Hakikat; doğru olan şey, doğru, vefâlı olma durumu, asıl olan durum ve şekil, gerçek, asıl, künh, gerçekten, sâhiden, hakîkaten, var olan, gerçekleşmiş bulunan, fikir, tasavvur veya hayal olmayıp fiilî olarak var olan şey, vâkıa gibi anlamlara gelir. Hakikatli ise; bağlılığı ve dostluğu devamlı olan, vefâlı demektir. İşte hakikat kelimesi ile ilgili cümleler.
– Senin bize bulduğun eleman hakikatsiz çıktı.
– Hakîkati seviniz, o da sizi sever; hakîkati arayınız, o da sizi arar. (P. Safâ)
– Bu hakîkati gāyet iyi gören ve anlayan Evliyâ Çelebi Bursa’dan bahsederken “rûhâniyetli bir şehirdir” der. (A. H. Tanpınar)
– Doğruluk sendedir, fazîlet sende / Aranan en büyük hakîkat sende. (O. S. Orhon)
– Hakikatin peşini bırakmamak gerekir.
– Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir. (İ. Özel)
– Hepimiz hakikati farklı yollarda arıyoruz.
– Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek. (R. H. Karay)
– Söylesem de o hakîkatsıza efsâne gelir. (R. M. Ekrem)
– Hakîkat yalana karşı mücâdeleye beni memur ediyor. (P. Safâ)
– Rüyâlarım hakîkat oldu.
– Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş. (M. Ş. Esendal)
– Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı / Hisseden kimse hakîkat sanıyor hulyâyı. (Y. Kemal)
– Hakikati değiştirmek mümkün değildir.
– Benim kızım hakîkatlidir. Görürsünüz size uyar. (A. V. Paşa)
– Bahçemin bu köşesi hakîkat şeklini almış kendi hayâlimdir. (A. Hâşim)
– Hakîkatsiz, sen ölümü benden ziyâde seviyorsun. (N. Kemal)
– Mâmâfih İbn-i Bîbî bu meseleden bir hakîkat gibi bahseder. (A. H. Tanpınar)
– Hakîkati benden gizleme.
– Son sevgilisi de hakikatsiz çıkmış.