Kavramak; el veya kolla sıkıca tutmak, elinin veya kolunun içine almak, sarmak gibi anlamlara gelir. Kavramak mecaz anlamı ise, her yönüyle iyice anlamak manasına gelir. İşte kavramak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Vaziyeti kavradıktan sonra bu işi kendi elime almam lâzım geldiğine kāni oldum. (H. E. Adıvar)
– Zarar yok efendim, kimse vatanında peygamber olamazmış dedim, şapkamı kavrayıp fırladım. (S. Erol)
– İpleri tutan ellerimi sımsıkı kavramıştı. (K. Nâdir)
– Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı. (N. Cumalı)
– Bakmadım amma gözlerinin beni kavradıklarını hissettim. (R. H. Karay)
– Bu dikiş makinasını kavramak ne kadar sürer?
– Hem dersleri de daha iyi kavramış olursun. (K. Nâdir)
– Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz. (O. Hançerlioğlu)
– Bugün yine içimi derin bir İstanbul hasreti kavrıyor. (R. E. Ünaydın)
– İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır. (S. Birsel)
– Onu belinden kavrayıp havaya kaldırdıktan sonra taşların üzerine yatırdı. (M. Yesâri)