Gergin; çekilebileceği kadar çekilmiş, uzayabileceği kadar uzamış olup olabileceği en düz durumda olan, sarkık olmayan, gerilmiş durumda olan, (organlar ve özellikle deri için) gevşek ve pörsük olmayan, düz ve pürüzsüz duran, kırışığı bulunmayan, düzgün olan demektir. Gergin mecaz anlamı ise; can sıkıcı şeylerle tatsız bir durum almış, huzursuz, bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki) gibi manalarına gelir. İşte gergin kelimesi ile ilgli cümleler.
– Akşam akşam gerginlik yaratmayın.
– Her yıl bir ömür boyunca yazdan / Yelkenler açılsın ufka gergin. (Y. Kemal)
– Kapıyı ihtiyar hanım açtı, evde gergin bir hava vardı. (H. E. Adıvar)
– İki devlet arasındaki münâsebetler gittikçe gerginleşiyor.
– Balçar’ı gerginlikten kurtarmaya çalıştığı belliydi. (M. N. Sepetçioğlu)
– Dudaklar çatlak ve gergin. (A. H. Tanpınar)
– İpi gergin tutun.
– Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı. (P. Safa)
– Döndüğü zaman hoş olmayan çatışmalar olabilmesi ihtimâli evde gerginlik yaratmıştı. (H. E. Adıvar)
– Başkan adaylarının tarafları arasında zaman zaman gergin anlar oluştu.
– Gördüğü gazete manşetlerinde gergin vaziyetten bahsediyorlardı. (A. H. Tanpınar)
– Uçak kalkarken çok gergindim.
– Kısa peçesinin altında beyaz, gergin bir kuğu boynu ile ışıl ışıl gözleri var. (Y. Z. Ortaç)
– Arkadaşımın kocasıyla arası gergin.
– Ben onun kadar gergin bir insan görmedim.
– Körlerde ağzın hareketlerine varıncaya kadar her şey değişiyor, ancak cansız maddelerde görülen bir gerginlik, hiçbir sesin kıramadığı bir nevi sessizlik siniyor. (A. H. Tanpınar)
– Son davranışı havayı büsbütün gerginleştirdi.
– Neden bu kadar gergin davranıyorsun?
– Bu günlerde kendimi çok gergin hissediyorum.
– Duruşmada sanık avukatları ile mahkeme heyeti arasında gergin anlar yaşandı.
– Böyle gergin olmaya gerek yok.
– Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır. (İ. A. Gövsa)
– iyâsî durum çok gergin.
– Dudaklarında gergin, cali bir tebessümle ilerledi. (P. Safa)
– Kadın geçkinceydi ama cildi hâlâ gergindi.
– Arkadaşına sataşıp, gerginlik yaratmaya çalışma.