Tayfanın akıllısı geminin dümeninden uzak durur
* Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akıllı kişi altından kalkamayacağı, beceremeyeceği işlerin idaresinden uzak durmaya çalışır. O bilir ki, bunun aksine bir hareket hem kendini, hem de başkalarını zarara uğratır.
* Hayatını kendi bilek gücüyle kazanan akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz. Bilir ki böyle bir davranışı, kendisininde başkalarınında yıkımına yol açar.
* Akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz. Bilir ki böyle bir davranışı, kendisinin debaşkalarının da yıkımına yol açar.
İki deliye bir akıllı
* Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
* Birbirine ters düşen, birbirini anlamayan iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir. Böyle bir kimse olmazsa iki kişi arasındaki olaylar büyük problemlere dönüşür.
El deliye ben akıllıya muhtacım
Bazı zamanlar çevremizdeki akraba ve dostlarımız bilmeyerek de olsa, bize zarar verebilirler. Bu durumlarda yaşanılan sıkıntılar tekrarlanırsa söylenen bir ifadedir. Kısaca “Bana doğru dürüst bir akıl verecek kişi yok mu?” anlamındadır.
Bir deli kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış
* Aklî dengesini yitirmiş kimi insanların yaptıkları öyle işler vardır ki, bunu akıllı insanlar bir araya gelse ne yorumlayabilir, ne de çözebilirler.
* Kimi zaman bir insan öyle delice bir iş yapar ve zarara yol açar ki, pek çok akıllı kimse bir araya gelir ama bu zararı gideremez; işi de düzeltemez.
* Birinin yaptığı olumsuz ve yersiz bir iş, birçok kimseye zarar verebilir. Onu düzeltmek de zordur.
* Akılla yapılmayan bir iş bazen o kadar karışır ve zorlaşır ki, çözümü olanaksız duruma girer. Bundan sonra işin içine akıl da karışsa, deneyimliler de uğraşsa kolay kolay düzeltilemez.
* Delice yapılmış bir iş, bazen birçok akıllı tarafından bile düzeltilemez.
Akıllıyı arkada tutma akılsızı kılavuz etme
* Hangi işte, hangi yönetimde olursa olsun sağlıklı bir sonuca gidilmek isteniyorsa, mutlaka iyi ve doğru düşünenlere, işinin ehli ve akıllı kimselere öncelik verilmelidir; onlar takipçi değil, takip edilenler olmalıdır. Eğer bunun tersi yapılıp akılsız, ahmak, beceriksiz, anlayışı kıt kimselere öncelik verilir, onlar iş başına getirilirse yapılan işten olumlu bir sonuç elde edilemez; elde kalan yalnızca zarar olur.
* Akıllı kimseleri yetki ve beceri gerektirmeyen, sıradan işlerde çalıştırmak doğru değildir. Bu gibilerin aklından istifade edebilmek için, akıllarını kullanabilecekleri işlerde çalıştırılmaları uygun olur. Akıllıları öne geçirmek, yetki ve sorumlulukları onlara vermek gerekir. Akılsız kimseyi kendine rehber edinmek, her türlü olumsuzluğu işin başında kabul etmek anlamına gelir. Böyle insanları akıl gerektiren yerlerde ve işlerde değil, kas ve pazu gücü gerektiren işlerde çalıştırmak aklın gereğidir.
Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
* Önlem almaya, hazırlıklı olmaya alışmış kimi tedbirli kimse, hemen her şeyde bir sonuca ulaşmak için sağlam bir yol arar. Bunun için de düşünüp taşınır, kolay kolay karar veremez. Dolayısıyla da epey zaman harcamış ve sonuca ulaşmakta gecikmiş olur. Oysa gözü pek atak ve yeterince düşünmeden karar veren kimse, tehlikeyi göze alıp işe girişir ve sonuca daha çabuk ulaşır.
