Paran varsa cümle alem kulun paran yoksa tımarhane yolun
* Varlıklı ve zengin olana, herkes kul köle olur, hizmet ve hürmet eder, isteklerini en kısa sürede yerine getirir. Yoksula, kimse yüz vermez, yanına bile yaklaştırmazlar. Dahası, bunların adı deliye çıkar.
* Kişilere verilen değer paralarına göre ölçülür. Zenginlik, yoksulluk kişilerin insan olarak değerlerini ortaya koymaz. İnsana değeri verdiren, düşünce ve davranışlarıdır. Para, pul, zenginlik, yoksulluk gelip geçici değerlerdir. Ancak günümüzde çoğu kişiler paralıların etrafında pervane olurlarken, parasızları değersiz görmektedirler. Değerin böyle verilmesi tamamen yanlış bir yaklaşımdır. Her şeyi parayla ölçenler, paralarından dolayı kendilerini değerli kabul edenler, varlıklarını yitirdikleri zaman gerçekle yüzyüze gelirler.
* Paran varsa her kapı senin için açılır; yoksa bütün kapılar yüzüne kapanır. Zengin olana, herkes kul kurban olur, hizmet eder. Yoksula, kimse yüz vermez. Dahası, bunların adı deliye çıkar. Toplumda para ve saygı birbirine paraleldir. Parası olanın her işi kolaydır, herkes dediğini yapar ve kimse karşı gelmez.
Parasız pazara kefensiz mezara gidilmez anlamı
Her işin bir kuralı, yöntemi vardır. Yapmak istediğiniz işi gerçekleştirmek için gerekli hazırlıkları yapmış olmanız gerekir.
Paran ucuz olursa sen pahalı olursun
* Maddi durumu iyi, parayı araç olarak gören, cömert, çok alışveriş yapan, bol bahşiş veren kişi, parasından yararlananlardan büyük saygı görür.
* Çok alışveriş yapan, bol bahşiş veren kişi, parasından yararlananlardan büyük saygı görür.
* Elin açık olur paranı kolay harcar ve bol bol bahşiş verirsen herkes sana saygı gösterir. İnsanlar eli açık ve parasından yararlandığı kişilere karşı saygısızlık yapmaz. Saygı görmek için paraya önem vermemek gerekir.
Parayı veren düdüğü çalar
* Para harcayan kimse istediğini elde edebilir. İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; hemen her istediği maddî şeye kavuşması mümkündür.
* Parasını veren kimse, bu dünyada istediği şeyi elde eder. Para ile menfaat ilişkisi sebebi dünyanın değişmez kurallarından biridir. Parası olan kimse menfaat bekleyen kimseye kolaylıkla iş yaptırabilir; parası olan insana kolayca mal satılabilir.
* İstediği şeyin bedelini ödeyen, istediğini elde edebilir. Para yalnızca ihtiyaçları karşılamak için kullanılan bir araçtır. Emek karşılığında para ödendiği gibi, alınacak bir ihtiyaç için de para ödenir. Her ihtiyacın özelliğine göre ayrı ayrı belirlenmiş bir bedeli vardır. Belirlenen bedeli ödeyenlerin istediklerini elde etmemeleri îçin bir neden yoktur. Çalışıp para kazanmadan, ihtiyaçların bedelini ödemeden onları elde etmek mümkün değildir.
Paraya nereye gidiyorsun demişler çoğun olduğu yere demiş
Az, her zaman çoğa uyar, ya da onun emrine girer. Büyük sermaye, küçük sermayeye, zayıf olana iş bırakmaz, azınlık, çoğunluğa boyun eğer.
Paranın yüzü sıcaktır
* Para çekicidir ve öyle kolayca geri çevrilemez. Çünkü paranın gücü, pek çok maddî sorunu halleder. Bu sebeple insanlar parayı görünce gevşer, ona kavuşma isteği duyar, kendisinden istenen işi de kolayca yapma eğilimi gösterir.
