Eğri oturalım doğru konuşalım
* Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimse karışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun. Ancak toplumu ilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkar kaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutan güven duygusunu sarsmış olursun.
* Sadece seni ilgilendiren konularda doğru yolda olmamana başkası karışamaz. Duruşun, oturuşun, giyinişin, özel işlerini yürütüşün beğenilmese bile bunlar senin bileceğin şeylerdir. Ama yalan söylemene göz yumulamaz. Her vakit doğru söylemeli, doğruluktan şaşmamalısın. Bulunduğun yerde duruşun, oturuşun, giyinişin, özel işlerini yürütüşün beğenilmezse bile bunlar senin bileceğin şeylerdir. Ancak çevrende yalan söylemene kimse göz yummaz. Bunun için doğruluktan şaşmamalısın; özün ve sözün bir olmalı.
Doğru söz acıdır
* Kimi insanlara (özellikle yalancı, çıkarcı, ahlâkı bozuk) kusurlarını, yanlışlarını, düzensizliklerini, yolsuzluklarını ortaya çıkaran sözleri yüzüne karşı söylemek çok acı gelir. Çünkü çoklukla bu tür insanlar ya açıklarının ortaya çıkmasını istemezler ya da doğru sandıkları hareketlerinin yanlış olduğunu kabul etmezler.
* Kusurları, yanlışları, düzensizlikleri, yolsuzlukları, kötülükleri… bütün çıplaklığıyla ortayakoyan ve eleştiren söz, bu işleri yapanlara çok acı gelir. Söz acıda olsa, doğru olduğunu biliyorsak, ondan gerekli uyarıyı almalıyız. Bu konuda duygularımızla değil aklımızla hareket etmesini bilmeli, özellikle dostların uyarısına gücenmemeliyiz.
Hak doğrunun yardımcısıdır
* Allah, doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
* Hayatını doğruluk ve dürüstlük üzerine kuran insan Allah’ın güvencesi altındadır. Çünkü Allah doğruluğu emreder ve doğru olanlarıda yanlız bırakmaz. Doğru insanlarında başına musibetler gelir, iftiralara uğrayabilir; fakat Allah, dürüst oldukları için onları mutlaka aklar.
Yalanı söylemeli amma, doğru yanında titremeli
O kadar ustalıkla yalan söylemeli ki, doğru olduğu zannedilsin anlamına gelir. Ama kesinlikle yalan söylememek gerekir. Çünkü yalan söylemek dinizmizde haramdır, günahtır.
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek
Doğru sözlü olan kişi, bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır. Çünkü söylediği doğrular bazı kişileri rahatsız veya rezil edecektir. Bu kişilerden dolayı doğru söyleyen; sevilmeyen, istenmeyen kişi olacak, orada barınamayacaktır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
* Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez. Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden uzaklaştırmaya çalışır. Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder. Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar.
* Hiçbir şeyden çekinmeden doğruyu söyleyen kişileri kimse sevmez.
Kişiler toplum içinde yaşamaya başladığından beri, çıkarı gereği, her düşündüğünü, her duyduğunu olduğu gibi anlatmaktan kaçınmış, hep bir şeyler gizleyerek başkalarıyla ilişkilerini kurmuştur. Gizlediklerini başkalarından çıkarını sağlamak için söylemez. Çıkarı için, doğru olmadığına inandığı şeyleri bile söyler. Oysa insana yakışan, kendisini olduğu gibi ortaya koymaktır. Doğru bildiklerini hiç kimseden korkmadan, «başkaları ne der?» diye bir endişeye kapılmadan ortaya koyanlar, iyi insan oldukları halde, geneldeki çıkarcı insanlar tarafından hoş karşılanmaz, kimse böylelerinin yakınlarında olmasını istemez, öyle olunca da doğrular, belirli bir yerde barınamazlar.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar
* Dürüst, doğru, iyi ve güzel vasıflarını doğuştan getiren insan, ne denli bozuk, elverişsiz ortamlarda bulunursa bulunsun niteliklerini kaybetmeyip korur. Bu durum nesneler için de geçerlidir.
* Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez” anlamında bir söz.
