Vekalet; vekil olma, vekillik, bakanlık, bir kişinin başka bir kişiye kendi adına iş yapabilmesi için verdiği yetki, kişinin kendi rızasıyla başkasını kendi yerine koyması gibi anlamlara gelir. İşte vekalet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bana vekâlet etmesi için Mithat Bey’e baktım. (P. Safâ)
– Ali Hoca’nın vekâlet teklîfini reddetmek istiyordu. (Ö. Seyfeddin)
– Bana vekalet edecek birini bulursam hemen tatile çıkacağım.
– Bir târihte vilâyetlerden birinin îdâdîsinde beş altı ay, hasta bir târih hocasına vekâlet etmişti. (R. N. Güntekin)
– İtimat edilir, kanundan, hukuktan anlar birisine umumi vekâlet vereceğim.
– İtimat edilir, kanundan, hukuktan anlar birisine umumi vekâlet vereceğim. (A. Gündüz)
– Bu işte bana vekalet edecek kimseyi bulamıyorum.
– Ben kimseden vekalet alarak hareket etmem.
– Zâten o seneler Ankara memurlarının çoğu resmî dâirelerde, hatta vekâletlerde kalıyorlardı. (A. H. Tanpınar)
– O sıralarda babam bir ara kaymakama vekâlet ediyordu.
– Her vekâlet ya iki odadır ya üç; her odada ya beş gaz sandığından masa vardır ya on… (A. Gündüz)
– Yönetim kurulu başkanı şehir dışında olduğu için yerine yönetim kurulu başkan yardımcısı vekalet ediyor.
– Birçok vekâletlerin diz dize çalıştığı bu berhânenin alt katında, sağ tarafında Adliye dâiresi vardı. (A. Gündüz)