Kavga; şiddetli tartışma veya dövüş, mücâdele, savaş, vuruşma, cenk, düşmanca davranışlarla, eylemlerle, sözlerle kendini gösteren çekişme gibi anlamlara gelir. Ayrıca kavga; herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele demektir. İşte kavga kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sık sık kavga çıkıyordu aralarında, ana avrat küfrediyorlardı. (C. Meriç)
– Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. (F. R. Atay)
– Fakat beni asıl saran şey Kul Hasan’ın ölümünden iki yüz elli sene sonra Eşrefoğlu ile kavga etmesidir. (A. H. Tanpınar)
– Su yolunda tuğlacılarla konducular arasında kavga patladı. (L. Tekin)
– O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi. (A. Ümit)
– Kavga, birçok tutuklamalarla sonuçlandı.
– Kavgada vatanın hudûdu ile âhiretin hudûdu arasında ne fark olur? (N. Kemal)
– Hasan bir kavgaya karıştı ve burnunu kırdı.
– Güzel güzel geçiniyoruz. Kavgalı falan değiliz. (Ahmet K. Tecer)
– Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. (F. R. Atay)
– Şu kavga bir bitse dersin. (O. V. Kanık)
– Sen niye kavga ediyorsun?
– Medeniyet târihçisi mâzîdeki kavgacılığından vazgeçti. (C. Meriç)
– Şehrin gürültü edilen, kavga çıkan biricik yeridir. (S. F. Abasıyanık)
– Her gün kavga ettiğin artık yetmedi mi?
– Yıkılan devrin mîrâsı İttihatçılar arasında kavga dövüş pay edilmiş. (R. N. Güntekin)
– Seçimler yaklaştı, post kavgası da başladı.
– Bir gün hiç yoktan kavga çıkarıp oğlanın ağzını burnunu bir güzel dağıtıverdiler. (N. Cumalı)
– Eğer arkadaşlarınla kavga edersen seninle aramız bozulur.
– Mızıka kavga havası çalıyor. (N. Kemal)
– Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak. (H. E. Adıvar)
– Al sana bir kavga. (A. M. Efendi)
– Bütün gün ekmek kavgasındayız, e hâliyle yoruluyor insan.