Cin Suresi, Kur’an-ı Kerîm’in yetmişikinci suresi olup Mekke döneminde inmiştir ve 28 âyettir. Ağırlıklı olarak cinlerden bahsettiği için “Cin sûresi” adını almıştır. Sûrede ayrıca tevhit, peygamberlik ve öldükten sonra dirilmek gibi meseleler konu edilmektedir.
Cin suresi 19. ayet arapça yazılışı
وَأَنَّهُۥ لَمَّا قَامَ عَبْدُ ٱللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا۟ يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا
Cin suresi 19. ayet okunuşu
Ve ennehu lemmâ kâme abdullâhi yedûhu kâdû yekûnûne aleyhi libedâ(libeden).
Cin suresi 19. ayet meali (anlamı)
Diyanet İşleri (Yeni) Meali: “Allah’ın kulu (Muhammed), O’na ibadet etmek için kalktığında cinler nerede ise (Kur’an’ı dinlemek için kalabalıktan) onun etrafında birbirlerine geçiyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali: Allah’ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O’na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
Ömer Çelik Meali: Allah’ın has kulu kalkıp da Rabbine dua ve ibâdet etmeye başlayınca, onlar neredeyse birbirini çiğnercesine onun başına üşüştüler, keçe gibi birbirine geçtiler.
Cin suresi 19. ayet tefsiri
18. âyette yer alan “mescitler” kelimesini üç şekilde tefsir etmek mümkündür:
› Bunlar müslümanların ibâdetgâhı olan mescitlerdir. Buna göre âyetin mânası: “Mescitlerde Allah’a ibâdet ederken başkasını O’na ortak koşmayın” olur.
› Bütün yeryüzü ibâdetgâhtır. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.): “…Yeryüzü benim için mescid ve temiz kılındı…” (Buhârî, Teyemmüm 1) buyurmuştur. Buna göre mâna: “Yeryüzünde Allah’a hiçbir kimseyi ortak koşmayın” olur.
› Mescitten maksat, insanın üzerine secde ettiği, el, ayak, yüz, diz vs. gibi uzuvlarıdır. Buna göre ise: “İnsanın bütün azalarını Allah yarattı. O halde onların üzerinde Allah’tan başkasına secde edilmemelidir” mânası anlaşılır.
19. âyette bahsedilen “Abdullah”, Cenâb-ı Hakk’ın en seçkin kulu Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Kendisi Allah’a gerçek bir kul olmuş, insanları da O’na kulluğa davet etmiştir. Fakat o, insanları tek olan Allah’a çağırmaya başlayınca, insan ve cin kâfirleri onun bu davetini iptal için birlik oldular, birbirine sokuldular. Az daha birbirlerine keçeleneceklerdi. Fakat Allah peygamberini muhafaza etmiş ve onu düşmanlarına karşı başarılı kılmıştır.
Ancak şunu belirtmek gerekir ki Peygamberimiz (s.a.s.) vazifesini yaparken bir kısım ana esaslara dayanmaktaydı. (Ö.Çelik Tefsiri)