Badana; temizlemek, renklendirmek için fırça ile veya püskürtme yoluyle duvarlara sürülen kireç, mermer tozu, plastik maddelerden hazırlanmış beyaz ya da renkli boya demektir. İşte badana kelimesi ile ilgili cümleler.
– Kardeşim, yeni badana yaptığımız evin duvarlarını çizmiş.
– Kerpiç duvarları beyaz kireçle badanalanmış, genişçe eyvanı bütün sonbahar güneşini alan evlerden birinde oturuyorduk. (A. H. Tanpınar)
– Mektep bir katlı, duvarları badanalı idi. (Ö. Seyfeddin)
– Oysa ev öylesine yıkıntıya dönmüştü ki, duvarlara sürülen badana hemen kabarıyor, döşemeleri çatlatıp çıkan yabanotlarını, kirişleri çürüten zehirli sarmaşıkları durdurmaya harç yetmiyordu. (G. Garcia Marquez)
– Biraz daha yürüdükten sonra çivitli kireçle badana edilmiş olan ev göründü.
– Ama beş yüz yıldan fa zla zaman geçmişken, bütün bu sürede orada kalabilmiş olan fresklerin üstüne badana geçiliyor. (Murat Belge)
– İki gündür badanayla uğraşıyoruz.
– Okullarımızın boya badana gibi fiziki durumları gözden geçirildi ve acil olan yerler boyandı.
– Badanasını da dış sıvanın umûmî rengine uydurmakta o kadar güçlük çekmedi. (A. M. Efendi)
– Yalnız içerisi beyaz badana edilmiş ve birkaç kanepe, koltukla döşenmişti.
– Bu kahvelerin çoğu beyaz badana duvarlıdır. (S. Birsel)
– Eve badana yapılması şart oldu.