Tavan; bir binânın, bir odanın, kapalı bir yerin üst kısmını oluşturan düz bir yüzey şeklindeki kısım demektir. Tavan mecaz anlamı ise, aşılmaması gereken en yüksek seviye veya fiyat demektir. İşte tavan kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sen öyle söyleyince, tavan başıma çöktü sanki.
– Duyuluyor zamânın tahtayı kemirdiği / Tavan aralarında, tavan aralarında. (N. F. Kısakürek)
– Bir ışık oyunu var tavanda. (O. V. Kanık)
– Hemen söyleme, tavan kadının başına çökecek.
– Hasan kafasını arabanın tavanına çarptı.
– Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor… (Y. Z. Ortaç)
– Evimizin tavanı her an çökebilir diye çok korkuyorum.
– Odanın tavanını badana yaptım.
– Tavan arasını temizlemem gerekir mi?
– Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır.
– Tavan arasını arşiv olarak kullanıyoruz.
– Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi. (H. Taner)
– Evin tavanı damlıyordu.
– Yuvarlak bir lamba, tavanın ortasında asılıyor.
– Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu. (M. Ş. Esendal)
– Dolar bugünlerde yine tavan yaptı.
– Enerji şirketlerinin hisseleri tavana vurmuş.
– İnşaat yaparken tavan izolasyonuna çok dikkat etmemiz gerekiyor.
– Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım. (H. S. Tanrıöver)
– Alışveriş merkezinin tavanı çökünce büyük bir facia yaşandı.
– Tavan arasından bir gürültü duydum.
– Tavan arasında ne yapıyordun?
– Bu küçük odanın dört duvarı yerden tavana kadar çinilerle kaplı idi. (A. Hâşim)
– Tavan çökünce ev ahalisinin çoğu altında kalmıştı.
– Maşallah adamın boyu o kadar uzundu ki neredeyse başını tavana vuracaktı.
– Maç başlamak üzere ve heyecan tavana vurmuş durumda.