İlk genel televizyon yayını siyah-beyaz olarak, 25 Ocak 1926 yılında Londra’da, İskoçyalı John Loggie Baird tarafından yapıldı. Televizyonda izlenen, vantrilok bir kuklanın görüntüsüydü. Televizyon, hareket halindeki cisimlerin görüntülerini, filmleri, elektromanyetik dalgalarla bir yerden diğer bir yere nakletmeyi ve bir ekranda seyretmeyi sağlayan büyük bir icat olmuştur.
Televizyonun gerçekleştirilmesine pek çok bilgin ve teknikçi katkıda bulundular. Bunlar arasında Amerikalı Careu ve Fransız Senlecq, 1879 yılından önce, yanıp sönen küçük elektrik lambalarından bir düzenek yardımıyla, görüntüyü dikdörtgen bir ekran üzerinde yeniden yaratmayı düşündüler. 1884 yılında Alman Paul Nlpkovv, görüntüleri «taramak» için, delikli bir disk icat etti. 1907 yılında Rus Boris Rosing, görüntüyü almaya yarayan ilk flüoresan ekran tüpünü kullandı. Bu mucitlerin tümü, televizyonun babası sayılan John Baird’e yol gösterdiler. İngiltere, 1929 yılında görüntüsü net olmayan, 30 satırlık tarama ile, televizyon serüvenine atıldı. Onu, 1932 yılında 30, 1935’te 180, 1937’de 455 satırla Fransa izledi. Bu alanda gelişmeler hızlandı ve 1950 yılından önce, görüntü, A.B.D.’de 615, Fransa’da 819 satırla büyük bir netlik kazandı.
Bugün televizyon yayın merkezleri, seyircilere çok çeşitli programlar sunuyor. Dünyada, binlerce televizyon vericisine karşılık, yüz milyonlarca televizyon alıcısı bulunuyor.
John Baird, 1928 yılından itibaren, renkli görüntüler iletmeyi düşünmüştü. Ama, Avrupa’da renkli yayınların gelişmesi için, 1967 yılını beklemek gerekti. Bu yayınlarda özellikle PAL ve SECAM yöntemlerinden yararlanılıyor. 1953 yılından beri Eurovision ve 1962 yılından beri Mondovision, Avrupa ve Dünya çapında, genel programlar yayımlamak olanağını sağlıyorlar.
Televizyonun icadı kısaca
Televizyon nedir kim icat etmiştir