yenmek için çok zaman ve çaba harcamak zorunda kalır. Olumlu sonuç alsa bile, düşündüğünden daha geç olur. Oysa işi bilen; uyması gereken kuralları, çabuk sonuç verecek yöntemleri bilip onları uygulayacağı için, ne zaman, ne de başka bir kayba uğramadan olumlu sonucu elde edecektir Hangi işe kalkışırsak kalkışalım, mutlaka o iş süresince izleyeceğimiz yolu, uygulayacağımız yöntemi başlangıçta belirlemeliyiz.
Zengin dağlar aşar, olmayan yolda şaşar
* Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
* Herhangi bir konuda bilgili ve erdemli insanlara danışarak bir problemi aşmak yerine kendi bildiğimiz gibi yapmak bizi yolda bırakır. Tıpkı parası olupta danışmadan harcayan insanlar gibi. Yatırım yapmaksızın harcama bir süre sonra son bulur ve kişi yarı yolda kalır. Her daim bir bilene sorarak işlerimizi yürütmeliyiz.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır
* Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
* Zengin, para gücüyle en zor işleri başarır. Züğürt, parasızlık yüzünden, en kolay işi başaramaz.
* Varlıklı, zengin kimse, para gücüyle en zor işleri başarır. Züğürt ise, parasızlık yüzünden, en kolay işi bile başaramaz, şaşırır kalır. Zengin kimse, para gücüyle en zor işlerin bile üstesinden gelir. Züğürt ise en basit işleri bile parasızlık yüzünden başaramaz.
Varsa pulun herkes kulun yoksa pulun dardır yolun
* Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder, saygı gösterir, işlerini kolaylaştırır, yakınında bulunmak ister. Yoksullara kimse yüz vermez, işlerini yaparken çok zorlanırlar. Hayat yoksullar için zordur.
* Zengin olana, herkes kul kurban olur, hizmet eder. Yoksula, kimse yüz vermez. Dahası,bunların adı deliye çıkar.
* Zengin ve varlıklı olana herkes yaklaşır, ona kul, köle olur, hizmetine koşar. Yoksula kimse yüz vermez, onu insan yerine bile koymazlar. Dahası, böyle kimselerin adı deliye çıkar.
Söz var insanı yola getirir söz var insanı yoldan çıkartır
* Çevremizdekilerle ilişkilerimizde dikkatli ve ölçülü konuşmalıyız. Karşımızdakini sinirlendirip isyankar yapan da, yatıştırıp yola getiren de düşüncesizce ya da akıllıca söylenen sözlerdir.
* İnsanlarla konuşurken kullandığımız kelimeleri düşünmeden söylememeliyiz. Kötü söz insanı dinden imandan çıkarır. Tatlı söz yılanı bile deliğinden çıkarır.
Sıçan geçer yol olur
Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir işin yapılmasına izin verilmemelidir. Eğer bir kez izin verilirse, sürekli yapılmaya başlar ve alışkanlık hâline gelir. Bu giderek gelenekleşir ve pek çok kimse o zararlı yolu takip eder.
Su testisi su yolunda kırılır
* Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de.
* Birşey, hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar; yok olur. Bir insanda hangi yolun yolcusu yada hangi amacın peşindeyse, o yolda yada amaç uğrunda başına bir kaza gelir.
* Bir kişi, ya da şey, hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar; yok olur.
Paran varsa cümle alem kulun paran yoksa tımarhane yolun
* Varlıklı ve zengin olana, herkes kul köle olur, hizmet ve hürmet eder, isteklerini en kısa sürede yerine getirir. Yoksula, kimse yüz vermez, yanına bile yaklaştırmazlar. Dahası, bunların adı deliye çıkar.
* Kişilere verilen değer paralarına göre ölçülür. Zenginlik, yoksulluk kişilerin insan olarak değerlerini ortaya koymaz. İnsana değeri verdiren, düşünce ve davranışlarıdır. Para, pul, zenginlik, yoksulluk gelip geçici değerlerdir. Ancak günümüzde çoğu kişiler paralıların etrafında pervane olurlarken, parasızları değersiz görmektedirler. Değerin böyle verilmesi tamamen yanlış bir yaklaşımdır. Her şeyi parayla ölçenler, paralarından dolayı kendilerini değerli kabul edenler, varlıklarını yitirdikleri zaman gerçekle yüzyüze gelirler.
