Verim; ürün, mahsul, semere, bir insan veya makinenin sağladığı iş için harcadığı enerjiyle aldığı enerji arasındaki oran, randıman gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile verim; çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman demektir. Verimli ise; iyi ürün veren, verimi çok olan, beklenen sonucu veren, semereli demektir. İşte verim kelimesi ile ilgili cümleler.
– Onun ne verebileceğini, ondan nasıl verim alabileceklerini biliyorlar.
– Şehir, iktisâdî hayâtın yeni baştan düzenleneceği günleri bekleyedursun, verimli toprak köylerini yeniden kurmuştu. (A. H. Tanpınar)
– Türkistan Türkçesi’nin üstün bir edebiyat verimi olan Kutadgubilig (Mutluluk veren bilgi), baştan sona manzum olarak ideal (ütopik) bir devlet tasarısıdır. (A. Kabaklı)
– O, çokluk eliyle yapılacak şeylerin verimsiz kalacağına inanmıştır. (K. Bilgegil)
– Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep. (S. İleri)
– Onun ne verebileceğini, ondan nasıl verim alabileceklerini biliyorlar.
– O garp âlemi ki uzun zamanlar bilgi çevreleri, müslüman medreselerinden taşan ilim ve felsefe verimlerinin hâkimiyeti altında bulunuyordu. (S. Ayverdi)
– Verimsiz bir toprağın getirdiklerine beş on kuruş eklemek için memleketinden ayrılıp İstanbul sokaklarında kaybolan zavallılar. (A. H. Tanpınar)
– Türkistan Türkçesi’nin üstün bir edebiyat verimi olan Kutadgubilig (Mutluluk veren bilgi), baştan sona manzum olarak ideal (ütopik) bir devlet tasarısıdır. (A. Kabaklı)
– Verimsiz bir çalışma olsuz.
– İngiliz çimini dâima tâze tutan rutûbet gibi İngiliz demokrasisini de verimli kılan ve sardığı devleti dimdik yapan bu. (B. Fâik)