Mazi; geçmiş, geçmiş zaman, bugüne göre geride kalmış zaman, geride kalmış, yaşanıp bitmiş, yaşanmış ve bugüne göre geride kalmış hayat gibi anlamlara gelir. İşte mazi kelimesi ile ilgili cümleler.
– O gaz lambaları maziye karıştı.
– O takımın başarıları artık maziye karıştı.
– Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet. (C. Meriç)
– O artık benim için mazide kalmış herhangi biri.
– Mâzî o bir cihân idi hep reng ü nûrdan / Sığmazdım âsumâna o demler gurûrdan. (T. Fikret)
– Mazide kalan güzel günleri düşününce hem içim ısınıyor hem de özlemle yanıyor.
– Gönlüm isterdi ki mâzîni dirilten san’at / Sana târîhini her lahza hayâl ettirsin. (Y. Kemal)
– Senin mazinde neler var?
– Bu rüyâ gibi geceden sonra / Gidecek mi o mâzîden gelen. (O. V. Kanık)
– Mazisi temiz olan birini işe alırsak daha rahat çalışma imkanı buluruz.
– Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir. (H. R. Gürpınar)
– Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
– Bu şarkılar beni maziye, o güzel günlere götürdü.
– Ey Türk, bu satırlarda mâzînin destanlarını, hâlin hicranlarını söylemek ve inlemek istedim. (A. H. Müftüoğlu)
– Seni tanıdığıma göre sen mazisi pek parlak biri değilsin.
– Birinci Sultan Ahmed zamânında başladığı rivâyet edilen mahyanın üç yüz senelik bir mâzîsi var demekti. (S. Ayverdi)
– Gözümde canlanır koskoca mazi, sevdiğim nerede ben neredeyim?
– Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmet. (C. Meriç)
– Bu işin mazisi o kadar eski sayılmaz.
– Fikr-i müstakbel ü mâzîyi bırak ârif isen / Böyledir hâl-i zaman bir var imiş bir yok imiş. (Kânî)
– Maziyi bir kenara bırakıp geleceğimize baksak.
– Umarım bu sıkıntılı günler mazide kalır.
– O ucuzluk günleri artık mazide kaldı.