* Paraya karşı insanların az çok zaafı vardır. Parayı gören kimse onun çekiciliğine kapılır ve kendisinden para karşılığında beklenen işi yapmakta kolaylık gösterir.
Para parayı çeker
* Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Bilinen o ki, pek çok işte sermaye şarttır. Sermayen ne kadar çoksa, o kadar büyük iş yapar ve o kadar da çok kazanırsın.
* Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. İnsan yoktan hiçbir şey elde edemez.
* Elde para olduğunda onunla daha fazla para kazanılabilinir. Para çalışmakla elde edilir. Ama yapılan çalışma biçimleri farklı farklıdır. Kimi yalnız emek harcar, alın-teri döker karşılığında para kazanır, kimi de elindeki parayı kullanarak, mal alıp satarak, ticaret yaparak para kazanır. Ticaretin daha çok para kazandırdığı bilinen bir gerçektir. Ticareti yapmak için de mutlaka para gerekecektir. Çok parası olan büyük ticaret yapar, büyük para kazanır, az parası olan küçük ticaret yapar, az para kazanır. Diğer taraftan çok para kazanmak biraz da cesarete bağlıdır. Yapılacak ticarette zarar etmeyi, elindeki parayı da kaybetmeyi göz önünde bulundurmayı gerektirir.
Para insana dil elbise insana yol öğretir
* Toplumda beceriksiz, işe yaramaz gibi görünen kişiler ellerine maddi imkan geçtiğinde bunu zekice ve doğru bir şekilde değerlendirip kazançlarına kazanç katarlar. Maddi gücü iyi olan kişilerde toplumda sözü geçen kişiler haline gelir ve söyledikleri dikkate alınır, itibarı artar. Eski kıyafetleri ile kenardan köşeden sıkıla sıkıla yürüyenler de güzel kıyafetler edindiklerinde, meydanlarda daha bir havalı ve endamlı şekilde yürürler.
* Sahip olduğunuz maddi varlıklar ve bulunduğunuz makamlar toplumdaki konumunuzu belirler, zengin kişiler her konuda daha rahat hareket ederler, sıkıntısız yaşarlar.
Para dediğin el kiri
* İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.
* Para elde kalmaz; kullanılır, harcanır. Para bir kullanım değeri olması yanında bir değişim aracıdır. Her hizmet ve mal alımında bir kir gibi akar gider. Para insanın kazancıdır. Bu kazanç, bazen çok çabuk harcanır.
Nasihat vereceğine para ver
* Özellikle büyükler gençlere sık sık nasihat ederler, çoğu kişi nasihat dinlemekten hoşlanmaz, kimse kimseye karşılıksız maddi yardımda bulunmaz. Bu nedenle çok nasihat dinleyen biri, bıkkınlığını dile getirmek için bu ifadeyi kullanır.
* Çevremizdeki ihtiyaç sahibi yakınlarımıza, nasihat yerine imkanlarımız ölçüsünde maddi yardımda bulunmalı, maddi olarak güçlenmesi için kazanç yolları göstermeliyiz.
Kiminin parası kiminin duası
* Öyle işler vardır ki, kiminden para, kiminden de dua alınarak yürütülür. Bu dünyada para kadar dua da önemlidir. Canı gönülden yapılan duanın önemi büyüktür.
* Alışverişte herkesi bir tutmamak, kiminden malın tam karşılığını alırken, kiminden de kardan yada gerekiyorsa sermayeden özveride bulunarak karşı tarafa ikramda bulunmalıdır. Malın asıl bedelini veremeyen müşteri, kendisine yapılan bir iyiliği unutmaz ve satıcıya yürekten dua eder. İçten bir dua, bazen kasaya giren para kadar insanın işine yarar. Başa gelecek bazı musibetler bir dua yüzünden kaldırılır. İnsan, görünmeyen ikramlarıda hatırından çıkarmamalıdır.
Gençlikte para kazan kocalıkta kur kazan
* Gençlik, insanın en verimli çağıdır. Güç ve enerji doludur. İnsan işte bu dönemde çalışıp para biriktirmeli, mal-mülk sahibi olmalıdır. Çünkü ihtiyarlayıp gücünü yitirdiği, çalışamadığı dönemde ona ihtiyaç duyacaktır. Elinde olduğu için de rahat yaşayacak ve sıkıntı çekmeden gün geçirecektir.
* Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki, ihtiyarlayıp çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
* Kişi, kırk yaşına gelmeden önce işini yoluna koymalı, hayatta yer edinmelidir. İnsan gençliğindee çalışıp para biriktirmelidir ki, ihtiyarlayıp çalışmadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
Fakir parasız olan değil akılsız olandır
Akıl Allah’ın insanlara verdiği en önemli nimetlerden biridir. Akıl yerinde ve zamanında kullanıldığında bir hazine gibidir. Akıllı ve bilinçli hareket eden kişiler geçimlerini, rızıklarını kolaylıkla sağlayabilirler.
Akıl para ile satılmaz
* İnsanlar akılca eşit değillerdir. Kimileri akıllı, kimileri aptaldır. Bunu değiştirmek mümkün değildir, böyle de sürüp gidecektir. Üstelik akıl, somut bir şey de değildir. Sonradan da elde edilemez, parayla da alınıp satılamaz. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda delice işler yapan varlıklı insanlar, akıllıca işler yapan yoksul insanlar görürüz. Eğer akıl parayla satın alınmış olsaydı zenginlerin dilece işler yapmadıklarına tanık olabilirdik.
* İnsana ait bazı meziyetler vardır ki, bunları para ile birine aktarmak yada birinden almak mümkün değildir. Akıl, fazilet ahlak gibi şeyler ya doğuştan vardır yada yaşayarak kazanıdır. Nice varlıklı insanlar vardır, deli gibi davranırlar; nice yoksullarda akıllıca işler yaparlar. Eğer akıl para ile satın alınabilseydi, zenginler ilk önce diğer insanların aklını toplarlardı. Fakat bu mümkün değildir; çünkü akıl Allah vergisi bir nimettir.
Ağlamak para etmez
* Üzülmenin yararı olmaz.
* Bir kötü sonuç karşısında ağlayıp sızlamak yersizdir, bir şey kazandırmaz. Önemli olan vakti zamanında tedbirli davranıp, kötü sonuçların ortaya çıkmasını önlemeye çalışmaktır. Kötü bir sonuçla karşılaşılsa bile ağlamaktan ziyade, olumsuzluğu ortadan kaldıracak adımları hızlıca atmak gerekir.
Bekarın parasını it yer, yakasını bit
* Bekâr kimse parasını gereksiz harcar, yaşayışı ise düzensizdir.
* Çoğu bekâr kişide sorumluluk bilinci yoktur, çünkü düşünmesi gereken eşi ve çocukları yoktur. Bu nedenle parasını gereksizce harcar, çevresindeki asalaklara yedirir. Hayatı düzensiz, beslenmesi dengesiz, temizliği yarım yamalaktır, genelde üstü başı kirli hatta bitlidir.
Beş para etmez
Hiçbir değeri yok, işe yaramaz.
Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz
* Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
* İnsan gevezelik edip boş boş konuşmamalıdır. Çok konuşanın sözleri arasında muhtemelen yalan bulunur; haksız yollardan bol kazancın içinde yasadışı elde edilmiş para bulunduğu gibi. İnsan para hırsına kapılırsa haram, helal demeden kazanç için her yola yönelir.
Denizdeki balığın bini bir paraya
Henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz.
Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır
Bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar.
Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan
Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
Her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
İstenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaçırılmamalıdır.
İnsanın kötüsü (fenası) olmaz; meğer ki parası olmaya
Toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez.
İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir.
İt sürü, para kazan
Ekmek parası kazanmak için it sürümek gibi bir iş tutmak bile ayıp değildir.
Kar kuytuda, para pintide eğleşir
Her şey, saklanabilen yerde ve saklamasını bilenin yanında bulunur.
Kiminin parası, kiminin duası
Bir iş yapılırken veya yapıldıktan sonra kiminden para, kiminden dua alınabilir.
