Denge; muvâzene, balans, ağırlık merkezinin konumu gereği bir nesne veya canlının devrilmeden durması durumu, siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması, zihinsel ve duygusal uyum, istikrar, ekonomik hayatın uyumlu düzeni gibi anlamlara gelir. Denge mecaz anlamı; sâhip olunan nitelik ve niceliklerin uyumu sonucu sürekli ve tabiî durumun, âhenkli düzenin bozulmadan devam etmesi durumu manasına gelir. Denge fizik terimi olarak ise; bir cismin, kendisine tesir eden kuvvetlerin ve bunların momentlerinin toplamının sıfır olması sonucunda sükûnette (hareketsiz) kalması anlamına gelir. İşte denge kelimesi ile ilgili cümleler.
– Hazîne Bakanlığı, devletin gelir ve giderlerini denetleyerek dengede tutmaya çalışıyordu. (A. Kabaklı)
– Dedem âile arasında denge unsurudur.
– Yarışmanın son dakikalarında Ahmet’in dengesi bozulmuştu.
– Çok kazanandan çok vergi, az kazanandan az vergi alarak denge sağlar. (E. Göze)
– Raflar çok dengeli duruyor.
– İnsan başka türlü düşünmez: aklına danışır, duygularını dinler, ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır. (A. Erhat)
– Dedem âile arasında denge unsurudur.
– El arabasını dengeli bir şekilde kullanman gerekiyor.
– Sular dizimize çıktı, göğsümüze, derken ayaklarımız kaydı, dengemizi kaybettik. (M. Yesari)
– Okulda yapılan denge yarışını Ahmet kazanmıştı.
– Ayşe, dengesini kaybedip bisikletten düştü.
– Sistemi denge konumuna getirmeden önce iyi hesap yapmak gerekiyor.
– Dünyadaki bütün dengeler değişti. Artık ne Sovyetler var, ne komünizm tehlikesi. (A. Ümit)
– öz ve hareketlerindeki dengesizlik beni şaşırttı.
– Bu köprünün dengede olup olmadığı her zaman tartışılmıştır.
– Devletler arası denge bozuldu.