* Paran varsa her kapı senin için açılır; yoksa bütün kapılar yüzüne kapanır. Zengin olana, herkes kul kurban olur, hizmet eder. Yoksula, kimse yüz vermez. Dahası, bunların adı deliye çıkar. Toplumda para ve saygı birbirine paraleldir. Parası olanın her işi kolaydır, herkes dediğini yapar ve kimse karşı gelmez.
Para insana dil elbise insana yol öğretir
* Toplumda beceriksiz, işe yaramaz gibi görünen kişiler ellerine maddi imkan geçtiğinde bunu zekice ve doğru bir şekilde değerlendirip kazançlarına kazanç katarlar. Maddi gücü iyi olan kişilerde toplumda sözü geçen kişiler haline gelir ve söyledikleri dikkate alınır, itibarı artar. Eski kıyafetleri ile kenardan köşeden sıkıla sıkıla yürüyenler de güzel kıyafetler edindiklerinde, meydanlarda daha bir havalı ve endamlı şekilde yürürler.
* Sahip olduğunuz maddi varlıklar ve bulunduğunuz makamlar toplumdaki konumunuzu belirler, zengin kişiler her konuda daha rahat hareket ederler, sıkıntısız yaşarlar.
Para insana dil elbise insana yol öğretir
* Toplumda beceriksiz, işe yaramaz gibi görünen kişiler ellerine maddi imkan geçtiğinde bunu zekice ve doğru bir şekilde değerlendirip kazançlarına kazanç katarlar. Maddi gücü iyi olan kişilerde toplumda sözü geçen kişiler haline gelir ve söyledikleri dikkate alınır, itibarı artar. Eski kıyafetleri ile kenardan köşeden sıkıla sıkıla yürüyenler de güzel kıyafetler edindiklerinde, meydanlarda daha bir havalı ve endamlı şekilde yürürler.
* Sahip olduğunuz maddi varlıklar ve bulunduğunuz makamlar toplumdaki konumunuzu belirler, zengin kişiler her konuda daha rahat hareket ederler, sıkıntısız yaşarlar.
Gönülden gönüle yol vardır
* İnsanları bir araya getiren huy, zevk, alışkanlık, fikir ve inanç birliğidir. Dolayısıyla bu insanların gönüllerinde de bir duygu birliği vardır. Biri öteki için ne düşünüyor ve ne hissediyorsa, ötekide beriki için benzer şeyi düşünür ve hisseder.
* İnsanların kalpleri bileşik kaplar kanununu andırır. Birbirine açık bir kanalcıkla bağlı olan kaplardan birine hangi sıvı konulursa, diğer kaplara aynı sıvı geçer. Kalplerde bu özelliği taşır. Birbirine bir takım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa oda beriki için aynı şeyi düşünür.
* Birbirlerine birtakım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa o da beriki için aynı şeyi düşünür. Kalpleri birbirlerine bağlı insanların duyguları karşılıklıdır. Çoğunlukla aynı zamanda, aynı şekilde birbirlerini düşünürler. İyi şeyler hissederler.
Deli ile çıkma yola başına getirir bela
* Kavrayışı kıt, akılsız, aşırı davranışları olan kimselerle ne işe girilir, ne de yolculuk edilir. Buna kalkışan başına türlü dertler alır, çok zarar görür.
* Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dert açar.
* İnsanın yol, hayat yada iş arkadaşı akıllı bir olmalı ki, ona hiç değilse zararı dokunmasın. Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dertler açar.
* Deli ölçüsüz davranışlarıyla kendisiyle yolda arkadaşlık edenin başına türlü türlü belalar açar. Yani Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına türlü işler getirebilir, başına birçok dertler açabilir.
