Mukabil; bir şeyin tam karşısına gelen, karşılık, karşısında bulunan, karşı karşıya olan, bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan, rağmen gibi anlamlara gelir. İşte mukabil kelimesi ile ilgili cümleler.
– Nerîman da bu in’âmâtına mukābil hanımına olanca samîmiyyet-i derûnî ile rabt-ı kalb eylemişti. (H. R. Gürpınar)
– Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir. (A. Ş. Hisar)
– Odanın iki mukābil cihetinde geniş iki sedir. (H. R. Gürpınar)
– Bir katrenin mukābili bin intikamdır. (E. B. Koryürek)
– Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir. (A. H. Müftüoğlu)
– Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu. (R. N. Güntekin)
– Bir ümit ve îmâna mukābil bin yeis ve inkâra tesâdüf ederken bir sabah nâgâh gazetelerde avdet-i meşrûtiyyeti tebşir eden üç satırlık bir nesir görüldü. (C. Şahâbeddin)
– Yan yatmış o cism-i bî-mümâsil / Gelmiş seri kıbleye mukābil. (A. Hâmit)
– Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm. (A. H. Çelebi)
– Bütün bunlara mukabil kendisinin ortaya sürdüğü sebepler ve itirazlar ne kadar manasızdı.
– Düşmanlarla beraber Anadolu’da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş. (Atatürk)
– O düğmeleri sök, iliklerin tam mukābillerini bul da dik. (H. R. Gürpınar)