Kanı kanla yumazlar kanı su ile yurlar
* Bir kötülük, kötülük yapılarak düzeltilemez; hatta böyle bir karşılıkta bulunmak işi daha da vahim hâle sokar, içinden çıkılmaz yapar. Kötülük ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılabilir.
* Kötü bir durum, kötülüğü sürdürecek davranışlarla düzelmez. Buna son verebilecekdavranışlarla düzelir.
* İnsan bir kötülük yapınca, bunun ardından bir iyilik yapmalıdır ki, biri öbürünü örtsün, böylece içi huzurlu olsun. Bize yapılan kötülüğe de kötülük ile karşılık vermek akıl karı değildir. Bunun aksine, bize kötülük yapana iyilikle karşılık verirsek, kötülük kendiliğinden yok olur, devam etmez. Kötü bir durum, kötülüğü sürdürecek davranışlarla düzelmez. Buna son verebilecek davranışlarla düzelebilir.
* Kötü bir durum kötülüğü sürdürmekle düzelmez. İnsanlar bazen kendilerini duygularının esiri yapar, düşünmeden hareket ederler. Kendilerine isteyerek veya kötülük yapan birine karşı hemen kötülük yapmayı düşünür. Kötülüğe kötülükle karşılık verilince, yapılacak kötülüklerin sonu gelmez. Akıllı insan, böyle davranışların sonuçsuz olduğunu düşünüp, yapılan kötülüğü bağışlar, iyilikte bulunur. Kötülük yapanı kendi vicdanıyla başbaşa bırakır. Bazı yörelerimizde süregelen kan davalarının tek nedeni, kötülüğe kötülükle karşılık verilmesidir. Öyle kan davalarının yapılacak bir iyilikle önlenmesine çalışmalı.
Taşıma su ile değirmen dönmez
* Bir işin yapılmasında güç, emek ve sermaye çok önemlidir. İşi yapacak olan bunlardan yoksunsa, başkalarının küçük katkılarıyla, derme çatma yardımlarıyla sürekli ve büyük bir işi yürütemez.
* İşi yapacak olanda yeteri kadar güç ve yetenek bulunmadıkça, başkalarının küçük yardımlarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.
* Bir işi yapacak kimsede yeteri kadar güç ve donanım bulunmadıkça, onun bunun yardımıyla sürekli ve verimli bir iş yürütülemez. İş yapacak kişide yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez. Bir iş doğal ve sürekli kaynaklara dayandırılmalıdır.
* Başkasının desteğiyle sürekli bir başarı elde edilemez. Bir iş yapmaya koyulan kişi, her şeyden önce kendi kendisine güvenmelidir. O işin gerektirdiği maddî ve manevî gücü kendinde görüyorsa yapmaya koyulmalıdır. Başkasının yardımına güvenilerek iş yapmak oldukça yanıltır. Zor bir anımızda bizim yardımımıza koşan birinin sürekli yardımcı olacağını düşünmek doğru değildir. O kişi her an yardımı kesebilir. Ona güvenerek iş yapmışsak, işimizin başarısızlığa uğramasına neden oluruz. Akıllı insan başkasına bel bağlamadan, kendi gücüne dayanarak iş yapan insandır.
Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır
* Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadar çok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içinde bulunur.
* Uzun zaman birşeyin yokluğunu çeken kişi, o şeyden ne kadar çok elde etse yine kendisine yetmeyeceği sanır.
Su testisi su yolunda kırılır
* Bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar.
* İnsanlar hangi işlerle uğraşıyorsa o işin getireceği olumlu ve olumsuz sonuçlara katlanmak zorundadırlar. Kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de. Kötü yolda olan kimseler bulundukları ortamda bir gün layık oldukları sonuçları bulacaklardır.
Su uyur, düşman uyumaz
* Düşmana karşı her zaman uyanık davranmak gerekir.
* Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür. Buna asla kanmamak gerekir. Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir. Düşman ise bundan daha tehlikelidir. Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir. Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz. Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar.
* Durmadan akan ve düz bir ovada sanki duruyormuş gibi görünen suya uyuyor denilebilir. Fakat sesi çıkmayan, kıpırdamayan düşmana uyuyor denilemez. Çünkü düşman, fırsat beklemektedir.
Su yatağını bulur
* Bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.
* Azimli olan, bir şey yapma isteği ve gücünü taşıyan, gayretli ve atak kimseler zorluklara boyun eğmezler; amaçlarını gerçekleştirmek için imkân ararlar, yollarını ne yapıp edip bulurlar.
Suyu getiren de bir, testiyi kıran da
* Görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gözetilmemektedir.
* İyilik ödülsüz, kötülük de cezasız kalır; yahut her ikisi eşit tutulur da aralarında bir fark gözetilmezse adaletsiz davranılmış olur. Bu durum da düzeni bozar, yönetimin iflâsına neden olur.
