Muallak; çivi, çengel vb. bir şeye veya bir yere asılmış olan, asılı, olması veya yapılması başka bir şeye bağlı bulunan, bağlı, vâbeste, bir yere asılı veya bağlı olmadan boşlukta, havada duran demektir. Muallak mecaz anlamı da; sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış, henüz bir karâra bağlanmamış, çözülmemiş halde duran, sürüncemede kalan, askıya alınan (iş, mesele) gibi anlamlara gelir. İşte muallak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Evlilik tarihi, şimdilik muallakta olduğundan bir şey diyemem.
– Bütün hayâtım bir sözüne, bir vaadine muallak kalıyor. (H. R. Gürpınar)
– Bu işin böyle muallakta kalması toplumda bazı fitnelerin çıkmasına neden oluyor.
– İlk olarak limonun nerede ortaya çıktığı hususu muallak olsa da ilk yetiştirilmeye başlanan yerlerin Güney Hindistan ,Burma ve Çin olduğu tahmin edilmektedir.
– Yüzü sis içinde muallakta duruyor sanılan ihtiyar topçubaşı sordu. (Ö. Seyfeddin)
– Planlar hâlâ muallakta oluyor.
– Mesele muallakta duruyor.
– Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. (Ö. Seyfettin)
– Bu işi neden muallakta bıraktınız anlamadım?
– Bütün hayâtın saâdeti bence senin yalnız bir kelimene muallak duruyor. (H. Z. Uşaklıgil)
– Tatil konusu muallakta olduğu için, çalışmaya devam ediyoruz.