İki tımar bir yem yerine geçer
* Atı sık sık tımar etmek, yemle beslemek kadar önemlidir.
* Bir atın bakımı ve tımarı, onu yemle beslemek gibi önemli bir durumdur.
* Kullanılan arabanın bakımları, en az o araca yakıt almak kadar önemlidir.
Ata binersen Allah’ı attan inersen atı unutma
* Ata bindiğin zaman insafsızlık edip hayvanı çok hırpalayıp çok yorma. Buna Allah razı olmaz. Attan indiğinde de onun yemini, suyunu, tımarını unutma.
* Yüksek bir makama eriştiğin zaman kibirlenme, böbürlenme; böbürleneni Allah sevmez.
Yavuz at yemini artırır
Görevini başarı işle yürüten kişi, bunun karşılığını görür. Gücü artan kişi de görevini daha büyük bir çabayla yapar.
Atına bakan ardına bakmaz
* İyi bakılmış ata binen, düşman bana yetişecek mi diye arkasına bakmaz. İyi bakılmış at sahibine güven verir.
* Yanında çalıştırdığı kişiye hakkını verenin işi yürür. Kendisi işin başında olmasa bile gözü arkada kalmaz. İyi bakılmış, beslenmiş ata binen de, düşman bana yetişecek mi, diye ardına bakmaya gerek duymaz.
At yiğidin yoldaşıdır
* Türk, atı çok sever. Birçok işlerini onunla arkadaşlık ederek yapar. At Türk’ün savaşta kahramanlık ortağıdır. Yolculuğu onunla yapar, yükünü onunla taşır. Atın özellikleri yiğitle birlikte söylenir.
* Çok açık olarak bilinen bir şey ki, göçebe bir millet olan Türkler için at, savaşta ya da barışta candan bir dosttur. Hemen her saati onunla geçer. At, Türkler için soyluluğun, yiğitliğin, vefakârlığın, yararlılığın ve inceliğin bir sembolüdür. Silâhsız er düşünülemediği gibi, atsız er de düşünülmemiştir. Dolayısıyla at, Türk`ün edebiyatına girmiş ve önemli bir motif oluşturmuştur. At hakkında şiir, menkıbe, masal, atasözü söylenmiş; risaleler kaleme alınmış, âdeta ona insan gibi muamele edilmiştir.
Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin
* Üzerinde yük bulunan at yokuş aşağı inmekte zorluk çeker. Ama üzerinde yük de olsa yokuşa çıkmaya iyi dayanır. İnsan ise inişi yorulmadan iner de yokuşu çıkarken yorulur. Bu yüzden kişi hem kendisi, hem at için kolay olan davranışı yapmalı, yani inişte inmeli, yokuşta binmelidir.
* Atlar üzerinde yük varken yokuş aşağı inişte zorluk çekerler. Fakat yokuş yukarı çıkarken yüklü de olsa fazla zorlanmazlar. Yaradılışları bu şekildedir. İnsan ise inerken yorulmaz, çıkarken yorulur. Bu bakımdan insan bencil olmamalı, hem kendisi hem de at için kolay olay davranışı seçmelidir. Yani yokuş aşağı attan inmeli, yokuş yukarı ata binmelidir.
Canı yanan eşek attan yürük olur
* Bir durumdan canı yanmış kişi, o durumun bir daha başına gelmemesi için elinden gelen çabayı harcar, başaramayacağı düşünülen işleri başarır.
* Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır. Yapmaya gücü yetmeyecek sanılan işleri bile başarıyla sonuçlandırır.
Yavuz at yemini, yavuz it ününü kendi artırır
Bir işte büyük çaba gösterip başarılı olan kişi, bunun mükâfatım görür. Ödüllenince de görevini daha büyük bir çaba ile yapar.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır
* Görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.
* Kimi sonradan görme, görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıkları önemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalca davranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar. Dahası, bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler.
Aç at yol almaz, aç it av almaz
* İş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
* Kişi yanında çalıştırdığı kimselerden verim umuyorsa onları aç, yoksul ve sıkıntı içinde bırakmamalı, her yönden tatmin etmelidir. Aksi halde onlardan istediği verimi alamaz.
Ağanın gözü ata tımardır
* İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider.
* Ağa atını sık sık kontrol ederse seyis ata iyi bakar. Çalıştırdığı işçilerini sürekli olarak denetleyen, işini özenle takip eden işverenin işleri düzgün gider.
Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını
* Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.