* Yaratılış gereği olan insanın olumsuz koşullarda hemen bozulmayacağı, kötülüklere ve kötülük odaklarına karşı var gücüyle direneceği ortadadır. Önemli olan, insanın doğuştan getirdi özellik ve meziyetlerdir. Buna fıtrat güzelliği denir. Yaradılıştan iyi ve doğru olan kişi yada nesne, nedenli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun, niteliğini yitirmez.
Doğru bilinmeyince eğri bilinmez
Doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir.
Doğru söyleyenin tepesi delik olur
* Sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen kişi çok düşman kazanır.
* Her zaman doğruları dile getirmekten çekinmeyen kişiler, birilerinin yalanlarını açığa çıkardığı için toplumda birçok düşman kazanırlar. Bunlar o kişiye zarar verebilirler.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez
Herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz.
Doğru söz yemin istemez
* Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.
* Doğru ve mantıklı sözlere insanları inandırmak için yemin etmeye gerek yoktur. Yemin, yalan olduğu düşünülen sözün doğruluğuna inandırmak içindir.
Tutulmayan uğru, beyden doğru
* Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
* Suçu ispatlanmamış, işlediği suçu gizleyebilen, yakayı ele vermeyen kişi, namuslu insanlar gibi saygınlığını sürdürür, hayatını yaşar.
Doğruluk minarede kalmış onun da içi eğri
* Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.
* Bu dünyada doğru dürüst kimse kalmadı. Çevremizde doğru sandığımız insanlarda dıştan göründüğü gibi değil, içinden eğrilikleri var.
Eğriye eğri doğruya doğru
Gerçek neyse aynen belirtilmeli.
Minare de doğru, ama içi eğri
* Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.
* Bakıldığında çok doğru, çok dürüst görünen birçok insan vardır. Ancak nasıl birer düzenbaz olduklarını, onların içyüzünü bilenler bilir.
Allah doğrunun yardımcısıdır
* Yüce Allah, insanlara neyin eğri, neyin doğru olduğunu kitapları ve peygamberleri vasıtasıyla göstermiştir. Onun yap dediğini yapan, yapma dediğini yapmayan doğru yoldadır. Onun istediklerini yerine getiren, haram kıldığı şeylerden kaçınan, onu bunu aldatmayan, yalan söylemeyen, doğruluktan sapmayan kişiye Allah yardım eder; o kişi her işte başarı sağlar, kötülük görmez, zarara da uğramaz. O hâlde doğruluktan şaşmamalıdır.
* Doğruluktan ayrılmayanlara Allah yardım eder. Doğruluktan şaşmamalıdır.
* Hayatını doğruluk ve dürüstlük üzerine kuran insan Allah’ın güvencesi altındadır. Çünkü Allah doğruluğu emreder ve doğru olanlarıda yanlız bırakmaz. Doğru insanlarında başına musibetler gelir, iftiralara uğrayabilir; fakat Allah, dürüst oldukları için onları mutlaka aklar.
Sarhoşlar ve çocuklar doğruları söylerler
Aklı başında kimseler konuşmalarına dikkat ederler, saçma sapan konuşup mahcup olmak istemezler. Sırlarını söylemezler, gerekirse yalan söylerler.Söyledikleri sözlerin hangi sonuçlara yol açacağını bilemedikleri için çocuklar ve sarhoşlar ağzına gelene söylemekten çekinmezler. Çocukta akıl tam olgunlaşmadığından, sarhoşta ise ayık bir hal olmadığından söyledikleri genelde gerçekçi şeylerdir.
Bir yalanı kırk doğruya saklarlar
* Kimi insanlar yalancılıkla yaşamlarını sürdürürler. Bu söyledikleri yalanlara bir zaman sonra artık kendileride inanır olurlar. Gerçeği gizlemek adına o kadar rahat ve sorunsuzca yalanlar söyleyebilirler ki; hepsi birbiri ile bağlantılı olur, sıkıntı duymadan işin içinden çıkarlar.
* Bazı kişiler için yalan söylemek sıradanlaşmıştır. Utanmadan, sıkılmadan rahatça yalanları sıralarlar. Söyledikleri yalanlara inandırıcılık katmak için aynı zamanda doğruları da söylerler. Doğru yanlış karıştığı için yalan da kolay kolay açığa çıkmamış olur.