Sebe Suresi, Kur’an-ı Kerim’in otuz dördüncü süres olup Mekke döneminde inmiştir ve 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ” kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır. Sûrede başlıca müşriklerin ahireti inkâr etmeleri, Davûd ve Süleyman Peygamberlerin kıssaları ve müşriklerin Hz. Muhammed’in peygamberliği hakkındaki bazı şüpheleri konu edilmektedir.
Sebe suresi 28. ayet arapça yazılışı
وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا كَٓافَّةً لِلنَّاسِ بَشٖيراً وَنَذٖيراً وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Sebe suresi 28. ayet okunuşu
Ve ma erselnake illa kaffeten lin nasi beşiren ve neziren ve lakinne ekseren nasi la ya’lemun.
Sebe suresi 28. ayet meali (anlamı)
Diyanet İşleri (Yeni) Meali: Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali: Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Ömer Çelik Meali: Rasûlüm! Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.
Sebe suresi 28. ayet tefsiri
Önceki peygamberler belli bir zaman dilimi ve belli bir bölgeye gönderilirken, Allah Resûlü (s.a.s.) kıyâmete kadar bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Çünkü, önceki zamanlarda olduğu gibi, ne kendisiyle birlikte başka bir peygamber gönderilmiştir, ne de kendisinden sonra başka bir peygamber gelecektir. (bk. Ahzab 33/30) Onun tebliğ ettiği din ebediyen geçerli olacaktır. O dinin üzerinde durduğu en mühim husus kıyâmet ve hesaptır. İnsanların kıyametin kopmasıyla ilgili şüpheleri olsa da, hem küçük kıyamet olan ölüm için, hem de büyük kıyamet için belirlenmiş kesin bir an vardır ki, o an gelince olacak olacaktır. Onu bir saniye ileri veya geri almak imkânsızdır. (Ömer Çelik Tefsiri)