Danışan dağlar aşar danışmayan yolda şaşar
* Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
* Herhangi bir konuda bilgili ve erdemli insanlara danışarak bir problemi aşmak yerine kendi bildiğimiz gibi yapmak bizi yolda bırakır. Tıpkı parası olupta danışmadan harcayan insanlar gibi. Yatırım yapmaksızın harcama bir süre sonra son bulur ve kişi yarı yolda kalır. Her daim bir bilene sorarak işlerimizi yürütmeliyiz.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
* Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır.
* Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
* Her makamın veya yetkili kişinin daha üst makamı ve denetleme yeri vardır.
* Aşılması zor gibi görünen işlerin de bir çözüm yolu vardır.
* Bazı olaylar, bazı durumlar, insana çok uzak gelebilir. İnsan baz sorunları oldukça fazla büyütebilir. Oysaki her problemin mutlaka bir çözümü vardır. Önemli olan çözüm yolunu bilmektir.
Bir insanı tanımak için ya alış veriş etmeli ya yola gitmeli
* Ortak bir işe girmeden insanların gerçek yüzünü anlamak oldukça zordur. Alış veriş etmek, onları tanımak bakımından önemli ölçüttür. Çünkü alış veriş bir şeye sahiplenmeyi gerekli kıldığı için kişinin çıkarcı yönünü bütün çıplaklığıyla ortaya koyar. Yolculuk ise fedakârlığı, cesareti, mertliği gerektirir; dolayısıyla yolculukta karşılaşılan zorluklar sebebiyle ortaya konan davranışlar kişilerin niteliklerini belirgin kılar.
* İnsanlar belli değer yargılarına sahiptir. İnsan, inandığı dava veya mensup olduğu dinin kendine yüklediği görevleri yerine getirdiği için iyi sanılmamalıdır. İnsanın nasıl bir karakter taşıdığı asıl sosyal münasebetlerde, özellikle alışveriş gibi çıkarların çatıştığı durumlarda yada kendi ortamından uzaklaşmasında ortaya çıkar.
Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında olur
* Bir iş yapmaya başlamadan önce planlama ve hazırlık yapılmazsa, bir süre sonra gerekecek şeyleri vaktinde hazırlamayan kişi, zamanı gelince hazırlıklı kişilerin durumuna imrenir ve bana yardım etseler diye umut eder.
* Bir süre sonra gerekecek şeyleri vaktinde hazırlamayan kişi, zamanı gelince hazırlıklı kişilerin durumuna imrenir ve içinden bana da verseler isteği geçer.
* Birçok kişi bir süre sonra kendisine gerekli olacak yiyecek, içecek veya alet edevatları vaktinde hazır etmemektedir. Ancak zamanı geldiğinde ve kendisinin bunlara ihtiyacı olduğunda bu duruma hazırlıklı kişileri arayıp sorar, bu gibi hazırlıklı insanlardan yardım bekler. Bu duruma göz yuman kimse ise kişiyi irdeler ise hazırlıksız gelen kimsenin durumunu düzeltebilir, hatta onu bir dahaki saffada daha düzgün olmasını sağlayabilir.
Araba devrilince yol gösteren çok olur
* İnsanlar her nedense her şey olup bittikten, işler bozulduktan, ortaya kötü bir sonuç çıktıktan sonra “niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın, bu yolu tutmalıydın” gibi sözler söylemeyi alışkanlık edinmişlerdir. Önemli olan yapma biçimindeki yanlışlığı, tutulan yoldaki tehlikeyi önceden görmek ve uyarıda bulunmaktır.
* İş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur.” anlamında bir söz.
* İnsanları, henüz işin başındayken, başlarına kötü bir sonuç gelmeden önce uyarmalıdır. Tehlikeyi daha önce kimse haber veremezde kötü sonuç ortaya çıktıktan, iş işten geçtikten sonra şöyle bir yol tutumalıydın, böyle davranmamalıydın diye, akıl satar, bilgiçlik ve feraset gösterisi yaparlar.
Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur
Çıkarcı kişinin dostluğu işi bitinceye kadardır. Amacına ulaştıktan sonra hemen uzaklaşmak ister.
