Tecrübe; deneme, deney, karşılaşılan çeşitli olaylardan elde edilen görgü, görmüş geçirmişlik, olayların insana kazandırdığı olgunluk gibi anlamlara gelir. Tecrübeli ise; Yyptığı işte tecrübe kazanmış, birçok olayla karşılaşmış ve bunlardan ders alıp olgunlaşmış, görmüş geçirmiş, deneyimli demektir. Tecrübe tahtasına dönmek‘te; arka arkaya başarısız denemelere konu olmak, deneme tahtasına dönmek manalarına gelir. İşte tecrübe kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu tecrübeler arasında Türk mîmârîsi de kendine bir üslûp yaratmaya çalışıyordu. (A. H. Tanpınar)
– Kırkını geçmiş insanların tecrübelerine sâhip olduğuma inanıyordum. (P. Safâ)
– Hayır, kendi tecrübemin sonunu söylüyorum. (A. M. Efendi)
– Ama tecrübesi, bilgisi ve kābiliyeti ile devlet hazînesini parmağında oynatan İbrâhim Efendi azametle yerinde oturmakta devam ederdi. (S. Ayverdi)
– O gidiş de tecrübesiz bir kızı gebe koymaya kadar vardı, öyle değil mi? (A. M. Efendi)
– e yine bir sahife dolusu çeşit çeşit, biçim biçim imzâ tecrübeleri… (Y. Z. Ortaç)
– Bu tecrübesiz genç, bu câhil adam. (A. M. Arolat)
– Böyle fennî tecrübeler ne kadar hoşuma gider, bilirsiniz ya. (A. M. Efendi)
– Daha önce birçok alanda tecrübe sahibi olduğum için girdiğim her işte başarılı oldum.
– Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır. (C. Meriç)
– Bu kadar akıllı ve tecrübeli adamların elinde Millî Eğitim Bakanlığı da buna nasıl karar verebilmiş? (B. Felek)
– Paşa bana çok kızıyor ve tecrübesizliğimden, cehâletimden başlayarak izzet-i nefsimin daha derin taraflarına kadar hücum ediyordu. (P. Safâ)
– Sonraları, diplomasi âleminde edindiğim tecrübeler bana, bu hükmümde yanılmadığımı ispat etmiştir. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Bir Fransız garip bir tecrübeye girişmiştir. (A. Hâşim)
– Bu maçlar, bizim için olduğu gibi rakibimiz için de tecrübe oldu.
– Fakat insan, nefsinde tecrübe etmediği bir şey için fikir yürütemez. (K. Nâdir)
– Bu alanda daha önce hiçbir tecrübem olmadı.
– Uzviyattaki mücâdele fiilinin içtimâiyatta, insanlıkta da lâzım ve mecbûrî bulunduğunu fenle, tecrübe ile gösteren Darvin’den nefret ederdi. (Ö. Seyfeddin)
– Henüz tecrübesizdim, yirmi ikiydi yaşım. (O. S. Orhon)
– Bu işi daha önce tecrübe etmiş miydiniz?
– Merdiveni yerinden kımıldatıp kımıldatamayacağını bir kere tecrübe eder. (A. Midhat Efendi)
– Benim bilgim yok, fakat bir şeyim var: Tecrübe… (F. N. Çamlıbel)
– Yaşımdan yirmi yıl daha tecrübeli bir gülüşle otuz iki dişimi gösteriyorum. (Y. Z. Ortaç)