Baskın; düşmanı gāfil avlayıp beklemediği zamanda ânî olarak üzerine saldırma, ansızın hücum etme, suç işleyenleri suç üzerinde yakalamak için ansızın üzerlerine gitme, beklenmedik zamanda yapılan ânî ziyâret, su basması, sel gibi anlamlara gelir. İşte baskın kelimesi ile ilgili cümleler.
– Köylüler, baskına gelen adamı yatıştırdı.
– Mülâzim Ahmet Kerâmî, Türk süvârisinin Sakarya ve İzmir’de destânî şehâmetlerle dolu baskınlarının birçoğunda mühim roller oynamış. (H. E. Adıvar)
– Dün geceki baskında iki kişi ele geçti.
– Bir cinâyet üzerinde baskına uğramış gibi dili tutulmuş, damarlarından kanı çekilmiş, âdeta kalbi durmuştu. (N. Nâzım)
– Behçet’e bu evin merdiven altındaki bakla gibi odasında baskın yaparlar. (S. Birsel)
– Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskınları yaptı.
– Belli bir şey ki, bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar. (H. Taner)
– Öyle ki bunlar mesîre ve meyhâne hayâtı, kadın meseleleri, işve, fitne ve fesat sahneleri, baskın hikâyeleri (…) gibi (…) açık saçık hikâyelerle temâşâ hayâtının çok mühim bir kolu olmuştur. (S. Ayverdi)
– İbiş’in odasına cennet kuşları baskın vermişti. (T. Buğra)
– Neden FBI komşunun evine baskın yaptı?
– Dün akşam baskına uğradık, hep birden sökün ettiler. (R. N. Güntekin)
– Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. (R. H. Karay)
– Komutan, düşman gerisine bir baskın hazırlamıştı.