Ahmak iti yol kocatır
* Bazı insanların girişimleri, uğraşıları, didinmeleri, yaptıkları işleri ahmaklıkları yüzünden sonuçsuz kalır; yıpranmalarına yol açar. Bunun böyle olmasının sebebi, işe iyi düşünmeden, plân yapmadan girmiş bulunmaları, karşılarına çıkacak aksilikleri hesaplamamış olmalarıdır. İşte böylesi bir giriş, onları tekrar tekrar yapmak zorunda bırakmış, zaman kaybettirmiş, yormuş ve yıpratmıştır.
* Akılsız it, nereye gideceğini bilmediğinden nasıl yollarda dolaşarak yorulursa, belli bir amacı olmadan çalışan kimsede hayatını, hiçbir başarı göstermeden tüketir.
Akılsız köpeği yol kocatır
* Akılsız köpek, nereye gideceğini bilmeyerek nasıl yollarda boş boş dolaşıp yorulursa; belirli bir amacı olmadan yorucu işleri yapmaya kalkışan kişi de yaşamını, hiçbir başarı gösteremeden tüketir.
* İyice düşünülmeden, programı çizilmeden yapılmaya çalışılan işin, bitecek gibi göründüğü sırada, eksikleri ortaya çıkar. Bu eksiklerin tamamlanması için geriye dönülmek gerekir. İkinci kez bitecek sanıldığı zaman başka eksikler baş gösterir; bir daha geriye dönülür. Bu durum hem birçok yorgunluklara, hem de çok vakit kaybına mal olur.
Ağır giden yol alır hızlı giden yolda kalır
* Gittiğimiz yolda, tuttuğumuz işte ilerlemek istiyorsak acele edip telâşa düşmemeliyiz. Yavaş yavaş ama güvenli, gerekli bir tempoda, emin adımlarla yürümeliyiz. Böyle hareket etmezsek, aceleciliğimiz yüzünden sürçebilir, yolumuzu şaşırabilir, sonuca da ulaşamayız.
* İnsan işlerini teenni ile (düşüne taşına) yapmalıdır. Düşünülerek, aceleye getirilmeden yapılan iş yüz güldürür, sonuç aldırır. Acele ile yapılan iş gelişigüzel olur, yüz güldürmez. Böyle bir işin kusursuz olamayacağı ortadadır.
Aç at yol almaz aç it av almaz
* İş gördürülen kimselerden verim umuluyorsa onlar aç, yoksul ve zaruret içinde bırakılmamalı, her yönden tatmin edilmelidirler.
* İnsandan verim almak ve işini tam olarak yerine getirmesi isteniyorsa, onun ihtiyaçları mutlaka yerine getirilmelidir. Karnı aç olan kimse iş yapamaz.
* İş gördüğünüz kimseleri aç bırakırsanız, onların haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız” anlamında kullanılan bir sözdür.
Eşek eve gelmiş, yorga yolda kalmış
Sürekli ve düzenli olarak çalışan zayıf kimse, düzensiz ve süreksiz çalışan güçlü kimseden daha başarılı olur ve daha önce sonuç alır.
Eşeği yoldan çıkaran sıpanın oynaması
Çocuklarını mutlu etmek, eğitmek için çabalayan anne babanın davranışları tuhaf ve garip olabilir. Çoğu kez çocuk için kurallardan vazgeçilir.
Acele yürüyen yolda kalır
* İş yaparken acele edenler şaşırır, işini sona erdiremez, bitiremez.
* Her zaman verilen görevleri layıkı ile sorunsuzca başarmamız gerekir. Eğer acele davranırsak yapacaklarımızın arasındaki bazı maddeleri geçeriz, sonra işimizi bitiremeden yarım bırakmış oluruz. Bir yola başlarken aceleci olmamalı, eğer olursak bir aksilik çıkıp iş yolunun yarısında kalacağımızı aklımızdan çıkartmamalıyız.
Abdalın arkadaşlığı yol görününcüye kadardır
* Çıkarı dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek başka yollar bulunca sizinle ilgisini keser.
* Çıkarı için yakınlık gösterip dostluk kuran kimse, beklediği yararı elde ettikten, işini yürütecek başka yollar bulduktan sonra sizinle olan ilişkisini keser.