* Tedbirli kişi, istediği şeyi elde etmek için sağlam yol arar. Bunun için de sonucu almakta gecikir. Atak kişi ise tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
Akıllı hırsız şaşkın ev sahibini bastırır
* Aklını kullanmasını bilen, açık göz, uyanık ve düzenbaz kimseler düşüncesiz, kavrayışı kıt, ahmak ve şaşkın kimseleri aldatmakta bir zorlukla karşılaşmazlar. Hatta bu kimseler, karşılarındaki bu aptal insanları, haklı da olsalar haksız çıkarabilirler; kendilerini suç işlememiş gibi gösterebilirler.
* Aklı olan ve bunu kullanmasını bilen insanlar, içinde bulundukları durum ne kadar aleyhlerine olursa olsun, mutlaka bir çıkış yolu bulurlar. Onları bu başarıya götüren ilk etmen akıl ise, ikinci etmen karşılarındaki insanların şaşkınlığı ve kendilerini savunamamalarıdır.
Akıllı evladın var neylersin mali akılsız evladın var neylersin mali
Bir baba çocuklarına mal bırakmalıyım diye çalışıp çabalamamalıdır. Evlat akıllı ise malı kendisi kazanır; baba malına ihtiyaç duymaz. Akılsız evlat ise, babası ne kadar mal bırakırsa bıraksın, zahmetsiz elde ettiği için yer, içer malı tüketir; malsız kalır. Bu duruma göre babasının ona mal bırakması gerekmez.
Akıllı düşünene kadar deli oğlunu evermiş torunu olmuş
Çoğu zaman çok düşünmek ve işi irdelemek zaman kaybından başka birşey değildir. Kimi insanlar yapacakları işi derinlemesine düşünmeden atılırlar ve çok düşünen kimselerden daha fazla iş görmüş olurlar.
Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır
* Düşüncesiz ve yersiz davranan, gerçeği görmeyen, anlayışı kıt kimseler yaptıkları işlerin, söyledikleri sözlerin ne gibi sonuçlar doğuracağını hesap edemezler. Bu yanlarıyla, iyi niyetli de olsalar dostlarına bilmeyerek zarar verebilirler. Bunun aksine, akıllı düşmanın neler yapabileceği, hangi yollara başvuracağı önceden tahmin edilip sezilebilir; dolayısıyla kişi tedbirini alır, kendisine gelebilecek zararları önlemeye çalışır.
* Akılsız kimse, dostu için iyi niyet beslediği halde yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını düşünemez. Böylece dostuna bilmeyerek kötülük edebilir. Oysa akıllı düşmanın yapacağı kötülüğü, insan akıl yoluyla sezer, gereken önlemi alır. Akıllı düşmanla anlaşmak da kolay olur.
Akıllı at kendine kırbaç vurdurmaz
İşini nasıl yapacağını bilen, akıllı ve başarılı kişiler, başkalarından azar ve tepki almazlar.
Akıllı, sözünü akılsıza söyletir
Akıllı ve zeki insanlar, sıkıntılı bir durum hissettiklerinde; birilerini kırıcı ve rahatsız edici sözleri söylemekten kaçınırlar. Bu durumda diğer çok bilmiş kişiler, onun sözlerini dile getirirler, bu durum onların başını derse sokabilir. Başkası adına konuşmak, insanın başını her zaman derde sokar.
Akıllı görgüyü görgüsüzden öğrenir
Akıllı, görgüsüzün yaptıklarının tam tersini kendine uygular.
Akıllı tez kocar
İyi ve doğru düşünebilen kimseler gerek kendi çevrelerinde gerek toplum içinde Vukubulan aksaklıkları, meseleleri tesbit edebilirler. Aynı zamanda bunlara çözüm ararlar. Devamlı olarak kafaları meşguldür. Bu sebeple yıpranırlar. Aklı ve kavrayışı az kimseler ise herşeyi kendilerine dert etmezler, bunun için kaygı duymazlar, zihni yorgunluk çekmedikleri için genç kalırlar.