Korkunç; dehşete düşüren, korku veren, müthiş, (herhangi bir özelliğiyle) şaşkınlık veren, şaşırtan, çok aşırı derecede, çok şiddetli [kelime son zamanlarda bir çeşit argo olarak ifâdeye mübâlağa ve aşırılık katmak için yersiz bir şekilde kullanılmaktadır] gibi anlamlara gelir. İşte korkunç kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu korkunç tesâdüf beni bitirdi. (P. Safâ)
– Gözümün önünde korkunç hayaller geziyor. (N. Kemal)
– Sandık kokan masallarını önlerine gelene anlatmaktan korkunç zevk duyarlar. (İ. Aral)
– Bugün hava korkunç sıcak.
– Mîmârî vahdet noksanını diğer mîmârîler Îran, Hint, Arap tezyînâtı korkunç zenginleştirerek telâfî etmek istemişlerdir. (E. Göze)
– Bu gerçekten oldukça korkunç görünüyor.
– Kendini korkunç bir pehlivan sanırmış ki, adını Çelikkol koymuş. (M. Ş. Esendal)
– Korkunç bir karanlık vardı.
– O yıl yalnızlık bütün korkunçluğu ile içime çökmüştü. (K. Nâdir)
– Ozanın korkunç güzellik dediği bu güzellik olmalıydı.
– Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi. (H. R. Gürpınar)
– “Böylesine korkunç bir romanı asla okumadım.
– Anlamıyor musun sen bundaki korkunçluğu? (F. N. Çamlıbel)
– Korkunç görünen örümcekler insanlara saldırmazlar.
– Bir gece evvel kendisinden pek korktuğum için midir nedir, yüzü bana pek korkunç gelmişti. (A. M. Efendi)
– O çok komik ve aynı zamanda korkunç.