Yolunu beklemek deyiminin anlamı
* Bir kimsenin gelmesini beklemek.
* Hasretle gelmesini beklemek.
Örnek: Az yolunu beklemedi oğlunun.
Örnek 2: Ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim. (M. Ş. Esendal)
Dört gözle beklemek deyiminin anlamı
* Büyük bir ümitle beklemek, yolunu gözlemek.
* Özleyerek, çok isteyerek, büyük bir sabırsızlıkla beklemek.
* Çok isteyerek ya da özleyerek beklemek.
* Büyük bir sabırsızlıkla, istekle beklemek. Çok istemek, isteyerek beklemek.
Örnek: Annemin yolunu dört gözle beklemeye başladım.
Bekle yârin köşesini deyiminin anlamı
Yakında gerçekleşeceği beklenmeyen umutlar için söylenen bir söz.
Bekleme salonu edebiyatı deyiminin anlamı
Sırf vakit geçirmek için okunan, fazla bir dikkat istemeyen değersiz kitaplar.
Beklemeye almak deyiminin anlamı
* Herhangi bir şeyi kısa veya uzun bir süre ertelemek.
* Telefonla yapılan iletişim sırasında karşı tarafı geçici bir süre bekletmek.
Beklemekten ağaç olmak deyiminin anlamı
Bir yerde, ayakta durarak uzunca bir süre beklemek.
Örnek: Yarım saattir kapıda beklemekten ağaç olduk, gidelim bence.
Örnek 2: Belediye otobüsünü beklemekten ağaç oldum.
Örnek 3: Beklemekten ağaç oldum, kök saldım, meyve vereceğim yakında.
Tetikte beklemek deyiminin anlamı
Her an uyanık ve hazır bulunmak.
Örnek: Ben size tetikte bekleyin, gözünüzü dört açın demedim mi?
Örnek 2: Gelmezler ama sen yine de tetikte bekle.
Örnek 3: Her an müdür gelebilir, tetikte bekleyelim.
Sol eli beklemek deyiminin anlamı
Yemeğe beklenilen birine, yemeğe başlandığını şaka yollu anlatmak için kullanılan bir söz.
Örnek: Sol elimiz seni bekliyor, hoş gelin.
Nöbet beklemek deyiminin anlamı
* Kurum ve kuruluşlarda işlerin aksamadan yürümesi için sıra ile görev yapmak.
* Asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak.
Örnek: Bugün okulda ben nöbet bekliyorum.
Örnek 2: Hastanede iki gün nöbet beklemek kolay olmadı.
Örnek 3: Sıradaki askerler nöbet beklemek için yola çıktılar.
Örnek 4: Karakolun önünde iki polis nöbet bekliyor.
Korku dağları bekler deyiminin anlamı
Korku daima varlığını duyurur.
Kısmet beklemek deyiminin anlamı
Evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek.
Örnek: Kızlar evde oturup kısmet beklemektense, çıkıp çalışmak istiyor.
Örnek 2: Kaç yıldır kısmet bekliyor, ama hiç talibi yok.
Hacı bekler gibi beklemek deyiminin anlamı
Büyük bir sabırsızlıkla beklemek.
Örnek: Çocuklar annelerini, hacı bekler gibi kapıda beklediler.
Örnek 2: Çık gel artık, hacı bekler gibi bekletiyorsun bizi.
Örnek 3: Öğrenciler hacı bekler gibi karın yağmasını bekliyor.
Örnek 4: Verdiğim siparişleri hacı bekler gibi bekliyorum.
Örnek 5: Hacı bekler gibi beklediğim mesaj nihayet geldi.
Güvey olmadık, ama kapı dışında bekledik deyiminin anlamı
Bu konuyu her ne kadar iyi bilmiyorsak da büsbütün yabancısı da değiliz.
Fırsat beklemek deyiminin anlamı
En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
Örnek: Güzel bir araba almak için fırsat bekliyor.
Örnek 2: Fırsat bekliyorum, fırsat bulunca her şeyi anlatacağım.
Örnek 3: Ona haddini bildirmek için, fırsat bekliyorum.
Başını beklemek deyiminin anlamı
* Gözetlemek.
* Hastanın yanında bulunmak.
Başında beklemek deyiminin anlamı
* Yakınında durup gözetlemek.
* Hastanın yanında bulunmak.
Örnek: Ben bisikletimin başında bekleyeceğim.
Örnek 2: Sen ustanın başında bekleme, işin varsa eve git.
Örnek 3: Üç gece başında bekledim, iyileşti çok şükür.
Örnek 4: Bu gece sen başında bekle, yarın ben gelirim.
Ağzına verilmesini beklemek deyiminin anlamı
Çalışmayıp işlerinin başkaları tarafından yapılmasını beklemek.
Örnek: Sen böyle her şeyin ağzına verilmesini beklersen işin çok zor.
Örnek 2: Ağzına verilmesini bekleme, biraz da kendin çalışıp çabala.