Misal; örnek, numûne, benzer, eş, gibi, mânend, nazir gibi manalara gelir. İşte misal kelimesi ile ilgili cümleler.
– Misal göstermek gerekirse, kendi derinizi inceleyebilirsiniz.
– Bu iki misal, Çatalca ve Çanakkale müdâfaalarındaki rûhî sırları bana en iç noktalarından sezdiren iki remiz gibidir. (R. E. Ünaydın)
– İstisna olan olayları, sürekli oluyormuş gibi misal göstermek doğru değil.
– Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında. (C. S. Tarancı)
– Bu karnaval / Geçmişte bağ bozumlarının belki yâdıdır / Garp âleminde eğlenişin bir misâli bu. (Y. Kemal)
– Hisleri ise zindanda çürümüş mahkûmlar misâli bu zorlu mantığın elinden kurtulup keyfince buyruk yürütemezdi. (S. Ayverdi)
– Cennet misali bir köydü.
– Sana bir misal vereyim de ibret olsun.
– Bana bir misal verebilir misiniz?
– İşte / Olup olacağımız bu cenâze / Geçiyor caddeden vakur ve sâde / Dalgalar misâli omuzlar üstünde. (C. S. Tarancı)
– Bu misalden de anlaşılacağı üzere biz çoktan kararımızı vermiştik.
– Onlar sana hiçbir misal getirmezler ki (buna karşılık) sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getirmiş olmayalım. (Furkan suresi, 33)
– İşte buna kendileri bir misaldi. (Ö. Seyfeddin)
– Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır. (F. R. Atay)
– Çocukların başarısı için, arkadaşlarını misal göstermek yanlış bir davranıştır.