* Çıkarı dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek başka yollar bulunca sizinle ilgisini keser.
Su aka aka yolunu bulur
* Bilgi birikimi ve tecrübesi olmadığı halde bir işin peşinde ısrarcı bir şekilde koşan, sürekli ve yılmadan çalışıp çabalayan kişi, bir zaman sonra başarıya ulaşır, o işi yapar.
* Bazı işler başlangıçta düzensiz ve disiplinsiz olsa da, zaman içinde tekrarlandıkça belirli bir düzen ve disipline kavuşur.
Yolu sormak, kaybolmaktan iyidir
Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır. Bilmediklerimizi, bilen bilge kişilere sorup öğrenmemiz gerekir. Bir yere giden yolu, yolu bilen kişilere sorduğumuz gibi.
Kalbin yolu mideden geçer
Bir kimsenin sevgisini kazanmak istiyorsanız, önce ona nefis yiyecekler sunmanız ve karnını doyurmanız gerekir.
Yolunu kaybedene köpek sesi, bülbül ötüşünden tatlı gelir
Normal zamanda sevmediğimiz, bizden uzak olmasını istediğimiz kişiler , kendisine ihtiyaç duyduğumuzda bize sevimli gelir. Benzer biçimde sevmediğimiz yiyecek, içecek, giyecek vb. nesneler ihtiyaç halinde bize sevimli gelir.
Eski kurt yolunu şaşmaz
Deneyimli ve tecrübeli bir kişi; yapacağı işin inceliklerini, önemli noktalarını iyi bildiği için o işi hatasız ve doğru olarak yapar, kolay kolay yanılmaz.
Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır
İnsanların tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur. Kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
Kervan yolda düzelir
Bir işin yapılması için yeterli zaman yoksa, eksikliklerin giderilmesini bekleyip zaman kaybetmek akıllıca değildir. İmkan varsa işe başlamak, tespit edilen eksiklikleri adım adım gidermek daha akıllıca ve yerinde olur. Kişiye tecrübe kazandırır, işi daha çabuk kavramasını sağlar.
Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
Erken kalkanlar için gün daha verimli ve uzun geçer. Yapılması gereken işler, gecikme olmadığı için dikkatlice yapılıp tamamlanır. Geç kalkanlar için gün zorlu ve verimsiz geçer. Evlenme çağı gelen gençler de uygun eş bulduklarında evlendirilmelidir ki anne, baba ihtiyarlamadan çocukları büyüsün. Ayrıca yaş ilerledikçe insan kolay kolay kendine eş beğenmez olur ve evlenemez.
Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düş de gör
Zenginliğini, makamını, itibarını kaybeden ve bir felâketle karşılaşan kişinin etrafında “iyi gün dostları” olarak bulunanlardan kimse kalmaz; iyi, güzel ve mutlu günlerin dostları birer birer kaybolur; çünkü çıkar sağladıkları kaynak kurumuştur. Bunun böyle olduğunu ise, ancak bu duruma düşen bilir. Bu, büyük bir vefasızlık örneğidir.
Bir insanı tanımak için ya alış veriş etmeli, ya yola gitmeli
Ortak bir işe girmeden insanların gerçek yüzünü anlamak oldukça zordur. Alış veriş etmek, onları tanımak bakımından önemli ölçüttür. Çünkü alış veriş bir şeye sahiplenmeyi gerekli kıldığı için kişinin çıkarcı yönünü bütün çıplaklığıyla ortaya koyar. Yolculuk ise fedakârlığı, cesareti, mertliği gerektirir; dolayısıyla yolculukta karşılaşılan zorluklar sebebiyle ortaya konan davranışlar kişilerin niteliklerini belirgin kılar.
Avcı nanca al bilse, ayı onca yol bilir
Bir kimse, birçok hile bilebilir ve bunu karşısındakini aldatmak, yenmek için uygulayabilir. Ancak karşısındaki kimse de tuzağa düşmemek için birçok önlem alır. Kişi bunları hesaba katmalıdır.