Doğru; bir uçtan bir uca yönünü değiştirmeden giden, aynı doğrultuda devam eden, müstakim, yalan veya yanlış olmayan, gerçeğe uygun, gerçek, akla yada mantığa ve duruma uygun, yerinde, münâsip, hak ölçülerinin, ahlâk kurallarının, yasanın gerektirdiği şekilde davranan, nâmuslu, dürüst, güvenilir, zamânı veya ölçüyü göstermesi gerektiği şekilde gösteren, işini tam yapan, hak ölçülerine uygun olan şey, hakîkat, ölçüsüne veya aslına uygun şekilde, yalnışsız, hatâsız, hiç vakit geçirmeden, sağa sola uğramadan, doğruca gibi anlamlara gelir. İşte doğru kelimesi ile ilgili cümleler.
– Doğru bildiğin yoldan ayrılmamakla çok iyi etmişsin.
– Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım. (A. Ağaoğlu)
– Bugüne kadar doğru bildiğimiz yoldan ayrılmadık.
– Öğleye doğru muâyene odasının önü doldu. (P. Safâ)
– Kaldırımsız, daracık, iğri sokak, doğru sokak. (Y. Kemal)
– Söylediğin doğru çıktı.
– Roma Kartalı şarka doğru uçuşu için bu kaleyi seçmiş. (A. H. Tanpınar)
– Fakat genç kadın kendilerini teşhir etmeyi doğru bulmadı. (A. H. Tanpınar)
– Yolunu hiç değiştirmeden doğruca git ve ilk sağdan dön.
– Fakat çok doğru bir adamdı. (Ö. Seyfeddin)
– Son bahara doğru kasabamızın sabahları pek, pek güzelleşir. (T. Buğra)
– Çayın acılığını dibine doğru farkettim.
– O bu söze hiç aldırış etmeyerek doğru babasına koştu. (K. Nâdir)
– Doğru terâzi.
– Doğru İstanbul’a gelirim. (O. V. Kanık)
– Bir işi de doğru bir şekilde eğrisiz yapsan herkesi şaşırtacaksın.
– Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. (F. R. Atay)
– Doğru, fakat yaşadıkları topraklardaki devlet daha henüz kendini bile idâreden âciz. (R. H. Karay)
– Doğru oraya gitmiş olsaydınız herhâlde uygun olurdu. (S. F. Abasıyanık)
– İstasyona doğru tren hızını kesti.
– Doğrudan ayrılmaz. (Ö. Seyfeddin)
– Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz. (N. Ataç)
– İyinin doğrunun aşkın güzelin / Yok mu bir zerre kadar kıymeti. (O. S. Orhon)
– Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu. (Y. Atılgan)
– Kendi aleyhinize olsa dahi doğru davranınız.
– Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. (A. Gündüz)
– Ahmet Bey emri alır almaz doğru dîvânıharbe gitti. (N. Kemal)
– Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz?
– Doğru söylüyorsun Ali, doğru söylüyorsun ama kazın ayağı öyle değil. (O. Kemal)
– Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, su testisi su yolunda kırılır; ben doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım. (H. Topuz)
– Boşa ikna etmeye çalışma, o doğru bildiği yoldan ayrılmaz.