Hamiyet; milletinin, yurdunun, yakınlarının şerefini koruma gayreti, millî şeref ve haysiyet, fazîlet demektir. Diğer bir ifade ile hamiyet; kutsal şeyleri ve milletin haklarını gözetmek, namus, şerefi ve fikirleri töhmetten korumak yolunda gösterilen çaba demektir. Hamiyetli ise; millet, vatan ve âilesinin şeref ve haysiyetini koruma gayretine sâhip olan, millî şerefine ve haysiyetine düşkün, vatanperver gibi anlamlara gelir. İşte hamiyet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Var olsun hamiyetli askerler. (Y. Z. Ortaç)
– Kurbân edip vücûdumu ben râh-ı millete / Terkeyledim hayâtımı fikr-i hamiyyete. (N. Kemal)
– İçinde müthiş bir harp taraftarlığı, bir vatanperverlik, bir hamiyet taşıyordu. (R. H. Karay)
– Devletin hâlinden ümitsizliğe düşerek tedbirlere başvurmaktan kalmayı hamiyetsizlik saymakta. (K. Çelebi)
– Endişeleri sadece hamiyetlerinden ileri gelmiyor, ekmek kapıları olan sarayın yıkılmasından da korkuyorlar; ya artık maaş alamazlarsa. (C. Meriç)
– Ve siyâsî görüşü her çağında çok keskin olmakla berâber, sonuna kadar hamiyetli bir vatandaştan ileri politik hayâtı asla kabul etmemiştir. (S. Ayverdi)
– Allâh’ın cömertlik tecellîsinin bir tezâhürü de fakirlerdir. Hak Teâlâ, fakirleri kerem sâhiplerine mürâcaat ettirir. Böylece hamiyetli zenginler için saâdet yolları hazırlanır. Hak Teâlâ’nın bir başka cömertlik tecellîsi de, yoksula yardım etmesi için zenginin gönlünde sevgi ve merhamet duygusu uyandırmasıdır.
– Bir de baktım ki tek onluk bile yokmuş kesede / Mührüm boynunu bükmüş duruyormuş sâde / O zaman koptu içimden şu tahassür ebedî / Ya hamiyyetsiz olaydım ya param olsa idi. (M. Âkif)
– Osmanlılık… o dünkü hamiyyet, muhâleset / Mahvolmamış ve olmayacaktır (Tevfik Fikret). Biz hamiyet göstermezsek vatan elden gidecek. (M. E. Yurdakul)