Zenginin horozu bile yumurtlar
* Paralı kişi, kısır sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur.
* Varlıklı kişi, parası sayesinde olanaksız gibi görünen işleri bile gerçekleştirir. Kısır girişim olarak değerlendirilen işten bile kazanç sağlamanın yolunu bulur.
* Varlıklı ve iş bilen bir kişi, en olmayacak işlerden bile kar sağlama peşinde koşar ve bunda da başarılı olur. Zengin her türlü kazanç sağlar.
Vakitsiz öten horozun başını keserler
* Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar. Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler.
* Her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir. Bir sözün zamanı gelmeden söylenmesi, büyük zararlara ve infiallere yol açabilir. Bunun için, uygun olmayan zamanda aklına geleni söyleyen kimse cezalandırılır. Nasıl ki vakitsiz öten horoz, uğursuz sayılarak kesilir ve eti yenir. Her söz zamanında ve yerinde söylenmelidir. Zamansız ve yersiz söylenen bir söz beklenen etkiyi yapmayacağı gibi ilişkileri de bozabilir. Ulu orta konuşmalarıyla insaların başını derde sokan kişi cezalandırılır.
* Zarar görmek istemeyen her şeyi yerinde yapmasını bilir. Kişinin düşüncesi kendisi için büyük bir varlıktır. Onu gereğince kullandığı sürece kişiliğini büyük felaketlerden koruyabilir. Yapacağı her işi yapmadan önce olumsuz ve olumlu yönleriyle düşünmesi gerektiği gibi, nerede ve ne zaman yapılması gerektiğini de düşünebilmelidir. Zamanı düşünülerek belirlenmeyen bir davranış, bir söz, kişiyi zor durumlarda bırakabilir. Akıllı kişi söyleyeceği sözlerin ve yapacağı hareketlerin zamanını iyi tasarlar.
Her şeyin bir vakti var horoz bile vaktinde öter
* Bir işten olumlu sonuç bekleniyorsa zamanında yapılmalıdır. Çünkü gerekli şartlar ve elverişli ortam o zamandadır. Bu bakımdan bir işi zamanından evvel yapmaya kalkışmak ne kadar zararlıysa, sonraya bırakmak da o kadar zararlıdır. Bir işte acelecilik kadar, geç kalmışlık da başarısızlığa neden olur.
* Herşey zamanında yapılmalıdır. Zamanı gelmeden yapmaya kalkışılırsa başarı elde edilemez. Çünkü gereken koşullar tam oluşmamıştır. Zamanı geçtikten sonra yapılırsa gereği kalmayan bir iş için uğraşılmış olur.
Her horoz kendi çöplüğünde öter
* Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır, kuvvet bulur ve sözünü geçirebilir. Çünkü asıl yeri orasıdır, bağlıları çevresindedir, orada güvence altındadır, orada rahat etmektedir.
* Bir kişinin kendi malı olan yerde yada kendisinin çok sevildiği çevrede sözü daha çok geçer.
* Kişinin sözü kendi çevresinde geçer. İnsan yaşadığı çevreyi, kişilerini, imkânlarını başka yerlerden daha iyi tanır. Tanıdığı bu çevrede daha etkin olur. İşlerini daha kolay çözümler. Çevreye yabancı bir kişinin çevreden, çevrenin imkanlarından kendisi kadar yararlanamayacağı gibi, onun kadar rahat hareket edemez. Yabancı olduğumuz çevrede, o çevrenin insanları gibi rahat hareket etmeye kalktığımız taktirde, çevrede kişi, çevreden, çevrenin imkanlarından yerlisi kadar beklemediği olayların gelmemesi için, nerede nasıl davranması gerektiğini iyi bilmesi gerekir.
Horoz ölür gözü çöplükte kalır
* Yaşanılmış, erişilmiş, alışılmış bir durum veya makam yitirildikten sonra, yine o durum veya makamda gözü kalır insanın. Kişinin bu tutkusu ihtiyarlık, hatta ölüm hâlinde bile devam eder.
* Kişinin sevdiği şeye karşı olan hırsı, ölene kadar sürer yani Sevilen şeylere karşı olan tutkular ölünceye kadar sürer. Yaşadığımız sürece katlandığımız bir sürü sıkıntı olur. Hep sıkıntı çekerek yaşamak asla düşünülemez. Sıkıntıların yanında bizi sevindiren, mutlu kılan olaylar ve duygularımızı okşayan sevdiğimiz şeyler de bulunur. Hatta kimi sevdiğimiz şeyler, bizim bir tutkumuz haline gelir. Her zaman onlarla birlikte olmak, onların vereceği mutlulukla yaşamak isteriz. Böylesi tutkuları ölünceye kadar sürdürürüz. Onlardan ayrı kaldığımız zamanlar, gözümüz hep onları arar durur.
