Aba, yünden dokunan, sonra dövülerek veya tepilerek yapılan, kalın, kaba bir kumaş. Diğer bir ifade ile aba, yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaştan yapılmış, eskiden dervişlerin giydiği yakasız, bol ve uzun üstlük ismidir.
Bugün memleketimizde pek rastlanmaz. Bazı yörelerimizde çobanlar tarafından giyilen yünün serilip dövülmesiyle yapılan kalın keçe ise kepenek yapımında kullanılır. Kepenek, sırtta taşınan, başlıklı, kalın, paltoya benzeyen kolsuz bir giyecektir. Soğuk ve yağmur geçirmediği ve sıcak tuttuğu için çobanlar tarafından tercih edilir.
Eskiden abadan cübbe, hırka, çakşır ve terlik gibi giyecek de yapılırdı. Bazı tarikatlarda sabır makamında olan dervişlere aba giydirilirdi. O tarikatın mensupları arasında aba giyen dervişin sırtına el ile vurulurdu. Onu her gördükleri yerde sırtına vururlar, o da hareketlere sabr ederek zamanla olgunlaşır, başına gelen çeşitli sıkıntılara katlanarak, sabrı ve razı olmayı öğrenirdi. Bunun için “vur abalıya” sözü meşhur olmuştur.
Aba, fereci sıkıntılardan kurtulmak için giyilir. Bu durum peygamberlerde de vardır.
Hazret-i İbrahim ateşe, hazret-i Yusuf da kuyuya atılırken gömlek giymişler ve sıkıntıdan kurtulmuşlardır. Buna aba yani fereci denmiştir.