* Akıllı ve zeki kişi, babadan kalacak mala, mirasa güvenmez. Kendi alın teriyle hayatını kazanır. Akılsız kişi ise babadan kalan mirasa güvenir, kalan mirası da kısa sürede elden çıkarır, tüketir, çarçur eder.
Arık ata kuyruğu da yüktür
* Güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir.
* Güçsüz kişi, çok yakını da olsa, kimseye yardım edecek durumda değildir. Ayrıca, yapacağı yardım çok az olsa bile böyle bir kişi, bunu gerçekleştiremez.
At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
* Bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.
* Bir işi gerçekleştirebilmek için gereken koşullar her zaman tam olarak elde edilemez. Bir yanı tamamlanır, diğer yanı eksik kalır.
Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasına bağlıdır.
Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir
Güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma getirir.
At görür aksar, su görür susar
* Meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girer.
* İnsan, yaradılış gereği meraklı bir yapıdadır. Ancak bazı kimseler daha meraklıdır, bu tip kişiler öğrenmek istedikleri bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girerler.
At, adımına göre değil, adamına göre yürür
Atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin gidişi de iş başındakinin bilgisine ve çabasına bağlıdır.
At arıklıkla, yiğit gariplikle
Zayıf ve garipken kişiliklerini yitirmeyip görevlerini başarı ile yapanlar üstün niteliklerini o zaman belli etmiş olurlar.
At ölür, itlere bayram olur
* Değerli kimselerden birinin ölümü veya görevden ayrılması, kimi zaman aşağılık kimselerin işine yarar.
* Kimi yararlı, kıymetli, şahsiyet sahibi kimselerin ölmesi; bulunduğu görevden ayrılması ya da alınması kimi çıkarcı, kıskanç ve aşağılık kimselerin işine gelir; onların sevinmesine yol açar.
At at oluncaya kadar sahibi mat olur
Bir çocuğu, bir işçiyi yetiştiren her bakımdan çok yorulur, yıpranır.
At binicisini tanır (bilir)
* İşçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.
* Emir altında çalışan kişi, kendisini yönetenin işten anlayıp anlamadığını, ne isteyip istemediğini, hangi olay karşısında nasıl tavır takındığını bilir; işini de ona göre yapar ve yürütür.
At ile avrat yiğidin bahtına
Kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
At, sahibine göre kişner
* İnsanlar başlarında bulunan kişinin etkisi altında kalarak onun tutumuna göre davranırlar.
* Yönetilen veya buyruk altında çalışan kişi, tutumunu ya da çalışmasını yöneticisinin tavrına göre ayarlar. Bu sebeple yönetilen değil yöneten, çalışan değil çalıştırıcı daha önemlidir.
At beslenirken kız istenirken
At bakımlı olduğunda satılmalı, kız da güzelliği geçmeden evlendirilmelidir.
At binenin, kılıç kuşananın
* Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.
* Kim ki bir işi beceriyor, bir şeyi kullanıyor, bir şeyden gerektiği gibi faydalanıyor, o şeye sahip olmalıdır; en uygunu, yakışanı da budur.
* Kim ki başkasının yararlanmadığı, yararlanmasını bilmediği bir şeyi elinde tutuyor ve ondan yararlanıyorsa, o şey, mal sahibinden çok onun sayılır.
At olur meydan olmaz meydan olur at olmaz
Gerekli şartlar her zaman bir arada bulunmaz.
At var, meydan yok
* Yapacak güç var ancak kullanma imkânı yok.
* İnsanın elindeki imkanlar her zaman yeterli olmayabilir, yapacak güç var ancak kullanma imkânı yok anlamında.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
* Yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.
* Dünyadaki her canlı gibi at da ölümlüdür. Günü gelince o da bu dünyadan ayrılır. Ama onun koştuğu, gezdiği meydan onunla gitmez; kendisinden sonrakilere kalır ve onu hatırlatır. İnsan için de durum atınkinden farklı değildir. O da ölümlüdür. Doğacak, yaşayacak ve ölecektir. Ne var ki, bu dünyadan ayrılırken bıraktığı izler sürüp gidecektir. İnsanlar bu dünyada bu izleriyle anılacaklardır. Önemli olan dünya hayatında iyi bir iz (nam) bırakmak ve rahmetle anılmaktır. Bu bakımdan kişi daha yaşarken adını yaşatacak iyi işler yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki, yaşarken iyi işler yapan, iyi eserler bırakan kişiler öldükten sonra da unutulmazlar; onları tanıtan eserleriyle de gelecek kuşaklara taşınırlar.