* İnsan yaşlansa bile, iki özelliği genç kalır: Gelecekte yapmayı tasarladığı şeyler ve tutkuyla bağlı olduğu dünyalık değerler. İnsanın sevdiği şeye karşı olan hırsı ölünceye kadar sürer.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur
* Karışanı çok olan işlerden güç sonuç alınır. Çünkü her kafadan bir ses çıkar, herkes başka bir yol seçer, işin nasıl yapılacağı konusunda kesin karar verilemez. Dolayısıyla böyle bir işi sonuca ulaştırmak da oldukça güç olur.
* Bir konu üzerinde söz söyleyen çok olursa karara varmak gecikir.
* Bazı insanlar, üzerlerine düşsün düşmesin, konu hakkında bilgi sahibi olsun olmasın, her hususta konuşmayı, görüş ileri sürmeyi pek sever. Oysa, bir konu üzerinde söz söyleyen çok olursa sonuca varmak gecikir.
* Bir konuda herkes söz sahibi olmaya kalkarsa sağlıklı sonuç alınmaz. İşlerin sağlıklı yürüyebilmesi için o işleri yürütecek sorumluları mutlaka belirlemeliyiz. Ancak bir iş için yalnız bir sorumlu olmaıdır. İşlerin nasıl yürütüleceği onun kararlarına bağlı olmalıdır. Aynı iş için birden fazla sorumlu görevlendirmek, kararlarm çatışmasına, öyle olunca da sonucun geç alınmasına yol açar. Çünkü amaca ulaşmak için herkes, ayrı ayrı yol göstermeye, gösterdiği yolun doğru olduğunu iddia etmeye kalkacaktır. Birden fazla kişinin ortak çalışmasını gerektirecek işlerde ise yine bir sorumlu belirlemeli, diğer kişileri onun yönetimine bırakmalıyız. Böyle yapmadığımız taktirde hiçbir işimizde olumlu sonuç alamayız, alsak bile istediğimiz zamanda olmaz.
Bir çöplükte iki horoz ötmez
* Bir toplumda iki baş, bir iş yerinde iki yönetici olmaz. Olursa aralarında kıskançlık, çekememezlik yüzünden anlaşmazlık çıkar; fikir ayrılığına düşerler; biri diğerini yok etmeye, bulunduğu yere tek baş olmaya çalışır. Bu çatışma sonunda güçlü kalır, güçsüz gider. Bu da az şeye mal olmaz.
* Bir toplumda iki baş olmaz. Olursa aralarında anlaşmazlık çıkar; biri ötekini uzaklaştırır.
* Toplumdaki insanları birbirine düşüren nedenlerden biride iki başlılıktır. Oysa bir toplumda iki baş olmaz, hiçbir topluluk iki başa birden tabi olamaz. Birden çok baş olursa aralarında anlaşmazlık çıkar.
* Bir işi ancak bir kişi yönetir, iki kişi yönetince olumlu sonuç alınmaz. Kurulan bir işin, düşünülen bir çalışmanın başarıya ulaşması için, bir yöneticiye mutlaka ihtiyaç duyulur. Yönetici planlar, programlar, işi yürütecek kişiler arasında iş bölümü yapar. Arada bir yapılan işin düşünülen amaçlara ne denli ulaştığını gözlemek için de denetimlerde bulunur. Amaca ulaşmak için izlenecek yolu o belirler. Bunu yaparken başkalarını işe karıştırmamalıdır, bir işi iki kişinin doğrudan yönetmesi asla düşünülemez. Çünkü amaca giden yol bir olmalıdır. îki kişi olduğundaysa, yol ikileşecek, böyle olunca da amaca ulaşılamayacak veya istenen zamanda ulaşılamayacaktır.
Cins horoz yumurtada öter
* Kimi soylu ve değerli kimse, daha bebekken, eğitim çağına gelmeden kendini kimi hareketleriyle belli eder; başarılı bir insan olup yararlı işler yapacağını ortaya koyar.
* Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her halinden anlaşılır.
Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
* Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar.
* Bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olur.
* Hayvanlar aleminde her canlı kendi dengiyle bulurnur. Örneğin bir çeşit doğan kuşu olan baz, kendi türü içinde ancak bazlarla, kazlarda kazlarla… birlikte yaşarlar. Bunun gibi, insanlar da, kendilerine denk ve uygun kişilerle arkadaş olmalıdırlar.
Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel horozla
* Herkes kendi durumuna uygun gelen kişilerle anlaşıp arkadaşlık ederler.
* Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar.
Horoz evlenir, tavuk tellenir
Gereği yokken başkasının sevincine katılanlar için söylenen bir söz.
Beş tavuğa bir horoz yeter
Birçok kadını yönetmek veya korumak için bir erkek yeter.