Kan ağlamak deyiminin anlamı
* Sürekli ağlamak, büyük bir üzüntü hâli yaşamak.
* Çok büyük bir üzüntü neticesinde yakınmak, dertten müzdarip olmak.
Örnek: Dört çocuk tek başıma kaldım, çaresizim, içim kan ağlıyor ama kimseye açılamıyorum.
Örnek 2: Her ne kadar ateş düştüğü yeri yaksa da; inan bizimde içimiz kan ağlıyor kardeşim.
Ağlama duvarına dönmek deyiminin anlamı
Herkesin şikayetini, derdini dinler duruma gelmek.
Örnek: Gelen giden derdini bana anlatıyor, ağlama duvarına döndüm.
Örnek 2: Torunların şikayetleri arttıkça, büyükbaba ağlama duvarına dönmüştü.
Ağlayası gelmek deyiminin anlamı
Üzülerek, ağlayacak gibi olmak.
Örnek: Ağlayasım geldiyse de kendimi tuttum.
Örnek 2: Böyle haberler görünce insanın ağlayası geliyor.
Ağlamaklı olmak deyiminin anlamı
Ağlayacak duruma gelmek.
Örnek: O kadar duygulandık ki hepimiz ağlamaklı olduk.
Katıla katıla ağlamak deyiminin anlamı
Aşırı derecede ağlamak.
Örnek: Canı çok yanmış olacak ki, hala katıla katıla ağlıyor.
Örnek 2: İnsanı katıla katıla ağlatacak şeyler vardır hayatta, kaybetmeden değer bilin.
Örnek 3: Bebek katıla katıla ağlamaya başlayınca, annesi hemen yanına koştu.
Anası ağlamak deyiminin anlamı
Çok eziyet çekmek, sıkıntıya katlanmak, bitkin duruma düşmek.
Örnek: Onu buraya getirinceye kadar anam ağladı.
Figan etmek deyiminin anlamı
Bağırarak ağlamak, inlemek.
Örnek: Zamanında çok uyardık, şimdi paralar gitti diye figan etmeyin.
Örnek 2: Çocuk figan etmese, belki alacak dondurmayı. O da işi inada bindirdi, almadan yürüdü gitti.
Gözyaşı dökmek deyiminin anlamı
Ağlamak.
Örnek: Annesinin ardından gözyaşı döktü.
Yaşlara boğulmak deyiminin anlamı
Çok ağlamak.
Örnek: Keşke kazanamadığını söylemeseydik, yaşlara boğuldu çocuk.
Siyem siyem ağlamak deyiminin anlamı
İplik iplik gözyaşı dökmek.
Örnek: Siyem siyem ağlamak senin gibi tatlı bir çocuğa hiç yakışmıyor.
Gözünden yaş boşanmak deyiminin anlamı
Çok ağlamak.
Örnek: Gözünden yaş boşanınca daha fazla dayanamadım.
Örnek 2: Zayıfı olduğunu öğrenince, gözünden yaş boşandı.
Gözyaşına boğulmak deyiminin anlamı
Çok ağlamak.
Örnek: Gözyaşına boğulunca daha fazla dayanamadım.
Örnek 2: Zayıfı olduğunu öğrenince, gözyaşına boğuldu.
Gözleri dolmak deyiminin anlamı
Ağlayacak gibi olmak, duygulu bir durum nedeniyle gözleri yaşla dolu olmak.
Örnek: Hiç beklemediği bir anda beni karşısında görünce gözleri dolu dolu oldu.
Örnek 2: Ölmüş olan annesi aklına geldikçe gözleri dolardı.