Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
* Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.
* Aç kimse hiçbir gerekçeyle susturulamaz; açlığı giderinceye kadar söyleyeceğini söyler, yapacağını yapar. Çocuk birşey isteyince zamanımı, yerimi diye düşünmez.
* Aç, yemek yeme ihtiyacı olan, yemesi gereken kimsedir. Bu insanın düşüncesi de karnını doyurmaktır. Onun bu isteği kimi özürlerle giderilip geçiştirilemez, böyle yapılmak istenirse kimi anlamsız ve aşırı davranışlara kaymasına neden olunur. Çocuklar da bir şey istediler mi hemen onun yerine getirilmesini isterler, beklemek nedir bilmezler.
Bugünün işini yarına bırakma
* İşler günü gününe yapılmalıdır. Gününde yapılmayan bir iş önemini yitirir. Üst üste biriken işlerin altından kalkmak güçleşebilir. Yarın çıkacak yeni işler bugünküyle birleşince büyüyeceği için, hepsini yapmaya zamanımız yetmeyebilir. En iyisi, her işi gününde yapmaktır.
* Bir iş günü gününe yapılmalıdır. İşi yarına bırakmak kimi olumsuzlukları da beraberinde getirir. Yarın daha önemli bir işin çıkmayacağını nereden bilebiliriz? Diyelim ki çıktı, o zaman ne yapacağız? Kuşkusuz bugünkü işten önce onu yapacağız, bugünkü iş de kalacak. Dolayısıyla işler birikmeye başlayacak, çıkmaza girecek. Ayrıca bugün yapılması gereken işin sonraki güne bırakılmasıyla önemini yitirmesi, istenen sonucu vermemesi de söz konusu olabilir. (Her iş zamanında ve gerektiği şekilde yapılmalıdır.)
Terazi tartıyla, her şey vaktiyle ölçülür
Hemen her şeyin, her işin bir ölçüsü ve zamanı vardır. Eğer bunlara dikkat edilmezse işler yolunda gitmez, karışıklık baş gösterir, hayat alt-üst olur, düzen gerektiği gibi kurulamaz.
Vakit nakittir
Dünyada en değerli şey zamandır, çünkü geçen zaman hiç bir şekilde geri getirilemez. Zaman, çalışarak değerlendirilirse para kazanılır. Bir işin yapılmasında para ve emek ne kadar değerliyse, zaman da o kadar değerlidir. Çünkü her iş, bir vakit(zaman) diliminde gerçekleşir. Çalışmadan geçirilen zaman bir kayıptır ve bu zamanı bir daha elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla zamanın kaybı iş kaybına, iş kaybı da para(nakit) kaybına yol açar. Bu bakımdan yaşadığımız her anı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Unutulmamalıdır ki ömür kısa, yapılacak işler çoktur.
Vakitsiz öten horozu başını keserler
Zamanlı zamansız öten horoz uğursuzluk getireceği inancıyla kesrler. Her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir. Bir şeyin doğru ve gerçek olduğunu bilseniz bile, bunları kavrayamayacak kişilere söylerseniz büyük tepki görürsünüz. Toplum sizin söyleyeceğiniz sözü anlayacak olgunluğa eriştiği zaman söylemelisiniz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy
* İnsan, toplum içinde yaşamak zorundadır. Toplumdaki gelişme kişinin istediği gibi olmuyorsa, kişi bu gidişe ayak uydurmaya bakmalıdır. Yaşantıdaki değişikliklere ayak uydurmayanlar hem gülünç durumlara düşerler, hem de toplum dışına itilirler. Yeniliklerin getirdiği yaşam olanaklarından yararlanmak için, zamana ayak uydurmak gerekir.
* Her insanın bir dünya görüşü, bir anlayışı vardır. Her türlü olay bu dünya görüşüne göre yorumlanıp anlam kazanır. Yaşadığımız çağın düşünce ve koşulları bizimkilerle örtüşmeyebilir. Kendi anlayışımızı başkalarına kabul ettirmek için çevremizdekilerle sürtüşmek doğru değildir. Yaşadığımız çağ ile görüşlerimiz arasında bir uygunluk olmalıdır.
Sakla samanı, gelir zamanı
* Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride lâzım olabilir. Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri bir kenara atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız.
* Bir şey çok değersiz bile olsa onu atmamalı, saklamalıdır. Günün birinde lazım olur, işe yarar.
* Şu anda ihtiyacımız olmayan bir nesneye ilerki bir zamanda ihtiyaç duyabiliriz.
* En değersiz şeyleri bile atmayıp saklamalıyız. Burada değer ile anlatılan maldır, eşyadır. Bütün mallar kişinin doğan veya doğacak ihtiyaçları için edinilir. Elimizde olup da şu anda işimize yaramayan bazı eşyalar, başka bir zaman bize yarayabilir. Bu nedenle ihtiyaç fazlası mallarımızı elden çıkarmamalı, gerekli olacağı zaman için saklamalıyız. Ancak ilerde de kesin olarak ihtiyaç duymayacağımıza inandığımız mallarımız varsa onları da saklamaya kalkmanın hiçbir anlamı yoktur. Bizim için yükten başka bir şey olmazlar. Öylelerini elden çıkarmalı veya ihtiyacı olanlara vermeliyiz.
Demir tavında dövülür
* Yüksek ateşte ısıtılıp kızaran demir yumuşar. Bu esnada demire şekil vermek kolay olur. Bunun gibi her işin yapılması için uygun olan zaman ve durumlardan yararlanmayı bilmek gerekir.
* Demirin istenilen biçime sokulabilmesi, çekiçle dövülüp işlenebilmesi için önce ateşte ısınıp kızarması, yumuşaması gereklidir. Bunun gibi her işin yapılması, o işten iyi netice alınması için de en uygun zamanı kollamak ve bundan yararlanmak gereklidir.
Yazın gölge hoş kışın çuval boş
* Yazın çalışma, kazanma günleridir. Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar.
* Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse hastalığında ya da yaşlılığında çok sıkıntı çeker.
Acele giden ecel gider
Bazı işlerini acele ederek çabuk halletmek isteyenlerin, o işlerde başarısız olacağını ya da gerçekten o işin sonunda başına ölüm ya da kötü şeylerin gelebileceğini hatırlatan atasözüdür.
Akan çay her zaman kütük getirmez
Bazı başarılar nadirende olsa tesadüfler sonucudur. Kimileyin emek sarfetmeden para kazanılsa da bu her zaman gerçekleşmez. İnsan işini şansa bırakmamalı, eline sadece kazancının geçeceğini bilmelidir.
Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez
Hayatın işleyişi her zaman bizim arzu ettiğimiz şekilde olmaz. Olaylar herkesin dileğine uygun olarak gelişmez.
Her zamanı bir sayma
İnsanlar her zaman aynı sağlık, tutum ve davranış içinde olmayabilirler. Örneğin karnı tok, keyfi yerinde bir kişiye yaptığınız şaka o an için hoş karşılanabilir, fakat karnı acıkmış, bir olaydan dolayı gerilmiş aynı kişiye aynı şakayı yaparsanız hoş karşılanmayabilir, tepki bile alabilirsiniz. Kısaca vaktin kendine özgü özellikleri vardır.