Parayı veren düdüğü çalar
Para harcadığında insan istediğini elde edebilir.
Parayı zaptetmek deliyi zaptetmekten zor
Elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek herkesin yapamayacağı zor bir iştir.
Parayla dost bulunmaz
Para kazanmayı bildiği hâlde dost kazanmayı bilmediği için sevilmeyen, sayılmayan nice insan vardır.
Selam para, kelam para
* Her davranış para harcamaya bağlıdır.
* Hayatta çoğu şey için para harcamak gerekir. Doktordan, avukattan vb. bilgi almak için para verirsin, para vermediğin kişiler selam bile vermezler.
Terlemeden para kazanılmaz, solumadan can verilmez
Hiçbir emek harcanmadan para kazanılması mümkün değildir.
Üşüntü köpekler mandayı paralar
* Birlikten güç doğar.
* İnsanın gücü sınırlıdır. Kişi, her işi tek başına halledemez Tek başına halletmeye kalktığında mutlaka başaramayacağı işler olacaktır. Bu durumda, işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer. Güçleri birleştir, zor işlerin altından böylelikle kalkar. Örneğin bir araya gelen köpekler kendinden büyük bir mandayı parçalayabilirler.
Para peşin, kırmızı meşin
Her işin karşılığı anında ödenmelidir.
Paran çoksa (borcun yoksa) kefil ol, işin yoksa şahit ol
Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir.
Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar
Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma çünkü para istediğin şeyi yapmak içindir.
Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak
Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma çünkü para istediğin şeyi yapmak içindir.
Parası (akçesi) ucuz olanın kendisi kıymetli olur
Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar.
Parayı araya değil, paraya vermeli
Parayı gerekli yere harcamalı.
Para parayı çeker
Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Bilinen o ki, pek çok işte sermaye şarttır. Sermayen ne kadar çoksa, o kadar büyük iş yapar ve o kadar da çok kazanırsın.
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden
Kişi, kendisinden para isteyen kimseden uzak durmak ister.
On para on aslanın ağzında
Para kazanmak çok güçleşti.
Önce baldın, pekmez oldun; şimdi para etmez oldun
* Davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, saygınlığının biraz daha azalmasına neden olur.
* Kişiler arası ilişkilerde davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, saygınlığının biraz daha azalmasına, dışlanmasına neden olur.
Para ile değil, sıra ile
Talep eden herkes sırasını beklemek zorundadır.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez
* İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır. İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor olabilirler. Dolayısıyla gerçekten kimin iman ettiğini bilmemiz imkânsızdır. Para için de aynı şey söz konusudur. Kimse kolay kolay parasının olduğunu söylemez, gizleme yoluna gider. Kimi cimri olan ve yoksul bir hayat yaşayan insanların çok zengin, kimi cömert ve eli açık insanların da parasız olduğu çok görülmüştür. Bu bakımdan para ile imanın kimde olduğu pek bilinmez.
* Para, herkese gösterilen şeylerden değildir. İmanda esasen kalp işi olduğundan kişinin içindedir. Bundan dolayı kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne denli Allah’a yakın olduğunu kimse bilemez.
* Kimin paralı, kimin gerçekten inanan bir kişi olduğu gizliliklerinden ötürü bilinmez. Para açıkta taşınan bir varlık değildir. Kimi cebinde, kimi cüzdanında taşıdığı gibi kimi de başka yerlerde saklar. Bu nedenle kimin ne kadar parası olduğu tam olarak bilinemez. Bir gizliliği vardır. îman da paranın görünmediği gibi görünmez. Kişinin kalbinde saklı olup, kişi ile tanrı arasında bir konudur. Kimsenin, başkasının imanının ölçüsünü bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle kimin gerçekten iman sahibi, kimin imanlı veya imansız olduğunu kimse bilemez. İmanının büyük bir ölçüde olduğunu bize değişik yollarla anlatmaya kalkanlara da inanmamak gerekir. Çünkü gerçek ölçüyü ancak tanrı bilebilir.