Suyu görünce teyemmüm bozulur
Bir zorunluluk dolayısıyla yapılmakta olan bir işin, bu zorunluluk ortadan kalktığında gereği gibi yapılmak için yeni baştan ele alınması gerekir.
Suyun duru akanından, insanın yere bakanından korkmalı
* Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
* Genellikle sessiz akan sular derin ve tehlikeli olurlar. Bir olay karşısında duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan, niyetini belli etmeyen, sessiz kalan kimseler de ağır akan suya benzerler. Sinsidirler, içlerinde besledikleri kötülükleri hissettirmezler, bu bakımından sakıncalıdırlar.
Suyun sessizinden, insanın sözsüzünden korkmalı
* Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
* Bir insan duygu ve düşüncelerini açığa vurmuyorsa, sessiz sakin durup kendi dünyasında ise; yavaş akan derin su misali tehlikelidir.
Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
* Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.
* Ekilen tarla yeterince sulanırsa daha fazla ürün verir. Eğer tarla suya yakınsa hem kolay, hem de çok sulanma imkânı doğar. Bu durum da tarlayı değerli kılar. Bu tarla bir de eve yakınsa daha da kıymetli olur. Çünkü bir yandan tarlaya olan ulaşım, bir yandan tarlanın bakımı, bir yandan da tarlanın korunması kolaylaşmış olur.
Tatsız aşa su neylesin, akılsız başa söz neylesin
* İşe yaramayan nesneyi küçük çabalarla bir şeye benzetmek boş olduğu gibi aptal kişiyi de sözle akıllandırmak imkânsızdır.
* İşe yaramayan bir şeyi, küçük çabalar göstererek işe yarar bir duruma getirmek mümkün değildir. Bunun gibi, akılsız bir kişiye de ne denli öğüt verirseniz verin, olumlu bir sonuç alamazsınız. Akılsız kişiyi sözle etkileyemezsiniz.
Taze bardağın suyu soğuk olur
Hayatına giren yeni şeyler, yeni dostlar kişiye hoş görünür.
Verirsen veresiye, batarsın kara suya
* veresiye verdiğinde alanların borçlarını ödememeleri durumunda sen zor durumda kalabilirsin.
* Parasını peşin almadan yani veresiye kimseye mal verme. Yoksa zararlı çıkarsın, hatta iflas bile edebilirsin de. Çünkü veresiye alıp da borçlarını ödemeyenler çoktur. Müşterilerin bu sadakatsiz tutumu yüzünden bazı esnaflar ekonomik krize sürüklenmiş, bazıları da batmıştır.
Testiyi kıran da bir, suyu getiren de
Görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gözetilmemektedir.
Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır
İki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
Yel üfürdü, sel (su) götürdü
* Mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi.
* Elindeki birikimlerini, mal varlığını kısa sürede kaybeden insanlar tarafından kullanılır.
Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork
Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
Su bulanmayınca durulmaz
* Bir konu, türlü çekişmelerden sonra aydınlığa kavuşur, yoluna girer.
* Kimi iş, konu, olay ya da durumlar pek çok tartışma, çekişme ve mücadeleden sonra aydınlığa kavuşur. Hemen herkes niyetini açığa vurur, fikrini söyler, söylenmedik bir şey kalmaz, sonunda mesele çözülür ve iş yoluna girer.
Acı acıyı keser, su sancıyı
Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.
Acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur
* Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
* İnsanlar yaşadıkları hisleri yüz ifadeleri ile belli ederler. Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
Aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
* Yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
* Yoksulluk insanın ölümüne neden olmaz. Ama yoksulluğun getirdiği birçok sıkıntı ve zorluk insanın yıpranmasına neden olur. (Sıkıntılı durumda olan kişilerde birtakım olumsuz belirtiler görülür.)
Adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
* Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
* Genellikle sessiz akan sular derin ve tehlikeli olurlar. Bir olay karşısında duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan, niyetini belli etmeyen, sessiz kalan kimseler de ağır akan suya benzerler. Sinsidirler, içlerinde besledikleri kötülükleri hissettirmezler, bu bakımından sakıncalıdırlar.
Akan su yosun tutmaz
* Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
* Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.
Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
* Atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
* Önlem almaya, hazırlıklı olmaya alışmış kimi tedbirli kimse, hemen her şeyde bir sonuca ulaşmak için sağlam bir yol arar. Bunun için de düşünüp taşınır, kolay kolay karar veremez. Dolayısıyla da epey zaman harcamış ve sonuca ulaşmakta gecikmiş olur. Oysa gözü pek atak ve yeterince düşünmeden karar veren kimse, tehlikeyi göze alıp işe girişir ve sonuca daha çabuk ulaşır.
Arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar
Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
At görür aksar, su görür susar
Meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girer.
Beylik çeşmeden su içme
* Resmî işlerde dikkatli olmak gerekir.
* Resmi işlerde çok dikkatli olmak gerekir, küçük bir hata büyük sorunlar ortaya çıkarır. Devlet, akla hayale gelmeyen bir noktadan size büyük sorumluluk çıkarır. Abartılarak denilebilir ki devletin halka hizmet için yaptırdığı çeşmeden su bile içmeyiniz.
Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu
Bir şeyin, bir kimsenin değeri, kendisinde aranılan özel niteliklerle artar.
Çömlekçi suyu saksıdan içer
* Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
* İnsan, yaşamını uğraştığı işiyle, sanatıyla kazanıp sürdürür. İhtiyaç duyduğunda da elindeki her imkanı kullanmaya çalışır.
Değirmenin suyu nereden geliyor
Bu işin masrafını karşılayacak para nasıl kazanılıyor.
Dibi görünmeyen sudan geçme
* Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
* İç yüzünü iyi bilmediğin, anlamadığın, öğrenmediğin, bir işe girişme; yoksa tehlikeye düşüp zararlı çıkabilirsin.
Dökme su ile değirmen dönmez
* İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.
* Bir işin yapılmasında güç, emek ve sermaye çok önemlidir. İşi yapacak olan bunlardan yoksunsa, başkalarının küçük katkılarıyla, ufak tefek yardımlarla sürekli ve büyük bir işi yürütemez. Bir iş doğal ve sürekli kaynaklara dayandırılmalıdır.
Ekmek istemez su istemez
Hiçbir masrafı yoktur.
Eşeği düğüne çağırmışlar ya odun eksik ya su demiş
Bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır)
Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.
Geçme namert köprüsünden, kou aparsın su seni
Namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlan.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar
* Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
* Bir iş zamanında yapılırsa fayda sağlar. Sonunda rahata kavuşulacağı bilinse bile, bekleme süresinin çok uzaması o işi yararsız duruma getirir. Ayrıca, o işe ümidini bağlayanları çok güç durumda bırakır.
Hak deyince akan sular durur
Bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
Dibi görünmeyen tastan su içme
Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Herkesin bir derdi var, değirmencininki su
* Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez.
* Her insanın kendi yaşamıyla ilgili bir derdi vardır. Herkesin derdi kendine göredir. Dertsiz insan yoktur.
Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur
Çok düşük fiyata alınan mal, kalitesiz, çürük ve işe yaramaz olur. Değersiz kişiden yararlı iş, adî maldan bol kazanç beklenilmemelidir.
Kar susuzluk kandırmaz
* Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz.
* Avutucu ya da oyalayıcı şeyler gerçek gereksinimleri karşılayamaz. Gerçek gereksinimler, ancak gereksinim duyulan şeylerle karşılanır.
Keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer
Değersiz kişiler kendilerini değerli ve en güzel şeye layık görürler.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
Kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir.
Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye
* İnsanların nasipleri arasındaki tutarsızlıkları belirten bir söz.
* Hayat sıkıntılarla, çelişkilerle doludur. Buna bir de insanların nasipleri arasındaki tutarsızlıklar eklenince hayat daha da çekilmez olur. Kimileri bolca bulurken, kimileri hiç bulamaz. Bu da toplumu kargaşaya sürükler. Gerekli olan şey dengeyi sağlamaktır.
* Kimi insanlar bir şeyin bolluğu içinde yaşamaktan yakınırlar ve bundan kurtulmak isterler. Kimi insanlar ise, aynı şeyden yoksun bulunmanın sıkıntısını yaşarlar.
Komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmek gibidir
Komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar.
Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenmez
Kişi, bir tehlike karşısında her yerden umudu kesilip kendine güvenmekten başka çare kalmadığını anlamadıkça kurtuluş yolunu bulamaz.
Köprünün (köprülerin) altından çok su (sular) aktı (geçti)
Zamanla şartlar çok değişti, eski durum kalmadı.
Su başından (bendinden) kesilir (bağlanır)
Bir işi, kimsenin karışamayacağı ve bozamayacağı biçimde bitirmek için yetkili kişilerin en büyüğü ile görüşüp anlaşmak gerektir.
Malın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.
Mürüvvetsiz adam, suyu çekilmiş değirmene benzer
Cömert olmayan, iyilik yapmaktan hoşlanmayan biri, içinde yaşadığı toplum için bir değer taşımaz.
Od ile su, dilsiz yağıdır
Yangın ve sel felaketi tıpkı düşman gibidir, sessizce, haber vermeden gelir.
Selden gelen suya gider
Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar. Elde kalıcı olanlar, emek sarf edip alın teri dökerek kazanılan şeylerdir.
Su akarken testiyi doldurmalı (doldur)
Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır.
Su aktığı yere (yine) akar
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar.
Yem istemez, su istemez
Elde tutulması hiçbir külfet getirmez.
Su içene yılan bile dokunmaz
Düşman olsa bile su içen kimseye dokunulmamalıdır.
Su küçüğün, söz büyüğün
* Temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar.
* Her şeyin bir sırası vardır; kişiler bu sıralamada yaşlarına, kültürlerine vb. özelliklerine göre yer alırlar.