İnsaf; hakka ve adâlete uygun davranış, nefse değil vicdâna uyarak adâletle hareket etme, merhametli davranma demektir. Ayrıca insaf; bu kadarı da fazla, yeter artık, hakka uy, vicdânına uy gibi anlamlara gelir. İşte insaf kelimesi ile ilgili cümleler.
– Çamaşır makinesinin onarılıp onarılamayacağı, ustanın insafına kalmıştı.
– Feleğin insâfı yok mudur? (N. Kemal)
– İnsaf dinin yarısıdır. (Hadîs-i Şerif)
– İnsaf, bunu kaç kez söyledim sana!
– İnsafa gelir mi yâr? Heyhât! (M. Nâci)
– Yeter be abla, insaf, biz de insanız! (T. Buğra)
– Adamı insafsızca dövüyor.
– Şîme-i âlemde insâf u mürüvvet kalmamış. (L. Gālib)
– Bu kadar teşvîke bir zavallı çalıkuşu nasıl dayanır, insaf etsenize. (R. N. Güntekin)
– Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
– Devlet parasına ne bahanesiyle olursa olsun el uzatanlara insaf etmemeli.
– Son asrın edebiyâtı hayvanlara karşı daha insaflı davranmış. (A. Hâşim)
– Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?
– Allah korkusu kalbine yerleşmiş olan kimse, insanlar hakkında insâflı muâmelede bulunur. İnsanlar ise, kendilerine insâf ile iyi muâmelede bulunan kimseyi severler. İşte bunun için, insanların sevgisi, kişinin kalbinde Allah korkusunun mevcûd olduğuna ve o kişinin iyiliğine; insanların buğzu (kini) ise, o kimsenin kötülüğüne ve kalbinde Allah korkusunun az olduğuna delîl gösterilmiştir. (Mâverdî)
– Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?
– Şeytanlar ederdi belki insâf. (A. Hâmit)
– Dile kemik, zihne fren, insana insaf şarttır.
– Gönül mâmûresin cevr ile vîrân etti ol zâlim / Gelip insâfa bir gün yine âbâd ettiğin görsek. (Nef’î)
– İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?
– Lâkin hakîm pâdişah kahraman, ârif, fâzıl, şâir olduğu kadar da insaflıydı. (Ö. Seyfeddin)
– Ama insaf edin, bir kadını onun tanıdığı gibi tanıyan bir erkek sevilmez mi? (A. M. Efendi)